HEYECANINI BÖYLE TARİF ETTİ: LUNAPARKTAKİ ÇOCUK GİBİ
Atasever, Türkiye Uzay Ajansı kurulduktan sonra da Milli Uzay Programı'nın açıklanmasının ardından kendisini en çok heyecanlandıran anın, bir Türk vatandaşının Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) gönderileceğini duyduğu an olduğunu bildirdi.
O andan itibaren başvuruların başlayacağı anı heyecanla beklemeye başladığını ifade eden Atasever, şüphe etmeden başvurusunu gerçekleştirdiğini ve yoğun bir eleme sürecinin ardından Türkiye'nin iki astronotundan birisi olarak seçilme şansını elde ettiğini anlattı.
Atasever, bu süreçte 8 ay boyunca aldıkları eğitimlere değinerek, bu bilgileri edinme sürecinde "lunaparktaki bir çocuk gibi heyecanlı" olduğunu dile getirdi.
Eğitim sürecini "en mutlu olduğu dönem" olarak belirten Atasever, ardından Astronot Alper Gezeravcı'nın ISS'de başarıyla gerçekleştirdiği bilimsel çalışmaları izleme, kendisinin de bu süreçte yer yüzünde bilim merkezlerini gezerek gençlerle buluşma şansı elde ettiğini söyledi.
Atasever, gençlerin dilinde yaşadıkları bu tecrübeyi anlatan birisinin olmasının, onların hayal dünyalarında belki bugüne kadar yaşamadıkları pencereler ve kapılar açtığını aktardı.
Bu sürecin ardından 8 Haziran'daki görevinde 7 bilimsel deney icra ettiğini hatırlatan Ataever, bunların 3'ünün kendi uçuş tulumu üzerine entegre edilmiş halde kendisiyle uzaya çıktığını, diğer 4 deneyin ise insan fizyolojisi deneyleri olduğunu bildirdi.
Atasever, uçuş haftasında ve uçuştan hemen önce ve sonra kendisinden toplanan birtakım biyolojik örneklerin analiz edilmesiyle araştırmacıların genetik bilimi, metabolik değişiklikler, kanser hücrelerindeki farklılaşmalar ve hücre dışı veziküller gibi özel konularda araştırmalar yapma şansını elde edeceğini anlattı.
Böylece hem Türkiye hem de dünyada uzay bilimine katkı sağlayacaklarını vurgulayan Atasever, fırlatmaya kadar aldığı eğitim, deney çalışmaları ve araca yönelik aşinalık kazanabileceği çeşitli çalışmalar yaparak uçuşa hazır hale geldiğini belirtti.
"YENİDEN DOĞDUM"
Mikro yer çekimi ortamında geçirdiği sürede ilk görevinin üzerindeki bilimsel deneyleri icra etmek ve ilgili operasyonları gerçekleştirmek olduğunu vurgulayan Atasever, şunları söyledi:
"Daha sonra kemerimi açıp o mikro yer çekimi koşullarında adeta kanatsız bir şekilde uçmaya ve süzülmeye başladım. Beyin aktivitemi ölçen BEACON deneyinin amacı, astronotların o noktadan dünyayı gördüğünde beyinlerindeki değişimin izlerini ortaya koymaktı. Dolayısıyla süzülmeye başladığım andan itibaren de aslında pencereye yönelmiştim. Dünyanın tarifi çok güç olan manzarasına kendimi bıraktım. Hakikaten aktarması, anlatması çok güç bir tecrübe, dünyayı o noktadan görmek ve bunu bir süzülme durumu içerisindeyken yaşıyor olmak... 'Her nefeste yenilenir dünya' demiş Mevlana. Ben 8 Haziran'da uzay aracının içinde 90 kilometrelik irtifaya çıkıp o çok küçük zaman içinde çok derin bir nefes aldım, yepyeni bir dünyaya aslında gözlerimi açtım, yeniden doğdum diyebilirim. Dolayısıyla bu süreçten sonra edindiğim bu hazineyi, bu tecrübeyi gençlerimizle paylaşmak, onlara aktarmak, onların bizim bu attığımız ilk adımlardan daha iddialı adımları atabilmelerini sağlamak üzere onlarla paylaşmak için de sabırsızlanıyorum."
Atasever, bu sürecin gerçekleşmesi dolayısıyla Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Bakan Kacır ve Türk milletine teşekkür etti.
Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı da Türkiye'nin yeni yüzyıla dair uzay alanında koyduğu hedeflerden biri olan "Türk Astronot ve Bilim Misyonu"nu gerçekleştirdilerini belirterek, "Uzay alanında konulmuş 9 hedefin daha kendi takviminde ve planlamasında devam eden projenin ilerleyen süreç içinde gurur ve mutluluklarını yaşamak üzere sabırsızlıkla bekliyoruz." dedi.