İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca üç sanık hakkında dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, sanıklar S.M, Ü.Ç. ve O.A.'nın kuruma ait kullanıcı adı ve şifre girilerek kullanılması gereken kameraları, görevlerinin gereklerine aykırı şekilde kullandıkları belirtildi.
Sanık S.M.'nin üzerine atılı iddiaları doğrulayacak nitelikte ifade vererek pişman olduğunu ifade ettiği, sanıklar Ü.Ç. ve O. A.'nın ise üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri anlatılan iddianamede, S.M. ve Ü.Ç.'nin "Zincirleme şekilde görevi kötüye kullanmak" suçundan 7 aydan 3 yıl 6 aya kadar hapisleri istenirken; O.A.'nın "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapsi talep edildi.
Öte yandan ön inceleme raporlarında "Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu" yönünden de inceleme yapılmışsa da bu suçun soruşturmasının şikayete tabi olduğu olayda kamera görüntülerinin uzaktan ve genel nitelikte olması nedeniyle mağdur tespitinin mümkün olmadığından özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmadı. 15 personel hakkında da takipsizlik kararı verildi.
"ÖZEL HAYATA İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İZLEMEDİM"
İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinde daha önce savunmasını yapan S.M., "İzlediğim görüntülerde yalnızca namaz kılan bir kadın vardı. Diğerlerini bilmiyorum. Kaldı ki kamerayla en çok oynayan bendim. Göstermiş olduğunuz kişilerin özel hayatına ilişkin herhangi bir görüntü izlemedim" derken, sanık Ü.Ç., "Benim kullanıcı adım bile bulunmamaktadır. Hiçbirini ben izlemedim" dedi. Sanık O.A. ise "Benim izlediğim görüntülerde kişiler yoktu" dedi.