Rumların zulmü bu belgelerde... Arşiv açıldı: Kıbrıs Barış Harekatı için devlet böyle alarma geçti

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılında arşivden çıkan belgeler harekatın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı'nda saklanan belgeler, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıslı Türklere karşı Rumlar tarafından uygulanan baskı, zulüm ve ambargonun yanı sıra 1974 Barış Harekâtı'na giden sürecin detaylarını gözler önüne seriyor. İşte o tarihi belgeler...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :20 Temmuz 2024 , 10:18 Güncelleme Tarihi :20 Temmuz 2024 , 10:47
Rumların zulmü bu belgelerde... Arşiv açıldı: Kıbrıs Barış Harekatı için devlet böyle alarma geçti

İÇİNDEKİLER

Kıbrıs'ta Türklerin Rumlar tarafından uğradığı baskı ve zulmün önüne geçmek, Ada'da barış ve huzuru tesis etmek için Türk Silahlı Kuvvetlerince 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden 50 yıl geçti.

Türk askeri Ada'ya barış getirmek için paraşütlerle indirme yaptıTürk askeri Ada'ya barış getirmek için paraşütlerle indirme yaptı

HAREKATIN 50. YIL DÖNÜMÜNDE TARİHİ BELGELER
Harekatın başlatılması ve yapılacaklara ilişkin kararnameler, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığında muhafaza ediliyor. Kararnamelerde genel alarm sisteminin devreye alınması ve genel seferberlik ilan edilmesi gibi detaylar dikkati çekiyor.

RUMLARIN ZULMÜ VE HAREKATA GİDEN SÜREÇ
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığından aldığı bilgilere göre, arşivlerde saklanan belgelerde Rumların, 1963-1974 yıllarındaki 11 yıllık süreçte Kıbrıslı Türklere uyguladıkları baskı, zulüm ve ambargonun yanı sıra barış harekatına giden sürecin detayları yer alıyor.

GIDA GİRİŞİNE ENGEL
Rumların, Kıbrıs Türklerine uyguladığı mezalime ilişkin detaylar, 11 Ağustos 1964'te dönemin başbakanına iletilen bir raporda ayrıntılarıyla aktarılıyor.

Raporda, adada yaşananlara ilişkin, "Rumların Türk köylerine ateş açtığı, Poli ve Baf köyünde yiyecek kalmadığı, erzak götüren tır şoförünün şehit edilerek engellendiği, Lefkoşa'nın Baf kapısında Rumların susturucu takılı silahlarla Türk mevzilerine ateş ettiği" gibi bilgiler öne çıkıyor.

Raporda ayrıca Türklere ait iş yerlerinin Rumlarca yakılması, Kızılayın Türk köylerine gönderdiği yiyecek maddelerinin kullanılamaz hale getirilip geri çevrilmesi gibi adadaki kaosu anlatan diğer detaylar da yer alıyor.

Türkiye, Kıbrıs'ta dozu gittikçe artan insanlık dışı katliamlar karşısında 20 Temmuz 1974'te garantör devlet olarak müdahale hakkını kullandı ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Barış Harekatı'na, karadan, denizden ve havadan başladı.

Harekattan bir gün önce, 19 Temmuz 1974'te yayımlanan Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzaladığı kararnamede, şu ifadelere yer verildi:

"Kıbrıs'ta son gelişmeler nedeniyle, Büyük Millet Meclisinin 17.11.1967 tarihli ve 148 sayılı kararında verilen müsaade ile Garanti Antlaşması'nın 3'üncü maddesi ve Birleşmiş Milletler Yasası'nın 51'inci maddesi gereğince meşru savunma hakkını kullanmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Kıbrıs'a karşı fiili müdahalede bulunulmasına ve Yunanistan'ın bir tecavüzü halinde bu devlete karşı da harekata geçilmesine emir verme, konusunda Başbakanın yetkili kılınması Bakanlar Kurulunca 19 Temmuz 1974 günü kararlaştırılmıştır."

ALARMLARA GEÇİLDİ SEFERBERLİK İLAN EDİLDİ
Aynı gün yayımlanan bir başka kararnamede ise Kıbrıs'ta gelişen olayların zorladığı durum nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş hazırlığına daha ileri imkanlar sağlanması amacıyla 19 Temmuz 1974 günü saat 00.01'den itibaren resmi alarm sistemine ait basit, takviyeli ve genel alarmların bütün tedbirleriyle Genelkurmay Başkanlığınca uygun görülecek zamanlarda yürürlüğe konulması kararlaştırıldı.

19 Temmuz 1974 günü saat 00.01'den itibaren resmi alarm verildi19 Temmuz 1974 günü saat 00.01'den itibaren resmi alarm verildi

Harekatın başladığı 20 Temmuz 1974'te yayımlanan kararname ile Kıbrıs'ta gelişen olaylar sonucu savaşı gerektiren bir durumun baş göstermesi nedeniyle harekatın devamında doğması muhtemel ihtiyaçları karşılamak amacıyla "genel seferberlik ilanı"na, harekatın başlangıcında personel ihtiyacının Milli Alarm Sistemi Talimatı gereğince, Genelkurmay Başkanlığının emirleriyle uygulanacak özel çağrı planlarına göre sağlanmasına, Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunun lüzum görülecek maddelerinin Genelkurmay Başkanlığınca verilecek emirlerle yürürlüğe konulmasına karar verildi.

