Haniye'nin şehit edilmesi sonrası kirli plan deşifre oldu! Netanyahu'nun ABD ziyareti sonrası Orta Doğu'da kanlı suikastlar

Hamas Lideri İsmail Haniye'nin İran'ın başkenti Tahran'da gerçekleştirilen alçakça bir suikast sonucu şehit edilmesine ilişkin İsrail ve ABD'den gelen açıklamalar Orta Doğu'da yeni bir safhaya geçildiğini işaret ediyor. İsrail'in Başbakanı Netanyahu'nun ABD Kongresi'ni ziyareti sonrası başlayan süreç kanlı suikast girişimleri ile devam ediyor. Konuya ilişkin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, suikast girişiminden haberinin olmadığını ifade ederken ateşkes konusunda yine Hamas'ı suçladı. İsrail'den herhangi bir açıklama yapılmazken Blinken İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını talep etti. Bu durum Netanyahu'nun ABD ziyareti sonrası Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerin ABD-İsrail ürünü bir operasyon olabileceği iddialarını güçlendirdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :31 Temmuz 2024 , 15:08 Güncelleme Tarihi :01 Ağustos 2024 , 22:42
Haniye’nin şehit edilmesi sonrası kirli plan deşifre oldu! Netanyahu’nun ABD ziyareti sonrası Orta Doğu’da kanlı suikastlar

İÇİNDEKİLER

Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye'nin İran'ın başkenti Tahran'da gerçekleştirilen alçakça bir suikast sonucu şehit edilmesine ilişkin İsrail ve ABD'den gelen açıklamalar Orta Doğu'da yeni bir safhaya geçildiğini işaret ediyor.

İsrail Başbakanı Netanyahuİsrail Başbakanı Netanyahu

SÜREÇ NETANYAHU'NUN ZİYARETİ SONRASI BAŞLADI
Gazze'de yaptığı katliamlar ve UCM'nin aldığı kararların ardından köşeye sıkışan soykırımcı İsrail'in Başbakanı Netanyahu'nun ABD Kongresi'ni ziyareti sonrası başlayan süreç kanlı suikast girişimleri ile devam ediyor.

Netanyahu, onur konuğu olarak gittiği ABD Kongresi'nde alkışlarla karşılanmış, soykırıma verdiği destekten ötürü ABD Başkanı Joe Biden'a da teşekkür etmişti.

SOYKIRIMI İNKAR ETTİ
Kongre'de bir saat boyunca konuşan ve alkış yağmuruna tutulan Netanyahu, Gazze'de sivilleri öldürdüklerini inkar etmiş ve "Duyduğunuz tüm yalanlara rağmen Gazze, şehir savaşları tarihinde savaşmayan sivillerin savaşanların kayıplarına göre en düşük olduğu yerdir." ifadelerini kullanmıştı.

NETANYAHU ABD'DE KENDİNİ AKLADI YENİ KATLİAMLAR İÇİN DESTEK ALDI
Aynı günlerde ABD basını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kongre'deki konuşmasında İsrail ordusunun Gazze'de soykırıma varan eylemlerini çarpıttığını ve gerçekleri örtbas etmeye çalıştığını yazdı. Netanyahu, ABD Kongresi'nde yaptığı yaklaşık 1 saat süren konuşmada, "Refah'ta hiç sivil öldürülmediğini" savundu. Associated Press (AP) haber ajansı, "İsrail içinde de eleştirilerin arttığı Netanyahu'nun kendisini ABD tarafından saygı duyulan devlet adamı olarak göstermeyi amaçladığını" yazmıştı.

FİTİLİ GOLAN SALDIRISI ATEŞLEDİ
ABD basını Netanyahu'nun kirli planını yazarken 27 Temmuz'da İsrail'in işgali altındaki Golan Tepeleri'ndeki çoğunlukla Dürzi nüfusun yaşadığı Mecdel Şems beldesine yönelik roket saldırısı düzenlendi. Saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti.

