Devlet Bahçeli'nin "İmralı" çıkışının kodları: Bu riski neden aldı?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli siyasetin gündemini değiştiren bir çıkış yaptı. Bahçeli teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği dönemde söylediği "Her türlü hizmete hazırım" sözlerini hatırlatarak, "Eğer teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lavedildiğini haykırsın." dedi. Bahçeli sözlerinin devamında "Umut hakkı" mesajı verdi. Peki Bahçeli bu çıkışının arka planında ne var, bu riski neden aldı? İşte MHP Liderinin tarihi sözlerinin kodları...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :23 Ekim 2024 , 09:22 Güncelleme Tarihi :23 Ekim 2024 , 09:56
Devlet Bahçeli’nin İmralı çıkışının kodları: Bu riski neden aldı?

İÇİNDEKİLER

Türk siyaseti tarihi günlerden geçiyor.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde yaptığı "iç cepheyi güçlendirme" ve "yumuşama" siyaseti sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den peş peşe sürpriz adımlar geldi.

Bahçeli TBMM'de tarihi bir çıkış yaptı (AA)Bahçeli TBMM'de tarihi bir çıkış yaptı (AA)

ÖNCE DEM'LE EL SIKIŞTI SONRA PKK ELEBAŞINA ÇAĞRI YAPTI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önce 1 Ekim'de Meclis'te DEM Parti üyeleriyle el sıkışarak pozitif mesajlar verdi. Daha sonra terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a yakalandıktan sonra, "Bir hizmet imkanım olursa yaparım" sözlerini hatırlatarak, "Çıksın terörün bittiğini ilan etsin" çağrısını yaptı.

Bahçeli DEM'lilerle tokalaştı (1 Ekim, Takvim.com.tr Fotoğraf Arşivi)Bahçeli DEM'lilerle tokalaştı (1 Ekim, Takvim.com.tr Fotoğraf Arşivi)

BAHÇELİ EL YÜKSELTTİ: TECRİDİ KALDIRILARSA DEM GRUBU'NDA KONUŞSUN
Bahçeli dün (22 Ekim) ise tarihi bir çıkış daha yaptı. Partisinin Grup Toplantısında terörün bir an önce son bulması gerektiğinin altını çizen MHP lideri Devlet Bahçeli yine teröristbaşı Öcalan'ın "Hizmet ederim" sözünü hatırlatarak, "Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın." ifadelerini kullandı.

UMUT HAKKI ÇIKIŞI
Bahçeli devamında şunları söyledi:

"Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'umut hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne, adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız, vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız."

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN DESTEK: TERÖRSÜZ ŞİDDETSİZ TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDELİM
Bahçeli'nin sözleri siyaseti hareketlendirdi. Başkan Erdoğan, "Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresi kişisel hesaplara kurban edilmesin! Terörsüz şiddetsiz Türkiye'yi inşa edelim." diyerek net bir mesaj verdi.

Başkan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu (AA)Başkan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu (AA)

BAHÇELİ'NİN MESAJININ ŞİFRELERİ
Peki MHP lideri Devlet Bahçeli bu çıkışı neden yaptı? MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın "milat" olarak nitelediği bu çıkışın sebebi neydi, bu riski neden aldı.

Bahçeli'nin bu hamle ile İmralı - DEM hattını devreye sokup Kandil - ABD denklemini saf dışı bırakmak istendiği konuşulurken mesele köşe yazarlarının da gündemindeydi...

Konuyu köşesine taşıyan Hürriyet Yazarı Abdulkadir Selvi meselenin "devlet projesi" olduğunu belirterek, "Burada en önemli avantajımız ise, bunun sadece Devlet Bahçeli'nin bir projesi değil, devlet projesi olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü bir şekilde destek vermesi. Kürt halkının barışa olan inancı ve CHP ve DEM Parti'nin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri." dedi.

Selvi'nin yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

22 EKİM MİLAT
Özal döneminde Öcalan Bekaa Vadisi'ndeyken, Celal Talabani'nin aracılığıyla bir tek yanlı ateşkes süreci başlatılmıştı. Erbakan döneminde birtakım girişimler oldu. Erdoğan, "Baldıran zehiri" içme pahasına iki kez çözüm süreci başlattı. Ama hiçbirisinde Öcalan'ın Meclis'te, DEM Parti grup toplantısında terörün bittiğini ve PKK'nın lağvedildiğini açıklaması çağrısı yapılmadı. Bu açıdan 22 Ekim tarihi bir dönüm noktası oldu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın belirttiği gibi bu bir "milat".

