Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Türkiye'nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu olan TÜRKSAT 6A'nın yarın Ankara'dan uzaya fırlatılacağı ABD'nin Florida eyaletindeki Cape Canaveral Uzay Üssü'ne uğurlanacağını duyurdu.
TEST AŞAMASI TAMAMLANDI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yazılı açıklama yaparak, Türkiye'nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A'nın üretim entegrasyon, test ve paketleme işlemleri Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi USET'te tamamlandığını belirtti.
8-15 TEMMUZ ARASINDA FIRLATILACAK
Bakanlık açıklamasında, "TÜRKSAT 6A uydusu fırlatmada görev alacak personelle birlikte 4 Haziran Salı günü, Antonov AN-124 tipi kargo uçağı ile ABD'nin Florida eyaletinde Cape Canaveral Uzay Üssü'ne uğurlanacak. 4 Haziran Salı günü başlayacak hava yolculuğu yaklaşık 1 gün sürecek. Ardından Cape Canaveral Uzay Üssü'ndeki Space X tesislerinde fırlatma prosedürleri başlatılacak. TÜRKSAT 6A'nın 8-15 Temmuz 2024 tarihleri arasında yörüngesine fırlatılması planlanıyor" denildi.
UĞURLAMA TÖRENİ YARIN
Açıklamada, TÜRKSAT 6A uydusunu uğurlama törenine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır'ın katılacağı, iki bakanın yarın saat 12.00'de TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerinde 610 numaralı hangar önünde ortak açıklama yapacağı vurgulandı.
İLK UZAY YOLCUSU ALPER GEZERAVCI OLDU
Türkiye'nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı, 19 Ocak 2024 tarihinde ilk kez uzaya fırlatılmıştı. NASA'nın Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nde fırlatılan roket, uzay yolculuğuna TSİ 00.49'da başladı. Axiom Space'in uzaya gönderdiği araçta ilk Türk astronot Alper Gezeravcı ile birlikte 4 kişilik mürettebat yer aldı. Yolculuk 1,5 gün sürdü.
TAMAMLANAN DENEYLER
Gezeravcı, ISS'ye ulaştığı günden bu yana her gün programına uygun şekilde deneylerini sürdürdü.
Astronot Gezeravcı, MİYELOİD deneyiyle galaktik kozmik radyasyonun, yer çekimi değişikliklerinin ve uzayda kalış süresi boyunca maruz kalınan diğer zorlu faktörlerin, astronotların bağışıklık sistemi ve kan yapımı sürecini nasıl etkilediğini araştırdı.
Uzay ve savunma sanayisine kurşunsuz lehimleme konusunda kritik bilgiler sağlayacak "MİYOKA" deneyini yapan Gezeravcı, Türkiye'nin uzay, havacılık ve savunma sanayisi için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkı sunması beklenen "UYNA" deneyini de gerçekleştirdi.
Yer çekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genler ve bunların bağışıklık sistemiyle ilişkisini araştıran "MESSAGE" deneyine ilişkin de çalışmalar yürütüldü.
Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin önerisi olan ve öğretmenleri Birsen Geçer'in proje yöneticiliğini yaptığı "PRANET" deneyini de gerçekleştiren Gezeravcı, TÜBİTAK MAM'dan Prof. Dr. İskender Gökalp ile Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Bakan Yardımcısı Ahmet Yozgatlıgil'in proje yöneticisi olduğu uzay araçlarının itki sistemlerinin daha verimli hale getirilmesini amaçlayan "gMETAL" deneyine de imza attı.
Gezeravcı, ayrıca, Tuz Gölü'nde yetişen endemik Schrenkiella Parvula isimli halofit bitkinin uzay ortamına karşı verdiği fizyolojik ve moleküler tepkileri araştıran "EXTREMOPHYTE" deneyini yaptı.
Gelecekte uzayda yaşayacak yüksek sayıda insanın ihtiyaç duyacağı besinlerin sağlanması ve kapalı yaşam ortamlarındaki çevresel kontrollere destek vermesi için yeni bitkiler geliştirmeye yönelik ilk adım olan "CRISPR-GEM" ve mikroalg türlerinin uzayda yaşam destek sistemlerinde kullanılmalarının mümkün olup olmadığının araştırıldığı "UzMAn" deneyleri de bu süreçte gerçekleştirildi.
Gezeravcı, uzay ortamında alglerin, karbondioksitten oksijen rejenerasyonu, ek gıda temini, su iyileştirme, yaşam destek alanlarında kullanılmasını araştıran "ALGALSPACE" ve uzayda yaşamaya karşı oluşan hayati tepkimelerin "vokal kord" kaynaklı değişimlerle tespiti ve düşük yer çekimsizliğin sebep olduğu rahatsızlıkların ses frekanslarıyla tanımlanmasını sağlayacak "VOKALKORD" deneylerini de sürdürdü.
"OKSİJEN SATURASYONU" deneyiyle de yapay zeka desteğiyle verilen havanın oksijen seviyesi hesaplanarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedeflendi.