"DÜNYANIN EN BÜYÜK DERİN DENİZ FİLOLARINA SAHİP BİR ÜLKEYİZ''
Geçmişte 2010, 2011, 2012 yıllarında Karadeniz'de derin deniz aramalarını yaptıklarını anımsatan Bayraktar, şunları kaydetti:
'O dönemden farklı bir şeyler yapmamız lazım' dedik ve Milli Enerji ve Maden Politikası adını verdiğimiz strateji dokümanıyla dedik ki 'Biz bu aramaları kendi gemilerimizle kendi mühendislerimizle kendi teknik kabiliyetlerimizle imkanlarımızla yapalım.' Bugün dünyanın en büyük derin deniz filolarına sahip bir ülke haline geldik. Fatih, Yavuz, Kanuni adını verdiğimiz, işte son olarak Abdülhamit Han adını verdiğimiz 4 derin deniz sondaj gemisi ve 2 sismik gemimizle beraber kendi kıta sahanlığımızda, kendi münhasır ekonomik bölgemizde hem Doğu Akdeniz'de hem de Karadeniz'de aramalara başladık, 2017 yılında. Onun dışında karalarda Türkiye'nin gitmediği, daha önce aranmamış coğrafyaları arayalım stratejisi doğrultusunda bir dönem adı terörle anılan Şırnak, Gabar, Hakkari, Van, buralarda biz petrol araması yapmaya başladık ve hamdolsun bu 2016'daki strateji değişikliğinden sonra bütün bu çalışmaların meyvelerini yavaş yavaş almaya başladık."
CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK DOĞAL GAZ KEŞFİ
Bakan Bayraktar, 2020'de Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın millete müjde olarak açıkladığı Sakarya Gaz Sahası'ndaki doğal gaz keşfinin Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal gaz keşfi olduğunu vurgulayarak "2020 yılı için dünyada denizlerde yapılan en büyük doğal gaz keşfidir ve biz orada şu anda 710 milyar metreküplük bir rezerv keşfiyle beraber yine dünyada rekor sayılabilecek bir süre içerisinde, 3 yıldan kısa bir süre içerisinde doğal gazı üretmeye başladık. Bugün 2,4 milyon haneye yetecek kadar doğal gazı kendi gazımızı olarak Sakarya'da üretiyoruz. Yaklaşık günlük 5,5 milyon metreküplük bir üretimle gidiyoruz ama inşallah önümüzdeki aylarda bunu ilk etapta 10 milyon metreküpe, yani 5 milyon abonenin, 5 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak şekle getireceğiz." ifadelerini kullandı.
"2002'DE 5 İLDE DOĞAL GAZ VARDI ŞİMDİ, 81 İLDE VAR"
Türkiye'nin çok daha ileriye gitmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, "Çünkü Türkiye'nin doğal gaz çok önemli bir yakıtı, sanayide kullanıyoruz, ticarethanelerde ama en önemlisi meskenlerde kullandığımız bir yakıt ve 2002 yılında bizim sadece 5 ilde olan doğal gazımız, Türkiye'nin 81 ilinde var. Cumhurbaşkanımızın 'Türkiye'deki bütün hane halkına biz doğal gazı götüreceğiz.' hedefi kapsamında 22 yılda yaklaşık 200 bin kilometre yani dünyanın etrafının 5 kere dolaşacak şebeke yatırımını, doğal gaz borularını biz Türkiye'nin her yerine yaydık ve 81 ile 860 yerleşim yerine doğal gazı getirdik." dedi.
SADECE GABAR'DA GÜNLÜK 45 BİN VARİL PETROL ÇIKIYOR
Trabzon'da da henüz doğal gazla tanışmamış ilçeler ve mahalleler olduğunu ifade eden Bayraktar, onlarla ilgili talepleri en kısa sürede yerine getirmek üzere gerekli talimatları verdiklerini söyledi.
Bakan Bayraktar, bu konforlu, çevreci, verimli yakıtı hanelerle sanayiyle ticarethanelerle buluşturmak istediklerini dile getirerek bunu kendi ürettikleri doğal gazla yapmanın daha çok anlam ifade ettiğini aktardı.
