Münevver Karabulut'u 3 Mart 2009 tarihinde vahşice öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri'de kaldığı koğuşta intihar etmişti.
Geçtiğimiz günlerde Garioğlu'nun otopsi fotoğraflarına ulaşıldı.
Münevver Karabulut'u 3 Mart 2009 tarihinde vahşice öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri'de kaldığı koğuşta intihar etmişti.
Geçtiğimiz günlerde Garioğlu'nun otopsi fotoğraflarına ulaşıldı.
Kamuoyunun günlerce konuştuğu otopsi fotoğraflarında, Garipoğlu'nun ellerindeki morarmalar dikkat çekmişti.
Her iki el parmaklarında görülen morarmanın siyah mürekkep lekesi olduğu ortaya çıktı.
Kamuoyu gündemine düşen bu görüntülerin ardından Garipoğlu'nun hapishanedeki odasında başında poşetle ölü bulunduğu 10 Ekim 2014 sabahına kadar olan son 24 saatteki kamera görüntülerine ulaşıldı.
Garipoğlu, Silivri 5 No'lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda F Blok F3 Alt koğuşunda kalıyordu. Koğuşta 3 yaşam odası, 1 hobi odası, 1 mutfak ve avlu yer alıyordu. Kameralar, özel yaşam alanı olan bölmeler ve mutfağı görmüyordu, sadece bölmelere giriş çıkış, koğuş dışı ile içinin koridor kısmı ve mutfakla bağlantısı bulunan avluyu gösteriyordu.
ANNE-BABAYLA 1 SAATLİK GÖRÜŞME
9 Ekim'de sabah sayımını saat 08.11'de veren Garipoğlu, Kurban Bayramı nedeniyle anne ve babasıyla 10.50'den 11.42'ye 'açık görüş'te bir araya geldi.
AKŞAM SAYIMINI VERDİ
Garipoğlu öğle yemeğini yedi ve bir süre avluda dolaştı. 14.30'da tekrar koğuşa geçti ve mazgaldan verilen yemeği yedi. 20.07'de ise akşam sayımını verdi.
Gardiyanlar koğuşu en son, 9 Ekim'i 10 Ekim'e bağlayan gece saat 01.50'de mazgaldan bakarak kontrol etti. Garipoğlu o esnada mutfakta bulaşıkları yıkıyordu. Kapıya gelen gardiyanlara başını uzatarak cevap verdi. İfadeler ve görüntüler bu olay örgüsüyle örtüştü.
TABUREYİ ALDI KAPIYI KAPATTI
Son kontrolün ardından gece uzun bir süre koridorda volta atan Garipoğlu saat 03.14'te koridorda bulunan tabureyi aldı ve 3'üncü bölmeye geçip kapısını kapattı. İddiaya göre bir daha da canlı olarak dışarıya çıkmadı.
Bu esnada kamera kayıtlarına göre, avlu, iç ve dış koridor görüntülerinde koğuşa giren, çıkan kimse yoktu. 10 Ekim sabahı gardiyanlar Garipoğlu'nu 3 numaralı odada başında poşet, boynunda kırmızı renkli düğümlenmiş naylon çamaşır ipi, üstü çıplak, altında eşofmanla yerde buldu.
Ancak ölen kişinin Cem Garipoğlu olmayacağına yönelik çeşitli iddialar zaman zaman basında ve kamuoyunda sık sık yankı buldu.
Bu durum üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etti fakat bu talep Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi.
DOSYAYA BİLİRKİŞİ ATANDI
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndan Cem Garipoğlu'nun otopsi sırasında yapılan işlemlerine ait fotoğraflar ve video kayıtlarının hazırlanıp gönderilmesi istenerek dosyaya bilirkişi atandı.
GÖRÜNTÜLERİ İNCELEYEN KİŞİ TRAFİK POLİSİ Mİ?
Cem Garipoğlu'nun otopsi görüntülerini inceleyerek rapor hazırlayan bilirkişinin trafik polisi olduğu iddiası ise olaya yeni bir boyut kazandırdı.
AVUKATTAN YENİ İDDİA! BELGE YAYIMLADI
Konuyla ilgili olarak Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir bilirkişinin trafik polisi olduğuna dair bir belge yayınladı.
Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir "Tam 15 yıldır Münevver Karabulut cinayetinde mağdur aile vekilliği yapıyoruz. Bu süreçte Adli Tıp Kurumunda, kollukta ve yargıda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok ihmal yaşandı. Türkiye bir haftadır Cem Garipoğlunun adli tıptaki fotoğraflarını ve bilirkişi incelemesini konuşuyor. Peki kim yaptı bu incelemeyi? Hepimiz Adli tıp uzmanı veya bir doktor demeliyiz. Fakat adli tıp görüntülerinin dökümünü yapan ve raporu hazırlayan Trafik Polisi. Bu raporun akademik ve bilimsel perspektifi ve saygınlığı tartışılır haldedir. Otopsi görüntülerinin dökümünün bir adli tıp uzmanı yerine trafik polisine yaptırılması hukuken ve fiilen kabul edilemez. Hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız." ifadelerini kullandı.