Devlet Bahçeli’nin İmralı çıkışının kodları: Bu riski neden aldı?

Feti Yıldız'ın X paylaşımıFeti Yıldız'ın X paylaşımı

1 EKİM'DE MECLİS'TE
Ancak süreç 1 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis açış konuşmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı İsrail'in Gazze'den sonra savaşı Lübnan'a taşıdığını ve bölgesel bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Türkiye'nin karayolu ile Lübnan'a iki buçuk saat mesafede olduğunu belirtip, asıl hedefin Türkiye olduğunu açıkladı.

Bu tehlike karşısında iktidar, muhalefet çekişmesini bir kenara bırakıp, Türkiye ekseni etrafında toplanma ve iç cepheyi tahkim etme çağrısı yaptı.

Bahçeli DEM'lilerle tokalaştı (1 Ekim, Takvim.com.tr Fotoğraf Arşivi)Bahçeli DEM'lilerle tokalaştı (1 Ekim, Takvim.com.tr Fotoğraf Arşivi)

Erdoğan kürsüden indikten hemen sonra Devlet Bahçeli, DEM Parti sıralarına giderek ellerini sıktı. Bu sürpriz hamle siyasetin havasını bir anda değiştirdi. Bahçeli, Cumhurbaşkanı'nın iç cepheyi güçlendirme çağrısına destek vermek amacıyla bu hamleyi yaptığını açıkladı. DEM Parti'ye, "Türkiye partisi" olma çağrısı yaptı.

3 EKİM'DE NE KONUŞTULAR?
Bugün biraz tarihlerden gideceğim. Çünkü adım adım oluşturulan bir strateji söz konusu.

3 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'yi evinde ziyaret etti. Bu tarih önemliydi. Çünkü Erdoğan- Bahçeli görüşmesinden sonra tarihi öneme haiz bir MGK toplantısı yapıldı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ziyarette bulundu (3 Ekim, AA)Başkan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ziyarette bulundu (3 Ekim, AA)

MGK neden önemliydi? Hem yaklaşan savaş tehlikesi açısından hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclisi açış konuşmasında dikkat çektiği, Suriye'deki "uydu yapılanma" noktasında 3 Ekim tarihli MGK'da alınan kararlar önemliydi.

Bunların ne olduğunu ihtiyaç olduğunda sahadaki uygulamalarla göreceğiz.

Suriye topraklarında bir PKK uydu yapılanması, Türkiye açısından beka sorunu. Türkiye, bunu önlemek için ne gerekiyorsa göze almış durumda. Ancak bu zorlu süreçte iç cephemizin de güçlendirilmesi gerekiyor.

HARİTALAR KANLA ÇİZİLİRKEN
Cumhurbaşkanı Erdoğan da dünkü konuşmasında bu noktaya işaret etti.

"Ortadoğu'da haritalar kanla çizilirken, İsrail savaşı Lübnan'a taşırken iç cephemizi güçlendirmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Erdoğan ve Bahçeli'nin hamlelerinin biraz da buna dönük olduğunu düşünüyorum.

Bu notları paylaştıktan sonra tekrar Bahçeli ve Erdoğan'ın çağrılarına dönmek istiyorum.

BEKA SORUNU
Erdoğan'ın, uydu yapılanma dediği Suriye'deki SDG-PKK ve YPG olduğu çok net. ABD, mayıs ve haziran ayında PKK-YPG'ye özerk bir statü kazandırmak için sözde seçim yapmaya kalkıştı ama Türkiye'nin baskısı sonucunda geri adım atmak zorunda kaldılar. Ama bu hedeflerinden vazgeçmiş değiller.

BAHÇELİ'YE DESTEK
Erdoğan, 12 Ekim tarihinde, Arnavutluk ve Sırbistan gezisi dönüşünde gazetecilerle yaptığı soru-cevapta Bahçeli'ye güçlü bir şekilde destek verdi. "Sayın Bahçeli'nin attığı bu adım bana göre çok çok önemli bir adımdır" dedi.