PLANI HAREKETE GEÇİRDİLER
Saldırıdan Hizbullah'ı sorumlu tutan İsrail, Gazze'de binlerce kişiyi öldürmemiş gibi mağdur rolüne bürünerek daha önceden hazırladığı planı harekete geçirdi.

Netanyahu sözde ABD programını yarıda kesip İsrail'e geri döndü ve Güvenlik Kabinesi'ni topladı. Bu noktadan sonra ABD'nin desteğini alan İsrail 30 Temmuz akşam saatlerinde Lübnan'ın başkenti Beyrut'u hedef aldı. Saldırıda 4 kişi hayatını kaybederken İsrail ordusu, Hizbullah'ın komutanlarından Fuad Şükür'ü öldürdüğünü duyurdu.

LÜBNAN SALDIRISINI ÜSTLENİP HANİYE'YLE İLGİLİ SESSİZLİĞE BÜRÜNDÜLER
Bu saldırıdan 7 saat sonra İran'ın başkenti Tahran'da olan Hamas Lideri Haniye'nin şehit edildiği haberi ajanslara yansıdı. Katil İsrail, Lübnan'daki saldırıyı üstlenirken Haniye'nin şehit edilmesiyle ilgili sessizliğe büründü.

ABD Dışişleri Bakanı Antony BlinkenABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken

İSRAİL'İN HAMİSİ ABD ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERDİ
Tüm bu yaşananların ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'dan dikkat çeken bir açıklama geldi.

Blinken, ABD'nin Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin suikastından önceden haberdar olmadıklarını ve ABD'nin dahli bulunmadığını söyledi.

Blinken, Singapur ziyareti sırasında Gazze'deki duruma ve ateşkesin önemine ilişkin Channel News Asia'ya konuştu.

Bakan Blinken, Heniyye suikastının Gazze'deki sürece etkisinin ne olacağı sorusuna, "Bu bizim bilgimizin ve dahlimizin olmadığı bir durum. O nedenle tahminde bulunmak çok zor. Uzun yıllar boyunca bir olayın başka bir olay üzerindeki etkisi hakkında asla tahminde bulunmamayı öğrendim." şeklinde yanıt verdi.

Blinken, bu savaşı sonlandırmak için ateşkes sağlanmasının önemini vurgulayarak, o noktaya ulaşana dek bunun için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

HAMAS LİDERİNİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ GÜN ESİRLER İÇİN ÇAĞRI YAPTI
Gazze'de Filistinlilerin acısını sonlandırmaya yardım etmenin çok önemli olduğuna dikkati çeken Blinken, ABD'liler dahil esirlerin evlerine dönmesinin de kilit öneme sahip olduğunu dile getirdi.

Blinken, daha kalıcı barış ve güvenlik için her şeyi daha iyi bir yolda ilerletmenin hayati önem taşıdığını kaydederek, buna odaklanmaya devam ettiklerini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony BlinkenABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken

"HİÇBİR ŞEY ATEŞKESE ULAŞMANIN ÖNEMİNİ ORTADAN KALDIRMAZ"
Blinken ayrıca Singapur ziyareti kapsamında Singapur'un eski ABD Büyükelçisi Chan Heng Chee'nin moderatörlüğündeki "Hint-Pasifik Bölgesinde Güvenliği ve Refahı Geliştirme" başlıklı programa katıldı.

HAMAS'I SUÇLADI
Burada bir katılımcının Heniyye'nin İran'da suikasta uğramasına ilişkin görüşünü ve bu durumun müzakereleri nasıl etkileyeceğini sorması üzerine Blinken, "Hiçbir şey ateşkese ulaşmanın önemini ortadan kaldırmaz. Bu açıkça esirlerin çıkarına, onların eve getirilmesi için. Bu, Gazze'de her gün acı çeken ve Hamas'ın sebep olduğu çapraz ateşte kalan çocuk, kadın ve erkek Filistinlilerin de çıkarına." ifadelerini kullandı.

Blinken, ilk günden bu yana sadece Gazze'de daha iyi bir noktaya ulaşmaya, kuzeyde Lübnan ve Hizbullah, Kızıldeniz'de Husiler, İran, Suriye veya Irak fark etmeksizin, çatışmanın yayılmasını önlemeye çalıştıklarını savunarak, "Daha iyi bir noktaya gelebilmemizi sağlamanın en önemli anahtarı da ateşkesi sağlamak." diye konuştu.

