Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonun kumpas soruşturmasına dönüştürülmeye çalışıldığının ortaya çıkması Türkiye gündemini sarstı.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonun kumpas soruşturmasına dönüştürülmeye çalışıldığının ortaya çıkması Türkiye gündemini sarstı.
GÖZALTINA ALINAN KİŞİ SAYISI 8'E ÇIKTI
Gizli tanık ile polis şefi Şevket Demircan'ın ses kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından başlayan idari ve adli soruşturma devam ederken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir kişinin daha gözaltına alındığını duyurdu. Soruşturmada gözaltına alınanların sayısı 8'e yükseldi.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, "Devam eden soruşturma kapsamında; firari sanık SS ile şüpheli Ş.D. arasındaki iletişime aracılık eden sivil şahıs N.Ö.K. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın talimatıyla gözaltına alınmıştır. Halen gözaltında 8 şüpheli bulunmaktadır. Şüphelilerin dijitallerinin inceleme işlemleri devam etmektedir. Soruşturmada gelişme oldukça kamuoyuyla paylaşılacağı hususu saygıyla duyurulur" denildi.
POLİSLER ADLİYEYE GETİRİLDİ
Bu kapsamda gözaltında bulunan 8 şüpheliden 3'ünün emniyetteki işlemleri tamamlandı. Söz konusu 3 polis, sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne getirildi.
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki sorguları tamamlanan şüpheliler, adliyede soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade verdi.
KİMLİĞİ BELLİ OLDU
Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan isimlerden birisinin gizli tanık Serdar Sertçelik ile Şevket Demircan arasındaki iletişime aracılık eden Nurullah Özgür Kopuk olduğu ortaya çıktı.
Kopuk'un Sertçelik ile Demircan'ın görüşmelerini kendi telefonu ve sosyal medya hesabı üzerinden sağladığı, dosya kapsamında ifade verdiği, Organize Şube Müdürlüğünde şüphelilerle dışarıdan görüştüğü belirlendi.
İFADELERİ YÖNLENDİRDİ
Kopuk'un şüphelileri ifade vermeleri yönünde yönlendirdiği, şube müdürü dahil personellerin, Kopuk'u özel ekibin komiseri olarak bildiği tespit edildi. Serdar Sertçelik'in sosyal medya üzerinden firari Erk Acarer'in programına katıldıktan sonra Kopuk'un da bir video çektiği ancak Acarer tarafından paylaşılmadığı öğrenildi.
KAMU GÖREVLİLERİ HAKKINDA ÇELİŞKİLİ İFADE
Kamu görevlileri hakkında iftira niteliğinde 3 ayrı ifadesinin de bulunduğu ortaya çıkan Kopuk'un, ifadelerinin çelişkili olduğu, söz konusu çelişkilerle kamu görevlilerinin Ayhan Bora Kaplan dosyasına eklendiği belirlendi.
Kopuk'un gözaltına alınması ile birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ile aynı şubede görevli Ufuk Gültekin ile Metehan İlkyaz'ın içlerinde bulunduğu 8 şüphelinin işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla gözaltına alınan şüpheliler arasında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ise Cumhuriyet Savcısına ifade verdikten sonra yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı.
ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ
Uzun yıllardır Ankara'da görev yapan daha önce de Asayiş Şube Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner'in soruşturmayı yürüten savcı tarafından alınan ifadesinde kendisine yöneltilen bütün soruları cevapladığı, soruşturmanın derinleşmesine katkı sağladığı öğrenildi.
TOPLANTILARA ÇAĞRILMADI
Kerem Gökay Öner'in, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik tarafından devreden çıkarıldığı, soruşturmayla ilgili birçok toplantıya çağrılmadığını söylediği öğrenildi. Birçok evrakta imzasının olmadığını kaydeden Öner'in Şube Müdürlüğü görevini bırakmak için defalarca üstlerine gidip, görevden alınmayı talep ettiği ancak görevine devam ettirildiği belirtildi.
YENİ POLİSLERİ MURAT ÇELİK GETİRMİŞ
Emniyet müdür yardımcılığı görevini yürüten adli sorumluluğu da bulunmayan Murat Çelik'in Organize Suçlarla Mücadele Şubesindeki izleme dinleme yapan teknik birim başta olmak üzere şubeye alınan birçok polis memurunu kendi atadığı, Kerem Gökay Öner'in yapılan tayinlerin birçoğundan da haberinin olmadığını söylediği öğrenildi. Örgütün 2 numarası olmasına rağmen gizli tanık yapılan Serdar Sertçelik'in yurt dışına firari ile ilgili de önemli tespitlere ulaşıldı.
Serdar Sertçelik'in yurtdışına kaçırılmadan önce Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Müdür yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdür yardımcısı Şevket Demircan ile komiser Metehan İlkyaz'ın toplantı yaptığı, daha sonra irtibata geçilen 3 sivil ile kaçışın organize edildiği öne sürüldü.
AMBULANS AYARLANDI
Sertçelik'in 20 Kasım'da kız arkadaşıyla gittiği çorbacıda ayağından vurulmasının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ifadesi alındıktan bir gün sonra Sertçelik'in adliyeye getirilmesi talimatını verdi.
Sertçelik'in gizli tanık olduğu soruşturmada, cinayet şüphelisi olarak muhtemelen tutuklanacağını öğrenmesi üzerine yurt dışına kaçtığı düşünülürken, kaçış planının 27 Kasım'da yapıldığı ortaya çıktı.