BAHÇELİ BU RİSKİ NEDEN ALDI?
MHP, Türk milliyetçiliğinin simgesi olan bir parti. Bahçeli, terörle mücadelede tavizsiz bir çizgi izlemiş bir lider. Bu çıkışın MHP'ye siyasi olarak bir yarar getirmeyeceği açık. Hatta çok büyük bir risk. Buna rağmen Bahçeli bu riski neden alıyor? Burada Bahçeli'nin siyasi bir kazanç hesabı ile hareket ettiğini söylemek mümkün değil. Çünkü siyaseten MHP'ye oy kazandırmaz. Burada tamamen 'önce devletim sonra partim' şiarıyla hareket ettiğini görüyoruz. Devletin menfaatine olan bir adım atıyor.

15 Ekim'de ise MHP lideri bir kez daha kürsüye çıktı ve "Türkiye'ye getirilirken, 'Her türlü hizmete hazırım' diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin" dedi.

UMUT HAKKI
Öcalan'ın Meclis'e getirilerek DEM Parti grubunda konuşturulması önerisi ise şok ediciydi ama Bahçeli'nin, "Umut hakkı" açılımı da bir o kadar önemliydi

Umut hakkı ne demek?

Bu sorunun yanıtı MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'dan geldi. Feti Yıldız, "Bu kavram müebbet ağır hapis cezasına mahkûm edilmiş hükümlünün bir gün salıverilmeyi beklemek hakkını ifade etmek için kullanılmaktadır" dedi.

Öcalan'ın da "Buradan tabutla çıkmak istemiyorum" dediği ifade ediliyor.

BAHÇELİ'NİN DOSYASI
Ayrıca Bahçeli bunun birkaç adım sonrasını planlamamış değil. Edindiğim bilgiye göre PKK'nın terör faaliyetlerinin başladığı 1984'teki Şemdinli ve Eruh baskınından bu yana verilen şehitlerimiz, terörün ekonomik bilançosu ve bölgesel tehditleri üzerine kapsamlı bir çalışma yaptırdığı söyleniyor. Masasında kalın bir klasör olduğu ifade ediliyor.

Yıllarca Kürt sorunu çözülecekse Türk milliyetçileri ön almalı dedik. Bahçeli şimdi bunu yapıyor. Bu bir tarihi fırsat. Ama önünde çok büyük engeller var.
Başta Kandil engel. Çünkü onlar varlıklarını teröre borçlular. Silah onların sigortası. ABD engel. Çünkü PKK'yı Ortadoğu'da kullanmak istiyor.

Ama kimin canı pahasına. Türk ve Kürt çocuklarının kanı pahasına.

Bahçeli'nin tarihi çıkışı yaparken taktığı ʺsekiz köşeli Selçuklu Yıldızıʺ dikkat çekti (Fotoğraf: AA)Bahçeli'nin tarihi çıkışı yaparken taktığı ʺsekiz köşeli Selçuklu Yıldızıʺ dikkat çekti (Fotoğraf: AA)

DEVLET PROJESİ
Burada en önemli avantajımız ise, bunun sadece Devlet Bahçeli'nin bir projesi değil, devlet projesi olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü bir şekilde destek vermesi. Kürt halkının barışa olan inancı ve CHP ve DEM Parti'nin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri.

Ortadoğu'da sınırlar kanla çizilirken biz barış şarkıları söyleyerek kendi iç cephemizi güçlendirmek istiyoruz.

Olay bu kadar önemli."

"YA İÇİNDESİNDİR ÇEMBERİN YA DA DIŞINDA"
Sabah Yazarı Melih Altınok da Bahçeli'nin çıkışını köşesine taşıdı.

ABD'nin Orta Doğu planına dikkat çeken Altınok, "Bahçeli herkesi pozisyonunu açık etmek durumunda bıraktı." diyerek şu ifadeleri kaleme aldı:

"Haftaya FETÖ örgütü lideri Fetullah Gülen'in ölüm haberiyle başladık. Diğer bölümde sebeplerini anlatacağım ama özetle bu ölüm, Türkiye'nin kırk yıldır başına musallat edilen iki belasından birinin fiilen son bulması anlamına geliyor.
9 Eylül 2001'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırılarla, 2. Dünya Savaşı sonrası dizayn edilen "yeni dünya düzeni"ne reset atacak olanların Ortadoğu planı da netti.