KIBRIS BARIŞ HAREKATI
İşte Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen Kıbrıs Barış Harekatı'nın detayları...

Osmanlı Devleti'nin, 1878'deki Rusya ile yaptığı savaştan yenilgiyle ayrılmasının ardından, yardım karşılığı İngiltere'ye kiralanan Kıbrıs, 5 Kasım 1914'te ise İngiltere tarafından tamamen ilhak edildi. Ada, 1923'te imzalanan Lozan Anlaşması ile tamamen İngiltere'ye bırakıldı.

Kıbrıs'ın ve Anadolu'nun batı yakasının Yunanistan'a bağlanmasını hedefleyen "Enosis" hayallerini 1821'den beri sürdüren Kıbrıslı Rumlar, İngiltere yönetiminde Yunanistan'ın desteğiyle bu planlarını açıkça ilan etmeye başladı.

Kıbrıslı Rumlar, adanın tamamını diplomatik yollardan ele geçiremeyeceklerini anlayınca terör örgütü "EOKA"yı kurdu.

1 Nisan 1955'te kanlı eylemlerine başlayan ve "Enosis"e karşı olan herkesi düşman ilan eden örgüt, 1958 sonuna kadar 400 Rum, 109 Türk ve 100 İngiliz'i öldürdü, 33 Türk köyünde yaşayanlar ise EOKA'nın faaliyetleri nedeniyle göç etmek zorunda kaldı.

Saldırılar karşısında direniş teşkilatları kuran Kıbrıslı Türkler de güçlerini 1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) çatısı altında birleştirdi.

Adadaki kaos ortamı, Zürih ve Londra Antlaşmalarına kadar devam etti. 11 Şubat 1959'da imzalanan antlaşmalar neticesinde İngiltere, Türkiye ve Yunanistan devletlerinin garantörlüğünde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması kararlaştırıldı.

Kıbrıs Türk toplumuna 1960 Anayasası ile sağlanan haklar, 1963'te Rum tarafının tek taraflı kararı sonrası kaldırıldı ve bu tarihten itibaren Türk toplumuna karşı silahlı saldırılar yeniden başladı.

"KANLI NOEL" SALDIRILARINDA, 364 KİŞİ ŞEHİT DÜŞTÜ
EOKA'nın Lefkoşa'nın Tahtakale semtinde 20 Aralık 1963 gecesi otomobillerine açılan ateş sonucu Kıbrıs Türkü Zeki Halil ve Cemaliye Emirali'nin şehit edilmesiyle başlayan "Kanlı Noel" saldırılarında, 364 kişi şehit düştü, 103 Türk köyü boşaltıldı, 25 bin kadar insan evlerinden edildi.

Rum çeteleri, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs'taki Türk Alayı'nda doktor olan Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi Mürüvvet İlhan ile çocukları Murat, Kutsi ve Hakan banyo küvetinde öldürülmüş halde bulundu. Bu olay tarihe "Kumsal Katliamı" ya da "Banyo Katliamı" olarak geçti.

RUM VE YUNAN BİRLİKLERİ 1964 YAZINDA TEKRAR SALDIRDI
5 Ağustos 1964'te Rum ve Yunan birlikleri Erenköy bölgesindeki Kıbrıs Türk halkına karşı saldırıya geçti. Yunan uçaklarının Erenköy bölgesini bombalaması sonucu birçok Türk şehit edildi.

Türkiye bu durum üzerine sınırlı bir hava harekatı düzenledi ve Türk halkına yönelik toplu bir katliamı önledi, Rum birlikleri bozguna uğratıldı.

8 Ağustos 1964'te uçağı düşürülen Türk pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, hiçbir yara almadan Rumlara esir düştü. Topel, daha sonra yapılan Rum işkenceleri sonucu şehit oldu.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ "GARANTÖR" OLARAK DEVREYE GİRDİ
Türkiye, 20 Temmuz 1974'te garantör devlet olarak müdahale hakkını kullandı ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Barış Harekatı'na başladı.

Birleşmiş Milletlerin çağrısı üzerine 22 Temmuz 1974'te ateşkes sağlandı ve çatışmalar durdu.

Kıbrıs adasındaki taraflar arasında 25 Temmuz 1974'te "Cenevre Görüşmeleri" başladı. Yunanistan ve Rum tarafının, istekleri kabul etmemesi ve adadaki Türk halkına karşı katliam yapma ihtimalleri ikinci harekatı zorunlu hale getirdi.

AYŞE TATİLE ÇIKSIN
Bu kapsamda, "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla 14 Ağustos 1974'teki "İkinci Kıbrıs Barış Harekatı" ile adaya barış ve huzur getirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri harekat süresince, 498 Mehmetçik ve Kıbrıslı 786 mücahidi şehit verdi.