Yedisu fayı nereden geçiyor, hangi şehirleri etkiler? Yedisu fay hattı nerede? Fay hattında bulunan iller, ilçeler listesi

Türkiye'nin kuzeyinde, Erzincan ve Bingöl arasında uzanan Yedisu Fayı, sismik bir bomba gibi sessizce bekliyor. Uzmanlar, bu bölgenin 75 kilometrelik fay hattında 1784'ten beri büyük bir deprem yaşanmadığını ve bu sessizliğin büyük bir tehlikeye işaret ettiğini söylüyor. Prof. Dr. Naci Görür ve Dr. Kenan Akbayram gibi isimlerin yaptığı uyarılar, Yedisu Fayı'nın potansiyel tehlikesini gözler önüne seriyor. Görür, bu fay hattının 7.4 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu ve bu depremin Erzincan ve Bingöl için yıkıcı olabileceğini belirtiyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :13 Mart 2024 , 10:58 Güncelleme Tarihi :13 Mart 2024 , 10:58
Yedisu fayı nereden geçiyor, hangi şehirleri etkiler? Yedisu fay hattı nerede? Fay hattında bulunan iller, ilçeler listesi

İÇİNDEKİLER

Türkiye, jeolojik konumu itibarıyla dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Bu durum, ülkenin pek çok bölgesini deprem riski altında bırakıyor. Deprem riski, yapılan bilimsel çalışmalar ve gözlemler sonucunda farklı derecelerde sınıflandırılarak, illerimiz bu risk seviyelerine göre kategorilere ayrılıyor. Bu kategorilerden en yüksek riski barındıranı ise birinci dereceden deprem bölgeleridir.

Prof. Dr. Naci Görür ve Dr. Kenan Akbayram Analiz Etti

Prof. Dr. Naci Görür ve Dr. Kenan Akbayram'ın analizlerine göre, Yedisu Fayı üzerinde 7.2 ile 7.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmesi bekleniyor. Bu büyüklükte bir deprem, bölgede ve hatta geniş bir alanda ciddi yıkımlara yol açabilir. Yedisu Fayı'nın yanı sıra bölgede Elmalı Fayı gibi paralel faylar da bulunmakta ve bu fayların geçmişteki aktiviteleri, bölgedeki sismik riskin boyutunu artırmaktadır.

Yedisu Fayı Nereden Geçiyor, Hangi Şehirleri Etkiler?

Yedisu Fayı, Erzincan'ın Üzümlü ilçesi güneyinden başlayarak, Bingöl'ün Yedisu ilçesine kadar uzanır. Bu geniş coğrafya, fay hattının geçtiği ve etkilenebilecek birçok yerleşim yerini içine alır. Yedisu sismik boşluğunun yanı sıra Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Varto Fay Zonları'nın birleşim noktasında yer alması, bölgenin sismik aktivite açısından oldukça hassas bir konumda olduğunu gösteriyor.

Birinci derece deprem bölgesi olarak sınıflandırılan illerimiz, potansiyel olarak yüksek sismik aktiviteye maruz kalıyor. Bu iller; İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik, Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş, Hakkari, Osmaniye, Kırıkkale ve Siirt olarak belirlenmiştir. Bu illerde yaşayan vatandaşlarımızın, olası bir depreme karşı daha hazırlıklı ve bilinçli olmaları büyük önem taşır.

İkinci dereceden deprem riski taşıyan iller ise, birinci dereceye göre daha düşük fakat yine de göz ardı edilemeyecek bir risk barındırıyor. Bu iller arasında; Tekirdağ, İstanbul (1. ve 2. bölge), Bitlis, Kahramanmaraş, Van, Adıyaman, Şırnak, Zonguldak, Afyon, Antalya, Samsun, Kars, Erzurum, Batman, Ardahan, Iğdır, Adana, Diyarbakır, Malatya, Eskişehir, Kütahya, Ağrı, Çorum yer alıyor. İkinci derece deprem bölgesinde yer alan illerde de depreme karşı alınacak önlemler ve bilinç düzeyi, can ve mal kaybını minimize etmek adına kritik önem taşır.

Prof. Dr. Süleyman Pampal Yedisu Fayı Korkutuyor

Prof. Dr. Süleyman Pampal'ın vurguladığı gibi, bu endişelerin odak noktasında Yedisu Fayı bulunuyor. Bingöl ile Erzincan arasında, yaklaşık 75-80 kilometre uzunluğunda bir fay hattı olarak tanımlanan Yedisu Fayı, uzun süredir sessizliğini koruyor. Ancak bu sessizlik, bilim insanları arasında büyük bir deprem ihtimalinin habercisi olarak değerlendiriliyor.

6 Şubat depremlerinden önce dahi uzmanlar, Yedisu Fayı'nın ilk kırılacak yerlerden biri olabileceğine dikkat çekmişti. Kuzeydeki deniz kenarından daha güneyde, Bingöl ve Erzincan çevresinde büyük bir deprem ihtimali bulunuyor. Bu, bölge halkının ve ilgili kurumların dikkatini çeken ve önlem alınması gereken bir durum olarak öne çıkıyor.

Bölgedeki yerleşim yerlerinin potansiyel bir depremden nasıl etkileneceğini anlamak için olasılıksal sismik tehlike analizi yapılmıştır. Bu analiz, fayın parametreleri, büyüklük, mesafe, zemin özellikleri gibi faktörleri dikkate alarak gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar, zayıf zemin özelliklerine sahip bölgelerin belirlenmesi ve bu bölgelerdeki deprem şiddetinin dağılımının incelenmesi için kullanılmıştır. Elde edilen veriler, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ile entegre edilerek, bölgedeki riskin daha net anlaşılmasını sağlayan bir model oluşturulmuştur.

Türkiye'nin farklı bölgelerindeki deprem riski, ülke genelinde kapsamlı önlemler alınmasını ve her bireyin bu konuda bilinçlenmesini gerektiriyor. Deprem, önceden tahmin edilemese de alınacak önlemlerle olası zararların önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yer alan illerde yaşayan vatandaşlarımızın, depreme karşı her daim hazırlıklı olması ve gerekli önlemleri alması büyük önem taşır.