Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davanın dördüncü celsesi tamamlandı.
Duruşma salonu öncesi gazetecilere açıklama yapan Ayşe Ateş, "Duruşma salonunda yaşanılanları günlerdir sessizce izliyorum. Avukatımız dışarıya atılıyor, izleyenler salondan kovuluyor. Kovuşturmanın genişlememesi için bir irade gösteriliyor. Soru sormamız engelleniyor. Ne sorsak 'Dosyayla ilgisi yok' deniliyor. Nasıl yok, niye yok? İfadem orada. Açın, bakın. İsim isim anlatmışım." diye konuştu.
"Katil beyanlarını kanun kabul edip sosyal medyada ve televizyonlarda aklama mahkemelerinin kurulduğunu" söyleyen Ateş, Sinan Ateş'in nasıl öldürüldüğünün kamera kayıtlarında açıkça görüldüğünü belirtti.
"HİÇBİR İSMİ PAS GEÇMEYECEĞİM"
Ateş, şöyle devam etti:
"Kiralık katil, arabanın arkasından çıkıyor, silahını Sinan'ın vücuduna doğrultup ateş ediyor. Sinan ne ayağından vurulan bir insanın refleksini veriyor ne de başka bir hamlede bulunabiliyor. Sadece bilinçsizce yere düşüyor. O düşerken kiralık katil Selman'ı da vuruyor. Selman can havliyle kaçıyor. Kaçarken elinde ne silah var ne de başka bir şey. Kiralık katil devam ediyor. Öne doğru bir adım atıp düşmekte olan Sinan'a tekrar ateş ediyor. İlk ifadelerinde de beyan ettiği gibi Sinan'ı etkisiz hale getirip kaçıyor. Selman geri döndüğünde Sinan'ın cansız bedeniyle karşılaşıp dizlerinin üstüne yıkılıyor.
Bugünkü duruşmada vereceğim ifadede sanıkların yaptığı gibi katillerden karton kahraman çıkarma hikayelerini değil, Sinan hayattayken yaşadıklarımızı, Sinan'ın bana anlattıklarını, canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Hem de hiçbir ismi pas geçmeden, tıpkı ilk gün hastanede savcıya verdiğim ifadede yaptığım gibi... O günden sonra yakın arkadaşlarım bana 'Ayşe, bu isimleri söyleme. Seni de yaşatmazlar. Sen, Sinan'ın sana söylediği alt kademedeki isimleri ver. Diğerlerini devlet ortaya çıkarır.' dediler. Ölmekten, öldürülmekten, çocuklarımı bir de annesiz bırakmaktan korktum."