"VATANIMIZIN GÜVENLİĞİNİN TEMİNATI OLMAYI SÜRDÜRÜYOR"
Savunma sanayisinin Türkiye'deki belli çevreler tarafından sık sık hedefe konulduğuna dikkati çeken Erdoğan, tüm itibar suikastlerine rağmen özveriyle çalışan savunma şirketlerine teşekkür etti.
Erdoğan, bugün savunma sanayinde 3 bin 500'den fazla firmanın 80 bini aşkın personeliyle Türkiye için çalışmaya devam ettiğini aktararak, şunları kaydetti:
"7-18 Mayıs arasında icra edilen Deniz Kurdu-2 Tatbikatı'nda savunma kabiliyetimizi bir kez daha izleme fırsatı bulduk. Silahlı Kuvvetlerimiz karada, denizde ve havada vatanımızın güvenliğinin teminatı olmayı sürdürüyor. Donanmamız, mavi vatanın savunmasının yanı sıra dünya denizlerinde bayrağımızı dalgalandırarak küresel barış ve istikrara da katkı sunuyor. Tatbikatın planlanması ve icrasında emeği geçen tüm komutanlarımızı ve askerlerimizi tebrik ediyorum. Rabb'im, Mehmetçiklerimizi her zaman ve her yerde muhafaza ve muzaffer eylesin diyorum."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2023 yılı doğum istatistiklerinin endişe verici olduğunu belirterek, "Bu, açık söylüyorum, Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir." dedi.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni sayfa açma iradelerinin en son göstergesi olduğunu belirten Erdoğan, üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan ile temasların artmasından memnun olduklarını ifade etti.
Erdoğan, "Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz. Ama ortak menfaatlerimizin olduğu hususlarda uzlaşma zemini aramaktan da imtina etmeyeceğiz. Bunun sabır ve dirayet gerektiren bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Sayın Miçotakis'in de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Risklerin farkında olarak inşallah süreci kararlılıkla ilerleteceğiz." diye konuştu.
Yunanistan ile kısa sürede kat edilen mesafenin bölgedeki diğer ülkeler için de örnek teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin uzatılan hiçbir eli havada bırakmadığını ve bırakmayacağını söyledi.
Erdoğan, karşılıklı saygı ve anlayış temelinde çözülemeyecek hiçbir sorun bulunmadığını dile getirdi.
Gürcistan ile işbirliğini geliştirme iradesini de Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze ve heyetinin ziyaretinde bir kez daha ortaya koyduklarını vurgulayan Erdoğan, "Organize suç şebekeleriyle ve FETÖ ile mücadelede Gürcistan'ın bundan sonra daha fazla desteğini almayı ümit ediyoruz. Sayın Başbakan'ın da bizimle hemfikir olduğunu görmek bizim için son derece anlamlıydı." dedi.
Başkan Erdoğan, 15 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nde Ankara'da ziraat odalarının ve kooperatiflerin temsilcileriyle, ertesi gün 80. Genel Kurulu münasebetiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyeleriyle bir araya geldiklerini anımsattı.
Ziraat Bankasının tarım sektörüne sağlayacağı yeni kredi tutarlarının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Kim ne derse desin biz, çiftçimizin, üreticimizin, alın teriyle topraklarımızı bereketlendiren tarım emekçilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.
"AİLE KÜLTÜR EMPERYALİZMİNE KARŞI EN SAĞLAM KALEMİZ"
Aileye değer veren, aile yaşantısını önemseyen, aileyi mukaddes sayan bir kültüre ve köklü geleneğe sahip olunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnancımızın aileye atfettiği önem, Anayasa'mızın 41. maddesinde de yerini almıştır. Aile, Türk toplumunun temelidir tespitini yapan Anayasa'mız, devletin aileyi koruma görevlerini tek tek sıralamıştır. Alkol, içki, uyuşturucu gibi doğrudan insan sağlığını ve aileyi tehdit eden belalarla mücadeleden anne ve çocukların korunmasına kadar geniş bir yelpazede devletin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiştir.
Ailelerimizin, aile yapımızın, aile değerlerimizin muhafazası bizim için vazgeçilmezdir. Aile, kültür emperyalizmine karşı en sağlam kalemizdir. Fakat son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahede ediyoruz. Kitle iletişim araçlarının ailevi değerleri göz ardı eden yayınları, ahlaki ve kültürel yozlaşma sürecini beraberinde getiriyor. Küreselleşmeyle birlikte çeşitlenen arızi durumlar, toplumun çekirdeği olan aileyi pek çok riskle yüz yüze bırakıyor."
"NÜFUSUN KENDİNİ YENİLEME EŞİĞİ OLAN 2,1 SEVİYESİNİN ALTINDAYIZ"
Dünyanın birçok bölgesinde toplumların yaşlandığına dikkati çeken Erdoğan, yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranlarının ve buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısının azaldığını söyledi.
Çocuk sahibi olmanın aileler için sürekli ertelenen bir durum haline geldiğine işaret eden Erdoğan, evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken, tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısının günden güne çoğaldığını söyledi.
Aile sıcaklığını tatmanın, ailenin koruyucu şemsiyesi altında büyümenin daha da zorlaştığını dile getiren Erdoğan, bu küresel trendden olumsuz etkilenildiğini vurguladı.
Bunun, geçen hafta açıklanan TÜİK verilerinde de görüldüğünü aktaran Erdoğan, TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistiklerinin endişe verici olduğunu ifade etti.
Erdoğan, 2001'de 2,38 olan doğurganlık hızının, 2023'te 1,51'e gerilediğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Bu, açık söylüyorum Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. Mevcut durum ülkemiz için tolere edilebilir olmaktan çıkmıştır. Biz bu tabloyu gördüğümüz için biliyorsunuz sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Tavsiyemizden dolayı pek çok kez eleştiriye uğradık. Maalesef zaman, öngörülerimizde bizi haklı çıkardı. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Şunu bir defa idrak etmemiz gerekiyor, nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönemde bu konuda daha kararlı olacağız."
"ULUSLARARASI ETKİNLİKLERDE NORMAL BİR İNSANA RASTLAMAK İMKANSIZ"
Sadece boşanma ve evlilikten uzaklaşma değil, küresel cinsiyetsizleştirme projelerinin de aileyi tehdit ettiğini belirten Erdoğan, çok uluslu şirketler, kurumlar ve belli başlı devletlerin cinsiyetsizleştirme projelerini alenen desteklediğini vurguladı.
Bu akımları fonlayanların amacının hak ve özgürlük olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sapkın akımların meşrulaştırılmasına itiraz etmenin siyasi ve ekonomik maliyeti giderek yükseliyor. Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor. Bunun dünyada nasıl vahim boyutlara ulaştığına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında bir kez daha şahit olduk.
Özgürlük maskesi altında rol model olarak gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin, toplumsal yozlaşmanın truva atları olduğu açıktır. Bu tür uluslararası etkinliklerde giyimiyle, tavrıyla, sözleriyle normal bir insana rastlamak neredeyse imkansız hale geldi. Bunun bilinçli bir politika olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Türkiye'yi son 12 yıldır bu kepazelikten uzakta tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi kavrıyoruz. Biz, aynı çizgide kalmaya devam edeceğiz."