''DAHA ÇOK GABAR KEŞFETMEMİZ LAZIM''
Strateji değişikliğini yaptıkları 2016'da, günde 35 bin varil üreten Türkiye Petrollerinin bugün sadece Gabar'da Türkiye'nin en kaliteli petrolünü, 45 bin varil günlük üretime çıkardığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
"2021 yılında yaptığımız bu keşif yine Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinin karalardaki en büyük keşfi. Şu anda 41 kuyudan 45 bin varil üretiyoruz. Hedefimiz inşallah en kısa zamanda, bu yıl sonu hedefi olarak arkadaşlarımıza verdik ve kamuoyumuzla paylaştık, 100 bin varil, 95 kuyuya 100 bin varil günlük üretimine çıkabildik ama ülkemiz çok büyük, ülkemizin ihtiyaçları artarak devam ediyor. Türkiye'nin günlük petrol ihtiyacı 1 milyon varil. Bizim daha çok Gabar keşfetmemiz lazım, daha başka bölgelere gitmemiz lazım, mutlaka Türkiye'nin Libya'da, Irak'ta, Somali'de, Kafkasya coğrafyasında farklı petrol sahalarında işbirlikleriyle ortaklıklarıyla doğal gaz ve petrolde farklı alternatifleri de geliştirmesi gerekiyor."
Akkuyu Nükleer Güç Santrali (Mersin)
"TÜRKİYE, NÜKLEER ENERJİDEN ELEKTRİK ÜRETEN ÜLKELER SINIFINA YÜKSELİYOR"
Petrolü, doğal gazı kendisi üreten, üretimi artan, yerli ve yenilenebilir kaynaklarını azami derecede ekonomisine katan ve bu enerjiyi verimli kullanan bir ülke olarak Türkiye'nin önünde bir de 70 yıllık bir rüyayı gerçeğe dönüştürmenin olduğunu dile getiren Bayraktar, "Türkiye'nin 1950'lerden beri yapmak istediği nükleer enerjiden elektrik üretimiyle alakalı da şu anda devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemiz, biliyorsunuz Mersin'de, ilk reaktörünü önümüzdeki aylarda devreye almak suretiyle inşallah Türkiye'nin bu 70 yıllık rüyasını da gerçeğe dönüştüreceğiz. Şu anda sahada çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor, dolayısıyla Türkiye nükleer enerjiden elektrik üreten ülkeler sınıfına artık yükseliyor. Orada tabii artık Türkiye'nin sanayisine, Türkiye'deki istihdama ve Türkiye'deki nükleer ekosistemin gelişmesine dair çok önemli gelişmeler devam ediyor. İnşallah Sinop, Trakya santralleriyle bunları desteklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
DIŞA BAĞIMLILIĞI DÜŞÜRMÜŞ ENERJİDE BAĞIMSIZ BİR TÜRKİYE
Bayraktar, Türkiye'nin 2050 yılına kadar mutlaka 20 bin megavatlık bir nükleer güce ihtiyacı olduğunu belirterek "Bütün bunlar bizim daha sürdürülebilir bir kalkınma için ve dışa bağımlılığını düşürmüş, enerjide bağımsız, bu anlamda ekonomisi daha güçlü bir ülke olarak, yani ekonomideki kırılganlıkları daha da azaltmış bir ülke olma yolunda enerjideki en önemli stratejilerimiz. İnşallah bunlar için tabii bunların arkasında çok güçlü bir siyasi iradenin varlığı yadsınamaz, bütün bunlar siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar olmadan gerçekleştirilemez." değerlendirmesinde bulundu.
Sanayicilerin ve enerjideki yatırımcıların ülkedeki bu büyümeye ve istikrara güvenerek yatırımlarını geçen 20-22 yıl boyunca yaptığını aktaran Bayraktar, "Bunları hayata geçirmiş bir Türkiye, emin olun çok daha güçlü bir ülke olacak, çok daha güçlü ülke olarak yoluna devam edecek. Ekonomisi büyüyen ve orta gelir tuzağından inşallah çıkmış, gelir seviyesi 20-25-30 bin dolarlara yaklaşmış bir ülke olarak inşallah daha güçlü bir şekilde yola devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.