"Özel çevre koruma bölgeleri olmak üzere tüm sahillerimizi teknelerin vermiş olduğu zararlardan korumak istiyoruz. Bu bölgelerde yapmış olduğumuz incelemelerde şunu gördük. Birincisi yat sahibi arkadaşlar, rastgele yatlarını bağlıyorlar. Sonra da çapa atıyorlar. Bir müddet sonra da onu çekerken yerin altındaki denizlerin ormanı dediğimiz oksijen deposu çayırları koparıp alıyorlar. Bir taraftan sahillerde ve kıyılardaki ağaçlara zarar veriyorlar. Atmış oldukları çapayla 8-10 metrekarelik bir alanda onlarca yıl oluşmuş olan oradaki çayırları yolup alıyorlar ve denizlerin ormanını oksijensiz bırakıyorlar. İçinde insanlar yaşıyor. Onların kirliliklerini rastgele şekilde koylara veya biraz açığa çıkınca açığa veriyorlar."
MARMARA'YI YİTİREBİLİRİZ
Marmara Denizi'ndeki musilaja da değinen Özhaseki, Marmara'ya kıyısı olan tüm illerin ilgilileriyle toplantı yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bazı hocalarımız 25 metre kadar denizin altında görüntü çekmiş. Oksijen neredeyse bitmiş gibi. Oradaki canlılık neredeyse bitmiş gibi. Yakında da Allah korusun böyle gider ve kirletmeye devam edersek özellikle evsel atıklardan oluşan azot, fosfor gibi maddeleri, tarımsal ürünlerin imalathanesinde kullanılan malzemeleri denizlere vermeye devam edersek bırakın koyları Marmara'yı yitireceğiz."
"700 KADAR MAPA SAPANDIRA YERLEŞTİREĞİZ"
Marmara Denizi'ndeki kirliliği yok etmeye çalıştıklarını anlatan Bakan Özhaseki, "Bu tespitlerden sonra Mapa Şapandıra Projesi'ni gündeme aldık. Bu alanda 40- 50 metre arayla uygun yerlere 700 kadar mapa şapandıra yerleştireğiz. Kıyıda bağlı olacağı yer belli olacak. Onun da denizdeki çapa attığı yerde sabitlemesi için kullanacağı alttaki 4 veya 5 tonluk kütleyi de koyup oraya bağlamasını sağlayacağız" diye konuştu.
YAT VE TEKNELERE ATIK DENETİMİ
Yatlar ve teknelerin kıyıda konaklaması için mobil uygulama geliştirdiklerine dikkati çeken Bakan Özhaseki, şu ifadelere yer verdi:
"Yatlar istedikleri gibi istedikleri yere duramayacak. O sistemi herkes görecek. Oradan işaretleyerek gitmek istediği yeri belirleyecek. Oraya bağlı kalacak ve belli sürelerde orada kalacak. Sonra da kirliliklerini 12 kişiden az olan tekneler varsa 15 günde bir 12 kişiden fazla olanlar ise 10 günde bir atıklarını bizim istediğimiz yere verecek. Bu projemizle bizler tekne ve yatların belli sürelerle kontrollü sürelerle konaklamalarını sağlayacağız. Denetimlerini de sağlamış olacağız."
Söz konusu uygulamayla koylardaki ağaçlar ile tarihi ve kültürel varlıkların korunacağını aktaran Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:
"10 kadar grup yatların kirliliklerini alıyor ama birçok kaptan ile konuştum. Dediler, 'Efendim siz bizim bakanımızsınız. Yalan söyleyemeyiz. Parayı veriyoruz ama kirliliği vermiyoruz. Onları bir yere giderken hafif açığa çıktığımızda olduğu gibi denize boca ediyoruz. Buna hakkımız yok arkadaşlar. Bu tespitler ışığında biz bunu çok ısrarlı bir şekilde takip edeceğiz. Gelecek sene nisan ayıyla birlikte izah etmeye çalıştığım sistem Göcek koylarında başlayacak. Sonra da imkanlarımız el verdikçe en hızlı bir şekilde bütün koylarımızda yaygınlaştıracağız bunları. Taviz vermeden bunu da zaten uygulayacağız."
DEPOZİTO YÖNETİM SİSTEMİ
2022 yılında pilot bölge seçilen Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde kurulan depozito iade makinelerini işaret eden Bakan Özhaseki, çevreyi temiz tutmak için söz konusu makinelerin sayısının arttırılacağını bildirdi. Bakan Özhaseki, şunları kaydetti:
"'Biz bu geri dönüşüm atıklarını topluyoruz ama nereye iade edeceğiz, kime vereceğiz?' 0,1 litre ile 3 litre arasında günlük kullanıp attığımız pet şişe ve camların oranı bir yılda Türkiye'de tam 20 milyar. Bunu düzenli bir şekilde toplarsak birçok kazancımız olacak. Bunu sağlayamazsak eğer 20 milyar bunlardan her birisi tabiata atılacak ve yüzlerce yıl tabiatta kalacak. O yüzden de biz projemize önem verdik. Vatandaşımız kaç tane pet şişe getirmişse önce kendini tanıtıp makineye atacaklar. Sonra da oradaki telefonu vasıtasıyla 'e-cüzdana' bedeli işlenmiş olacak."
HEDEF 2028 YILINDA 30 BİN DEPOZİTO İADE MAKİNESİ
Özhaseki, ayrıca "Kaba hesaplarımız oldu. Sadece geri kazanım bedeli yıllık 120 milyon avro. Hammaddeden tasarruf 250 milyon avro. Bir kısmı dışardan alınıyor. İthalattan karımız 50 milyon avro. Attığımız bu atıkları yerel yönetimlerdeki binlerce insan benzin yakarak depolama alanlarına götürüyor. Bunların da masrafı var. Şu anda ilçe belediyelerinin en büyük masrafı çöpleri alabilmek. Onun da getirmiş olduğu masrafları da yan yana koyunca toplam 520 milyon avro çevrenin yanında ekonomik kazancımız da oluyor. Depozito Yönetim Sistemi, Türkiye Çevre Ajansı ile yürütülüyor. Hedefimiz 2025 yılı ortasına kadar asgari makine ve alt yapı kurulumu yapılarak ulusal depozito sistemini başlatmak. 2025 yılında 5 bin noktaya ulaşacağız. 2028 yılında da tam 30 bin sayıya ulaşacağız. Bunları en yoğun insanların yaşadıkları yerlere, üniversitelere, belediyelerin giriş çıkışlarına, millet bahçelerine, otellere ve restoranlara ve 'yerim müsait' diyenlere 'buyurun' deyip koymalarını sağlayacağız." ifadelerini kullandı.