Çorbacıda bulunduğu sırada ayağından vurulan ve bu yüzden bacağı alçıya alınan Sertçelik'e, sanki hastaneye götürülüyormuş süsü vermek için önce ambulans ayarlandı.
Elektronik kelepçe evden 100 metre uzaklaşınca sinyal vereceği bilindiği için çıkarıldı. Adalet Bakanlığı Denetimli Serbestlik bölümünün uyarısı üzerine eve giden karakolda görevli polis, Sertçelik'in evde olmadığını belirledi ve durum Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bildirdi.
PANSUMAN YAPTIRMAYA GİTTİ
Sertçelik'in evine giden polisler Sertçelik'i bulamadılar. Polislere kapıyı açan Sertçelik'in annesi A.B."Oğlum 14.40 sıralarında Denetimli Serbestlik görevlilerine bilgi vererek, babasıyla hastaneye pansuman yaptırmak için gitti" dedi.
27 Kasım'da evinden ambulansla ayrılan Serdar Sertçelik'in İstanbul'a götürüldüğü, daha sonra ise izini kaybettirdiği anlaşıldı.
Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre; Sertçelik'in kaçış planı kronolojik olarak şu şekilde;
-Serdar Sertçelik 20 Kasım'da lokantada vuruldu.
-Sonra hastane ve ev istirahati süreci başladı.
-27 Kasım'da evden ayrılan Serdar'ın yurt dışına ne zaman çıktığı bilinmiyor.
-Edinilen bilgilere göre önce Yunanistan'ın Kos Adası'na geçti, buradan Atina'ya gitti.
-Kendisine Atina'da Bulgar pasaportu verildi.
-Bir ara Paris'te bulundu, daha sonra ise Karadağ'da olduğunu bazı telefon konuşmalarında söylediği kişiler var.
-Olayın içindeki bazı kaçaklar Dubai'de bulunuyor.
-Sertçelik'in de Dubai'de olma olasılığı yüksek.
ÖRGÜT İÇERİSİNDEKİ YERİ AZALDI
Öte yandan Ayhan Bora Kaplan'ın yargılandığı davanın iddianamesine göre soruşturma aşamasında 10 kişinin "tanık" olarak ifade verdi ortaya çıktı.
İki kişi ise soruşturmada "gizli tanık" olarak yer alıyor. Bu gizli tanıklardan yurt dışına kaçan Serdar Sertçelik, M7'nin kendisi olduğunu belirterek kimliğini ifşa etti.
İkinci gizli tanığın ise "Ü5W1G8K6L3" olarak kodlandığı ortaya çıktı. Sanıklarla ilgili suçlamaların ilgili bölümlerinde savcılık, bu gizli tanığın ifadelerinden de delil olarak alıntılar yapmış.
'M7 GÖZDEN DÜŞMÜŞTÜ'
Gizli Tanık Ü5 ifadesinde Ayhan Bora Kaplan çetesinin yapısı, çete üyeleri arasındaki hiyerarşi, her bir çete üyesinin konumu ve işledikleri suçlar hakkında detaylı bilgiler verdi.
Ü5 bu ifadelerinde ifşa olan ve iddiaların merkezindeki M7 kod adlı gizli tanık Serdar Sertçelik hakkında da bilgiler vererek şunları söylüyordu:
"Serdar Sertçelik kendisini Elmacı marketlerin ortağı diye tanıtır. Yanındaki korumaları Bora Kaplan tahsis eder. Bildiğim kadarıyla kendisi önceleri örgüt içerisinde önemli bir konumdaydı ancak örgüt kapsamındaki görevini talimatlar doğrultusunda tam olarak yerine getiremediği için Bora Kaplan tarafından hedef alındı ve zamanla örgüt içerisindeki yeri azaldı. Fakat kendisi halen örgüt içerisinde yer almaktadır."
CAN GÜVENLİĞİNİ ÇANTACI SAĞLIYORDU
Hürriyet'in haberine göre; İddianamedeki detaylara göre Kaplan'ın çetesi içinde "Çantacı" denilen bir grup da vardı. Bunlar Kaplan'ın en yakınında bulunup çanta içinde silah taşıyorlardı. Kaplan talimatlarını telefonla değil yüz yüze veriyor, en yakın adamları da internet bağlantısı olmayan tuşlu telefonlar kullanıyorlardı.
Ü5 ifadesinde Kaplan'ın adliyelerdeki işleri, tefecilik, mekânların kapılarının korunması, valelik işleri ve diğer faaliyetlerinde kullandığı adamlarının isimlerini de verdi.
Ü5, Kaplan'ın silahlı eylemlerinden sorumlu olduğunu iddia ettiği Fethi Koyuncu adlı şüpheli için de "Bora Kaplan için aile üyelerinden daha değerli bir yere sahiptir" diyor.
Ü5'in Ayhan Bora Kaplan'ın yakın korunmasının nasıl yapıldığına dair verdiği bilgiler de şöyle: "Uğur Pekşen'i tanırım. Örgütte 'Çantacı' diye hitap edilen gruptandır. Çantacı denmesi, şahsın elinde sürekli içerisinde silah bulunan çantayı taşımasındandır. Bu şahsın örgüt içerisindeki görevi Bora Kaplan'ın can güvenliğini sağlamasıdır."