CHP'de Ekrem İmamoğlu'nun merkezinde olduğu balya balya para sayma görüntülerine ilişkin yürütülen soruşturma derinleştirildi.
Soruşturma kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun kasası olarak bilinen İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz, söz konusu binayı satan Ali Rıza Braka ve avukatı Gökhan Taşkapan savcılığa ifade verdi.
Ekrem İmamoğlu'nun avukatı ve CHP milletvekili Turan Taşkın Özer, Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Onur Öksel, Küçükçekmece Belediye Başkanı'nın oğlu Serdar Çebi ve Maltepe Belediye Başkan Yardımcısı Melih Morsünbül de 'şüpheli' olarak soruşturmaya dahil edildi.
DÜĞÜM ÇÖZÜLÜYOR...
Şüpheli olarak ifadeye çağrılan bir diğer isim ise eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu.
Canan Kaftancıoğlu dün (22 Mart) Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı''nda şüpheli sıfatıyla 2,5 saat ifade verdi.
SORULARI YANITLADI
İfadesinin ardından basın açıklaması yapan Kaftancıoğlu, "Süreci sizin başlattığınız ancak el çektirildiğiniz iddiaları var?" sorusuna "Öyle bir şey söz konusu değildir. Kaldı ki mal sahibinin avukatının buna dair ne fikri, ne de bilgisi olabilir. Öyle bir ifadeyi niye verdiği konusunda fikrim yok" diye yanıt verdi. "Görüntü kayıtlarının Tuncay Yılmaz'a verildiği" sorusuna ise Kaftancıoğlu, "Bilmediğim konuda yorum yapamam" dedi. "Fatih Keleş'in 'Bir tuğla da sen koy' kampanyası yapıldığı yönünde ifade verdiğinin" sorulması üzerine Kaftancıoğlu, bu konuda detaylı ifade verdiğini belirtti.
Canan Kaftancıoğlu ʺŞüpheliʺ sıfatıyla adliyede
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Şüpheli Kaftancıoğlu ifadesinde Ekrem İmamoğlu'nun müdürünü işaret etti. Kaftancıoğlu, Canan Kaftancıoğlu, "Tuncay Yılmaz'ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair en ufak bir ilgim ve fikrim yoktur. Kendisini tanımam. Tuncay Yılmaz'ın orada olması bana da garip gelmiştir." dedi.
Kaftancıoğlu ifadesinde şunları söyledi:
"Yasa dışı yollarla elde edilen görüntü nedeniyle 'şüpheli' olarak ifadeye çağrılmış olmamın hukuki tanımını yapamıyorum. İlk ifadeye çağrılan ben olsaydım eğer ifadeye geldiğimde öncelikle bu gayrimeşru yollarla elde edilen görüntüler nedeniyle ifade vermeyi kabul etmezdim. Önce bu gayrimeşru görüntülerle ilgili sebep olanların ve sebep olanlarla ilgili sürecin ortaya çıkarılmasını ve bu husus ortaya çıkarıldıktan sonra bildiği her şeyi anlatacağımı ifade ederdim. 2018 Şubat ayında CHP İstanbul İl Başkanı olduğumda İstanbul örgütünün il kongresinde bir şey söylemiştim. Birincisi, İstanbul'u yeniden halka vereceğizdi. O güne kadar yapılan benim bilgim bütün il kongrelerinde adaylar İstanbul İl Başkanlığı'na yeni bir bina alacaklarını söz vermişler ama ne yazık ki İl Başkanlığı binasını alamamışlar. Ben söz vermeyeceğimi ama CHP İstanbul İl Örgütü'ne yakışan bir binayı İstanbul örgütü ile birlikte inşallah el birliğiyle alacağız, yapacağız' demiştim'"
"HERKESİN KATKIDA BULUNMASINI İSTİYORDUK"
Kaftancıoğlu ifadesinin devamında, "2018'de İstanbul'un 39 ilçesinde kimi görseler, hangi partiliyle konuşsalar İstanbul örgütüne yakışan bir bina bakılmaya başlanıldı. Seçim çalışmaları başladı, bitti ve devamında yerel seçim çalışmaları başladı. Bu arada hala il binası alımı için araştırmalar devam ediyordu. Şu detayı da vereyim, Şişhane'de bulunan parti binası 5 katlı bir binanın son 2 katıydı. Bir dönem 1. kat satılığa çıktı. Bu katı almayı bile düşündük ancak arada satılmayan 2 katın bulunması, dairenin çok fazla masraf gerektirmesi nedeniyle bu binadaki daireleri almaktan vazgeçildi. Yerel seçimler bitti, 'bir tuğla da sen koy' dayanışma kampanyasını başlattık. Kampanya başlatıldığında emekli vatandaşın vereceği meblağla il binasının alınamayacağını ben de biliyordum ancak alınacak olan binada bir aidiyet hissetmesi için az da olsa herkesin katkıda bulunmasını istiyorduk. Bununla ilgili kampanyalar, çağrılar yaptık" şeklinde konuştu.
VERGİ KAÇIRILDI İTİRAFI
İfadesine devam eden Kaftancıoğlu, "Arayışımız sürerken son olarak Sarıyer'de bir projede satılık bir bina olduğunu ve bu binanın il parti binası için uygun olduğu yönünde arkadaşlarımdan tavsiye aldım. Bizzat yere giderek gördüm ve çok beğendim. Görüşmelere başladık. Yanlış hatırlamıyorsam avukat, mal sahibinin bina için 43 veya 44 milyon lira istediğini söyledi. Ben de pazarlık yapılması gerektiğini ifade ettim. Bize tapular değil, Emlak Konut ile Seas Besicilik arasındaki sözleşme protokolü gelmişti. Tapusu yoktu. Mal sahibiyle görüşemeyince avukat beye tam olarak siyasi parti olduğumuzdan dolayı satış vaadi sözleşmesine istinaden bu binayı satın alamayacağımı, bu şartlar altında pazarlığa oturamayacağımı, siyasi parti olduğumuzdan dolayı ne kadar bedelle satın alma konusunda anlaşırsak o bedeli olduğu gibi tapuda resmi olarak göstereceğimizi söyledim. Siyasi partiler taşınmaz alımlarında herhangi bir vergi ödemedikleri için ben özellikle satın alınan gerçek değerin tapuda resmi olarak gösterilmesi konusunda ısrarcı oldum. Tapuda bedelin 24 milyon lira olması ile 41 milyon lira olması arasında partimiz açısından herhangi bir fark olmayacaktır. Sonradan öğrendiğim kadarıyla satıcı bu binayı yaklaşık 1 yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığı için aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış'' şeklinde konuştu.