ABD Savunma Bakanı Lloyd AustinABD Savunma Bakanı Lloyd Austin

İSRAİL'İN SAVUNMASINA YARDIM EDERİZ
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail'in saldırıya uğraması durumunda ABD'nin yardım edeceğini belirtti. Filipinler'e yaptığı ziyaret sırasında medya mensuplarıyla yaptığı toplantıda konuşan Austin, ABD'nin İsrail'e desteğine ilişkin mesajlar verdi.

Austin, "Savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünmüyorum. Ama İsrail saldırıya uğrarsa, elbette İsrail'in savunmasına yardım ederiz." dedi.

Durumun bu noktaya gelmesini istemediklerini kaydeden Austin, "Bunların hiçbirinin olmasını istemiyoruz. Bu konuda yoğun çalışıyoruz, şu andaki tansiyonu düşürmeye ve sorunları diplomatik yollarla çözmeye yardımcı olacak şeyler yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Austin, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin İran'da suikasta uğraması konusunda da, medyaya yansıyanlar dışında herhangi bir bilgisinin olmadığını söyledi.

Netanyahu ABD Başkanı Biden ile görüşmüştü.Netanyahu ABD Başkanı Biden ile görüşmüştü.


BİRKAÇ SALDIRI VEYA SUİKASTLA DA YETİNMEZLER
Konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, "Doğrusu bu fotoğraf sadece katil Netanyahu'yu değil, CIA'yı da, MOSSAD'ı da, CENTCOM'u da daha pervasız yapmaya yetti. Böyle giderse bunlar, birkaç saldırı veya suikastla da yetinmezler..." ifadelerini kullandı.

İşte Mahmut Övür'ün 1 Ağustos tarihli yazısı:

Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak için geldiği başkent Tahran'da suikasta uğraması, neresinden bakarsanız bakın, sadece bölgeyi değil küresel dengeleri de sarsabilecek bir olay.

Olağan şüphelinin İsrail olması, hatta arka planda İran'ın iç hesaplaşmaları, konuğunu koruyamaması, şüphe yaratan ABD'yle gizli kapaklı ilişkileri ya da İran'da CIA-MOSSAD gibi Batılı istihbarat örgütlerinin cirit atması gibi iddialar seslendirilse de gerçekleşen olay etkileri bakımından çok daha büyük bir küresel hesaba dayanıyor.

Hem Lübnan hem de Haniye saldırısı öncesi dünyadaki tabloya bakın. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'i soykırım suçlusu ilan ediyor, o sürece destek veren Güney Afrika'dan İspanya'ya, Brezilya'dan İrlanda'ya dünyanın 150'ye yakın ülkesi çok açık biçimde "iki devletli çözüm" formülüne sahip çıkıyor.

Bunun üstüne Çin'in Filistin örgütlerini birleştiren siyasi hamlesi ve Başkan Erdoğan'ın dolaylı da olsa küresel korku duvarlarını yıkan "İsrail'e de gireriz" çıkışı geliyor.

Netanyahu ABD Başkanı Biden ile görüşmüştü.Netanyahu ABD Başkanı Biden ile görüşmüştü.


Dünyadaki siyasi hava büyük oranda Filistin ve Gazze'den yana esiyordu.

İşte tam bu noktada ABD, o utanç verici şovla devreye girdi. Soykırımcı İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi'nde ayakta alkışlandı, iki başkan adayıyla da samimi fotoğraflar verdi.

Doğrusu bu fotoğraf sadece katil Netanyahu'yu değil, CIA'yı da, MOSSAD'ı da, CENTCOM'u da daha pervasız yapmaya yetti. Böyle giderse bunlar, birkaç saldırı veya suikastla da yetinmezler...

Bu da ABD ve İsrail eksenli Batı Bloku'nun dünyaya meydan okuduğunu ve büyük bir savaş hazırlığını gösteriyor. Görünen o ki, ya ABD başta Çin ve Rusya olmak üzere dünyanın hiçbir ülkesinin kendisine ve kurduğu sisteme karşı çıkamayacağını görüyor ya da patronu olduğu küresel sistemin çöküşe geçtiğini gördüğü için son bir çılgınlığa imza atıyor.

İkinci ihtimal daha güçlü görünse de ortada garip bir durum daha var: Hiçbir ülke dünyanın gözü önünde 40 bin kişiyi katledip Gazze'yi yerle bir eden, bununla yetinmeyip Suriye'ye, Irak'a, İran'a, Yemen'e ve en son Lübnan'a açık açık saldıran İsrail'i durdurmak için kılını kıpırdatmıyor.

Neymiş, arkasında ona destek veren bir Amerika var. Oysa bırakın Filistin'e destek veren İspanya gibi ülkeleri, İslam, Arap veya ABD'nin düşman ilan ettiği ülkeler bir araya gelse ABD kıpırdayamaz.




Mesela Çin, bir yandan İran ile Suudi Arabistan'ı bir araya getiriyor, Filistinli örgütleri buluşturuyor ama nedense onlara yönelik saldırılar ve soykırım karşısında sadece kınamakla yetiniyor. Bakın Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, Haniye suikastıyla ilgili, "Daha fazla istikrarsızlığa yol açabileceğinden derin endişe duyduğunu" belirtiyor ama sadece şunu söylemekle yetiniyor:

"Gazze'de mümkün olan en kısa sürede kapsamlı ve kalıcı bir ateşkes sağlanması gerekiyor."

İyi de ABD'nin en büyük hedefi olduğunu bilen Çin, "Haydut devlet" İsrail'in soykırım yapmasına veya bölgeyi suikastlarla istikrarsızlaştırmasına düşük profille "Ateşkes sağlansın" diyerek engel olabilir mi? Sıra kendisine geldiğinde geç kalmayacak mı?

Eğer ABD karşıtı yeni bir dünya düzeni kurulacak ve "Kuşak Yol" projeleriyle Çin ve diğer ülkeler buna öncülük edecekse, bugünden daha somut bir siyaset ortaya koymalılar ve kanlı saldırıları durdurmalılar. Aksi hâlde yarın silahlar onlara yöneldiğinde yanlarında kimseyi bulamazlar. Unutmasınlar, bu fotoğrafın daha beteriyle, Filistinli kardeşleri soykırıma uğrarken büyük çoğunluğu susan ve korkan İslam ve Arap ülkeleri karşılaşacak.


Yaşanların ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli de sosyal medyadan yaptığı paylaşımda ABD'nin rolüne dikkat çekmişti.

"ADI KONULMAMIŞ BİR SAVAŞ HALİ TEDAVÜLDEDİR"
"Mezkur suikastın İsrail Başbakanı'nın ABD ziyareti sonrasında, üstelik Tahran'da gerçekleşmesi tesadüfi olmasa gerektir."
açıklamasında bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Terör eylemini yapan kadar siparişi ve ihaleyi veren, destek sağlayan, ortam açan elbette ağır sorumluluk altındadır. Heniyye suikastının çok boyutlu yansımaları ve operasyonel yankıları kaçınılmazdır. Kartlar açık oynanmaktadır. Adı konulmamış bir savaş hali tedavüldedir. Mazlum bir halkın sistematik şekilde imhasına sessiz ve seyirci kalan uluslararası toplum derhal harekete geçmek, bir yanda önleyici, diğer yanda da cezalandırıcı müdahalelerde bulunmak mecburiyetindedir.

Orta Doğu'daki çatışma alanlarının kademeler halinde genişlemesi toplu ve yaygın bir savaşın adeta işaret fişeği mahiyetindedir. Tehlike çok ciddidir. Tehdit çok büyüktür. Daha üzücü olanı ise İsrail ile Filistin arasında barış umutlarının gittikçe kösteklenmesi ve körelmesidir. Bu karanlık tablonun başta İsrail olmak kaydıyla hiçbir ülkeye faydası dokunmayacaktır."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN