Başkan Recep Tayyip Erdoğan, BRICS Zirvesi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AA)
ÜST AKIL MI DEVREDE?
Eldeki ilk veriler ışığında "PKK terör örgütünün taşeron olarak görevlendirildiğine, stratejik üretim merkezleri üzerinde kahpe bir üst aklın çalışma yaptığına işaret ediyor " ifadelerine yer veren Müderrisoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
Esasen istihbaratın en çok duyarlı olduğu alanların başında savunma sanayi ve çalışanları geliyor. Ve maalesef dünkü saldırı, yöntemi itibarıyla 2016 yılında Atatürk Havalimanı'nda gerçekleşen terör eylemine de çok benziyor. Gelelim işin özüne... Sen misin?
-Büyük İsrail projesine karşı çıkan!
-BRICS ve Şangay İşbirliği Örgütü ile dirsek teması kuran?
-Türk Devletleri Teşkilatını hayata geçiren!
-Terörün belini kıran ve Edirne- Kandil hattındaki küresel alçak kurguyu bozan!
Yeni Hayat, Yeni Türkiye, Yeni Yüzyıl ideali ile her türlü riski göze alarak terörü Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkarmak isteyen!
Listeyi uzatmak mümkün... Tam da bu nedenle Sn. Cumhurbaşkanımızın "iç cepheyi tahkim edelim" çağrısının ne kadar mühim ve gerekli olduğu daha iyi anlaşılıyor. Sn. Devlet Bahçeli'nin, "Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz" sözünün hakiki karşılığı net olarak ortaya çıkıyor.
Bu aşamada... "Devlet'in aklı" ile "Devlet aklının", milletin vicdanında karşılık bulması umulan yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. İçinde, ince ayar gerektiren unsurlar barındırsa da Devlet Bey'in tarihi inisiyatifinin, terörü besleyen küresel çetelerin tüm hesaplarını bozduğuna, Türkiye'yi ve Türk milletinin varlığını hedef alan odakları derinden sarstığına kuşku yok. Diyorum ki... Teröristle amansız mücadele sürecektir. Terör ve maşaları Türkiye'yi "kızıl elmasından" uzaklaştıramayacaktır. Devlet Bey, -tabiri caizse- "kar küresini" şöyle bir sallamış ve hakiki görüntünün belirginleşmesi için özveri göstermiştir.
TUSAŞ'a yönelik düzenlenen terör saldırısının ardından bölgeden gelen fotoğraf. (Fotoğraf: Takvim.com.tr)
"O ÇIKIŞ DURUP DURURKEN YAPILMADI"
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür de, Bahçeli'nin açıklamalarının küresel güç merkezlerini harekete geçirdiğine dikkat çekerek, Bahçeli'nin çıkışının 2 neden dolayı oldukça etkili olduğunu vurguladı.
Övür, "Biri çevremizi kuşatan küresel tehdidin sınırlarımıza dayanması, diğeri de 40 yıldır ağır bedeller ödeten ve kangrene dönüşen bir meseleye, beklenmedik bir şekilde milliyetçi bir liderin "siyaset üreterek" cevap vermesi. Devlet Bey'in çıkışını sarsıcı yapan tam da bu... Bu yüzden hazırlıksız birçok siyasetçinin dili dolanmaya başladı. O çıkışın durup dururken olmadığı, tarihi bir sorumlulukla yapıldığı çok açıktı." dedi.
TUSAŞ'a yönelik terör saldırısı düzenleyen teröristler(Fotoğraf: Takvim.com.tr)
Övür, "Bahçeli'nin "Teröristbaşı" diyerek Öcalan'a seslenmesi ve özellikle Meclis'i işaret etmesi tesadüf değil, bir hesaba, bir arka plana ve siyasi bir hazırlığa dayanıyor. Hem Başkan Erdoğan'ın uzun süredir seslendirdiği "İç cepheyi güçlendirme" çağrılarının bir devamı ve tamamlayıcısı hem de 2005 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı "Kürt sorunu benim sorunumdur" sözünün bir devamı niteliğinde. O gün de sorunu çözdürmediler, bugün de çözdürmemek için ciddi çaba harcayacakları çok açık" değerlendirmesinde bulundu.
KÜRESEL SALDIRI TEHLİKESİ GÖRÜLMELİ
Daha şimdiden uyuyan terör hücrelerinin düğmesine basıldı diyen Övür, "TUSAŞ'a yönelik açık terör saldırısı bir yanıyla Öcalan hamlesine, diğer yanıyla da BRICS'e yönelik bir saldırı olabilir. Tıpkı geçmişte Türkiye'nin attığı her bağımsız adıma ya da Sovyetler'le kurduğu her ilişkiye ABD ve Batı Bloku'nun "darbeyle" cevap verdiği gibi. Artık herkesin küresel bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzu görmesi gerekiyor. "İsrail bize saldırmaz" diyenlere duyurulur." ifadelerini kullandı.
"TUSAŞ'IN SEÇİLMESİ MANİDAR"
Sabah Gazetesi Yazarı Bercan Tutar ise; Orta Doğu'daki gerilime dikkat çekerek, "Hem İsrail toplumu hem de yöneticileri bu terör kültüründe kenetlenmiş durumda. Bu nedenle insanlık da bölge ülkeleri de bu vampirlere karşı kenetlenmek zorunda. Zira terör ve soykırımın panzehiri birlik ve beraberliktir." dedi.
Tutar, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ) yerleşkesine yönelik düzenlenen terör saldırısı hem zamanlama hem de içerdiği sembolik benzerlikler nedeniyle Türkiye'nin içeride ve dışarıda başlattığı hamleleri hedef alıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BRICS zirvesi için Rusya'ya bağlı Tataristan'ın başkenti Kazan'a gittiği bir sırada Kahramankazan'daki TUSAŞ'ın hedef seçilmesi manidardır. Bu tasarlanmış eylemin amacı da nedeni de gayet iyi biliniyor. Bunlar Türkiye'yi vesayet altına almak isteyen kirli odakların beyhude çırpınışlarıdır. Çünkü bu saatten sonra hiçbir güç Türkiye'yi durduramayacaktır. Buna benzer saldırılar Türkiye'nin ekseni kendisi olan yeni bağımsız rotasını değiştirmeyecektir. Bilakis azmimizi daha da bileyecektir. Soykırım, kaos, işgal ve terörle üzerimize gelenler yine hezimete uğrayacaktır." şeklinde bir değerlendirmede bulundu.