Milenyuma girerken dindarları zehirlemek için kullanacakları Fetullah'ı merkeze çağırıp aynı dönemde Kürtleri kriminalize etmek için kullandıkları Abdullah'ı da Türkiye'ye verdiler. Tabii ki asılmamak şartıyla. Çünkü Suriye'nin kuzeyinde kuracakları PKKYPG devletinde onun "manevi şahsiyeti"nden yararlanacaklardı. Hem de Türkiye içinde bu hedefe ikna olmayacak unsurlar üzerindeki etkisinden faydalanacaklardı.
Türkiye çok uğraştı, onca bedel ödedi, refaha kullanacağı kaynaklarını terörle mücadeleye harcadı, oyalandı ama iki ABD aparatını de etkisiz hâle getirdi.

Erdoğan, FETÖ'yü ve yüzlerine farklı maskeler takmış bileşenleri 15 Temmuz'da gömdü.
Çukur operasyonlarıyla Türkiye sınırlarında operasyon yapamayacak hale getirdiği PKK'yı da sınır ötesi harekâtlarla Suriye çöllerinde izole etti.
Ancak bu başarılar, siyasette ve toplumda, Türkiye'nin geleceğe odaklanması yolunda bir mutabakatla taçlandırılamadı.

Bu iki konuda geçmişin yükleri, dünyanın pandemiyle birlikte girdiği, Ukrayna Savaşı ve Gazze ile devam eden yeniden yapılanma sürecinde Türkiye'ye hâlâ ayak bağı olmaya devam ediyor. İç siyaseti manipüle ettiği gibi dışarıda da Türkiye'yi haksız ithamlara maruz bırakıyor. Askeri vesayetin dizginlerinden kurtulup icracı konuma yükselen siyaseti, iktidarıylamuhalefetiyle halkın gerçek sorunlarıyla uğraşmaktan alıkoyuyor.
İşte haftanın ikinci olayı olan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan üzerinden Kandil'e ve HDP'ye yaptığı çağrıyı böyle bir bağlamda okumaya çalışıyorum. Bahçeli'nin geçen yılki, "Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez" şeklindeki çıkışını hatırlayıp küresel dengeleri de işin içine katıyorum.

Elbette Cumhur İttifakı'nda Erdoğan'la birlikte yürüyen Bahçeli'nin kafasındakileri bilemem. Dünyayı ve süreci benim gibi algılamıyor olması da şaşırtıcı olmaz. Ama ne olursa olsun temsil ettiği pozisyonun kalıplarını kırıp Gordion düğümüne yaptığı İskendervari hamleyle yine siyaseti ters köşe yaptığı kesin.

YA İÇİNDESİNDİR ÇEMBERİN YA DA DIŞINDA
Devlet Bahçeli'nin, "Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere sesleniyorum: Türkiye'ye getirilirken her türlü hizmete hazırım diyen teröristbaşı buyursun gelsin, TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Her adımı atmaya kararlı, inançlıyız" şeklindeki tarihi çıkışı karşısında siyasetin aktörlerinin verdiği tepkiler, bize geleceğe dair çok şey söylüyor.

Bahçeli herkesi pozisyonunu açık etmek durumunda bıraktı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bir başlangıç olacaksa tecrit derhal kaldırılmalıdır. Onurlu bir barış için inisiyatif almaya hazırız" dedi.

Ana muhalefet lideri Özgür Özel de Bahçeli'ye destek verdi:
"El yükseltiyorum Devlet Bey, ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini devlete ait hissetmeyen bütün Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum. Varsanız hep beraber bunu yapalım."

Artık belediye başkanından ziyade açıkça ana muhalefet lideri gibi yeni dönem siyasetinden falan bahseden İmamoğlu ise henüz pozisyonunu belirleyememiş olmalı ki, dün ortaya karışık yapıyordu.

2028 hayalleriyle yanıp tutuşan CHP içindeki iktidar mücadelesinin diğer aktörü Mansur Yavaş ise kendisinden beklenilmeyen hızla tavır alıp "Karşıyım" dedi."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN