Tolgahan Erdoğan (Takvim.com.tr)
KURULTAYDA DÖNEN SİYASİ RÜŞVETLER...
ÜMRANİYE'DEN 4 DELEGEDEN 3'Ü MECLİS ÜYESİ OLDU BİRİ AKRABASINI İŞE SOKTU
Siyaset yaptığım ilçede 4 tane kurultay delegesinin 3 tanesi belediye meclis üyesi olup bir tanesi de kurultay sürecinde 3 tane kardeşini İBB'ye işe sokuyorsa bu bir şaibedir. Bugün işte Ümraniye, CHP Ümraniye delegelerine bakalım. Ne demek istediğimi zaten orada partililer anlar.
LALELİ DÖVİZCİLERİ - ANKARA HATTINDA 50 MİLYON DOLARLIK PARA TRAFİĞİ
Ahmet Zeren: Kurultay zamanına dönelim. Laleli'de dövizcilerin açtırıldığına, buradan dolarların araçlarla Ankara'ya taşındığına dair bir iddianız var. Ortada 50 milyon dolarlık bir şaibe var. Buna da bir belediye başkanının vesile olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız? Yani bu işin aslı astarı nedir? Nereden geliyor bu paralar?
Tolgahan Erdoğan'ın kurultay sonrası gündeme getirdiği ʺ50 milyon dolarʺ iddiası (Takvim.com.tr)
Tolgahan Erdoğan: 5 Kasım gününden bahsediyorum. Parti Meclisi seçimi sabah yapılacaktı. O gün salonda sürekli bir pazarlık döndü ve o pazarlıklar neticesinde benim iddiam, döviz bürolarının pazar günü açılıp oradan ek para geldi. Yani ellerindeki paranın yetmedi ve buradan destek sağlandı. Bunu daha da büyütenler oldu. İşte Kapalıçarşı'da iki tane Süryani iş adamı, dövizci, kuyumcunun, bunları aktardığı konuşuldu.
Ben bunu 5 Kasım'da yazdım 4 tane döviz bürosunu. Laleli zaten biliyorsunuz bu işin, paranın, dövizin merkezidir. 9 Kasım'da da bu döviz bürolarından bir tanesinin Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı, Hasan Bey'in yardımcısı, Ahmet Bey'in kayınpederi olduğunu söyledim. Gerçi orada firmanın sonradan şöyle bir bilgisine ulaştık; Kayınpederi sonradan bu firmayı devretmiş ama devrettiği kişiler de bu 4 döviz bürosunun özelliği, aynı köylü hemşehri olmaları. Hepsi aynı bölgeliler.
Bugün yazdığınız, söylediğimiz bu iddia aslında çok ciddi bir iddia yani...İhbar niteliğinde bu olay. Yaklaşık kaç, 14 ay geçti. Bu 4 tane döviz bürosunun hiçbirisinden tarafıma açılmış bir dava ve tekzip gelmedi.
Ben burada bir iddiada bulunuyorum ve sizin ticari itibarınızı zedeleyebilecek düzeyde bir iddiada bulunuyorum. Ama siz buna rağmen 14 aydır hiç, bu konuyla ilgili gündeme getirmiyorsunuz.
"İSTANBUL'UN EN İŞLEK CADDESİNDE O GÜN NE OLDU İNCELENSİN"
Ahmet Zeren: O dönem sizin, bu para trafiğine ilişkin "MOBESE'leri incelerseniz ulaşırsınız" diye bir tweetiniz var. Elinizde bir belge var mı, bulgu var mı?
Olayı bizzat şahitlerinden, yani o bölgede bu para taşıma trafiğine, aracılık ettiğini söyleyen kişilerden öğrendim ve ben de bunu zaten özellikle İçişleri Bakanlığı'nı ve bakanlıkları etiketleyerek yazdım. Bu tarihte buraya giren Uber araçları, kontrol altına alınsın, kamera kayıtlarından incelensin bunu araştırsınlar.
Bugün Türkiye'de bir ana muhalefeti dizayn etme projesi var. Bununla ilgili de İstanbul'un en işlek caddesinde o gün ne olduğunu, muhtemelen devletin yetkilileri araştırmıştır. Bence dava sürecinde de dosyanın içerisinde vardır diye düşünüyorum.
Şaibe ile anılan CHP kurultayının en yakın tanığı Tolgahan Erdoğan Takvim.com.tr'nin sorularını yanıtladı
CHP'DEN TELEFON GELDİ... "BU KONULARI YAZMAYIN"
Fatma Gül: CHP Genel Merkezi'nden bu konuya ilişkin (Dövizci iddiaları) tekzip geldi mi?
Tolgahan Erdoğan: O dönemde bu konularla ilgili gelmedi. Tabii o dönemde şöyle parti yetkililerinden, hani dostane bir şekilde telefonlar aldık. İşte bu konuları yazmayın, partimize zarar verir, aman kol kırılır yen içinde kalır ama bu konuda ben çok net bir şekilde kendilerine de tavrımı, tutumumu, beyan ettim. Bu konuda ortada bir haksızlık varsa bu konu hani Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklemek ya da veyahut da Özgür Özel'i desteklemek değil. Ortada partinin geleceğiyle ilgili bir sorun var. Ben evet o kurultayda Kemal Bey'i desteklemiş olabilirim ama bu Kemal Bey veya Özgür Bey veya Ekrem Bey meselesinin çok daha ötesinde. Çünkü bugün eğer bu ahlaksızlığı parti temeline oturtursanız yarın bir gün her gelen delege, bu işi pazarlık noktasına getirir ve bugün ülkedeki siyaseti daha farklı bir şekilde şekillendirmeye çalışır.
"ÖZGÜR KARABAT DELEGE PAZARLIKLARI YAPTI! BAKİ AYDÖNER VE TURAN TAŞKIN ÖZER BU İŞİN GÖBEĞİNDE"
Fatma Gül: Özgür Karabat dersem bana neler söylersiniz?
Tolgahan Erdoğan: Özgür Bey, siyasette hızlı yükselen bir arkadaşımız. Tabii son kurultaydan sonra partinin de kasası kendisine emanet edildi. Ama tabii kurultay öncesinde İETT'nin otobüs bakım ihalelerini alan firmanın müşavirliğini yaptı ve Ekrem Bey'e çok yakın bir isim olduğu biliniyor. Kurultayın öncesinde de Anadolu'da ve Doğu'da yine Ekrem Bey'e yakın birkaç isimle birçok ilde delege pazarlıklarının olduğunu biliyoruz.
Ankara'da da zaten orada siyasetin nabzı bir otelde dönüyordu. Hem Kemal Bey'e yakın belediye başkanları hem Ekrem Bey'e yakın belediye başkanları oradaydı. Orada sürekli bir trafik vardı ve o trafiğin, tam göbeğindeydi Özgür Karabat. Yine Ekrem Bey'e yakın işte şu anda partinin disiplin kurulu başkanı Turhan Taşkın Özer, PM üyesi Baki Aydöner, Beltur'un başına geçen Sayın Özgen Nama... Bu isimler o gün o trafiklerin tam göbeğinde olan isimlerdi ve bugüne bakıyoruz; bir tanesine partinin kasası, bir tanesine partide, disiplinsizlik yapan insanların atılacağı yerin başına getirilmesi bence tesadüf değil.
Ahmet Zeren: Dün eski CHP Muş İl Başkanı Erkan Çakır'la görüştük. Kendisi Özgür Karabat'ın siyah çanta içinde bir otelde delegelere dolarlar dağıttığını söyledi. Bu turizm araçlarıyla dövizcilerden taşınan dolarlar bu paralar mı acaba?
Tolgahan Erdoğan: Dediğim gibi orada bir otelde bir trafik görüldü. Şimdi öncelikle döviz bürosundaki konu bir iddia. Biz bu iddiayı çok güçlü bir şekilde dile getirdik. Tarih, saat vererek, yer, mekan vererek belirttik. Ama oradaki para mı geldi? Daha önceden konserlerden yapılan paralar mı geldi? Orada bir çanta trafiği herkesin gözünün önünde yaşandı. Bunu "inkar ediyorum" diyen yalan söyler. Ama dediğim gibi buradaki bu paranın büyüklüğü, miktarı, işte insanların oradaki konuşmalarından bildiğimiz konular var.
Bir delege gidiyor bir para alıyor sonra başka bir delege gidiyor daha çok para alıyor. "Aa sen bu kadar mı aldın?" deyip dışarıda tekrar gidip daha yüksek paralar aldıkları. Bunlar o gün o kurultayın tam göbeğinde konuşulan konulardı.
DAĞITILAN TELEFON VE TABLETLERİ SORDUK: BU İŞİN GÖBEĞİNDE MURAT ONGUN MU VAR?
Fatma Gül: Aynı zamanda delege başına telefon ve iPad dağıtıldığından da bahsediyorsunuz. Yani bunun bir belgesi var mı sizde?
Tolgahan Erdoğan: Telefonla tablet konusunu kurultaydan sonra dile getiren gazeteciler oldu. Sonrasında "ya bu konu nedir?" diye biraz araştırma yaptığımızda çok ciddi iddialara ulaştık. Hatta ben bununla ilgili geçen gün, eee, bir yazı da kaleme aldım. Bu işin göbeğinde, Sayın Murat Ongun, "siz mi varsınız?" dedim.
KONSERLERDEN DELEGELERE... 450 MİLYON LİRA NEREDE?
Ahmet Zeren: Malumunuz kurultay öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi çeşitli etkinlikler düzenledi, konserler düzenledi. Bu konserlerin rakamları çok gündem oldu. Yani "o konserin değeri bu muydu?" soruları çok soruldu. Konuşulan meblağ ise bir konser için 550-600 milyon civarında ortalama. Akıllara "Naylon konserler mi düzenlendi?" sorusu geliyor. Bu paralar delegelere mi aktarıldı? Delege borsası finanse mi edildi?
Tolgahan Erdoğan: Türkiye'de herhalde bu konuyu ilk dile getiren kişi bendim. 553 milyon... 29 Ekim konseri yani tam da kurultaydan aslında 1 hafta öncesi. Şimdi konserde bir sanatçımız var. Çok da popüler pop şarkıcısı Edis. En yüksek kaşe bedeli o dönemde kendisinin almış 750.000 lira. Çıkan sanatçı sayısına bakıyoruz 19 tane sanatçı çıkıyor. Şöyle bir matematik yaptım. Ya 19 tane sanatçı en yüksek alan 750.000 lira. Hadi hepsine birer milyon verelim dedim. 20 milyon. Sonuçta burada bir sahne, var. Hadi belediyenin kendi şeyleri var ama dışarıdan alsın. İşte bunun güvenliği, yemeği... Bu işi anlayanlara sordum da 50 milyon gibi bir rakam çıkıyor. Hadi 50 de biz koyalım 100 milyon. Geriye kalan 450 milyon ne oldu? Kimin parasının cebinden çıktı?
Şaibe ile anılan CHP kurultayının en yakın tanığı Tolgahan Erdoğan Takvim.com.tr'nin sorularını yanıtladı
"250 MİLYON DOLARLIK ŞAİBE" İDDİASI... "NE GEREKİYORSA GİDER ANLATIRIZ"
Ahmet Zeren: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sıcağı sıcağına bir açıklama yaptı. Bu bahse konu iddiaların hepsinin Siyasi Partiler Kanunu'na göre bir suç olduğunu, bir suç teşkil ettiğini ifade etti. Ortada bu kadar iddia var. 50 milyon dolarlık bir şaibe var. Siz de bu konuyu 1,5-2 yıldır ısrarla dile getiriyorsunuz. Daha önce de bir ifade verdiniz, ifade sürecinin olduğunu biliyorum, konuşmuştuk. Tekrardan bir ifadenize başvurulursa, zaten dosya incelemeye alındı. Soruşturma kapsamı genişletilirse elinizdeki belge, bulguları sunacak olursanız ne anlatırsınız?
Tolgahan Erdoğan: Bu noktada herhangi bir çekincemiz yok. Anlatacaklarımız siyasetin gelişmesine, ülkenin geleceğine bir katkı sağlayacaksa hiçbir zaman çekinmeyiz. Zaten daha önce devletin yetkili kurumları çağırmadan da bildiklerimizi şikayet babında da gittik, yaptık. Ne gerekiyorsa, gider anlatırız. Zaten anlattıklarımız nedir? Burada sizlere anlattığımız ne varsa, eee, bunların benzerlerini anlatacağız. Az önce bahsettiğiniz 50 milyon dolar sadece döviz büroları içinde şu bir yıllık süreçte anlatılanlar ve konuşulanlara, bizim ulaştığımız bilgilere bakılırsa bu 50 milyon doların çok çok üzerinde, Öncesi ve sonrasıyla ve il kurultaylarında dağıtılan süreçte benim tahminimce 200-250 milyon dolarlık bir bütçeden, bahsediyoruz. Yani CHP'yi dizayn etmek için 250 milyon dolarlık bir bütçeden bahsediyoruz.
Ahmet Zeren: Kemal Kılıçdaroğlu'nu indirmenin bedeli 250 milyon dolar mı?
Aslında bu Kılıçdaroğlu'nu indirmek değildi. Bu Kılıçdaroğlu'nu indirme kavgası değildi. Yerel seçimlerde kazanılacak belediyelerin rantsal paylaşım kavgasıdır.
Kurultayda harcanan 50-250 milyon dolar harcayanlar peki sonra nereden kapattı? "Şaibeli kurultay" dedik bir de "Şaibeli yerel seçim" süreci var. Bunu önümüdeki günlerde belki çokça duyacağız.
"CHP'NİN KAZANDIĞI BELEDİYELERDE ŞAİBELİ BİR YEREL SEÇİM SÜRECİ VAR"
Tolgahan Erdoğan, Takvim.com.tr'ye konuk olduğu yayında çok çarpıcı ve ses getirecek bir iddiayı da gündeme getirdi. Erdoğan, "CHP'nin kazandığı belediyelerde şaibeli bir yerel seçim süreci var" deyip milyon dolarların havada uçuştuğunu öne sürdü.
Şu ifadeleri kullandı:
Şaibeli yerel seçim süreci var. Bunu da önümüzdeki günlerde belki çokça duyacağız. 400 tane belediye başkanının birçoğunun partide belli kilit isimlere aday olabilmek için para verdiğ söyleniyor. Bizim "kupon" diyebileceğimiz işte CHP'nin her türlü kazandığı çok rahat kazanacağı yerlerde milyon dolarların havada uçuştuğu söyleniyor.
Demek ki burada evet bir rant vardı. Şimdi oradaki rantı da belediyelerle, oradaki oluşan bir havuzdan kapatmaya çalışıyorlar. Bu dediğimde önümüzdeki günlerde emin olun çokça duyacağız. Özellikle CHP'nin kazandığı belediyelerde bu para iddiaları. Çünkü hatırlarsanız ben bundan yine bir yıl öncesinde mecliste kaybolan bir para skandalından bahsetmiştim. 250 bin dolar skandalından. Aslında o paralar hatta o dönemde de söyledim belediye başkan adaylarından alınan paralar mıydı?
Tolgahan Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu (Takvim.com.tr)
Fatma Gül: "Yerel seçimlerde de bir şaibe olabilir" dediniz. Bununla alakalı iddianızı altını doldurabilecek bir örnek var mı? Yoksa siz şu anda kendi öngörünüzü mü söylüyorsunuz?
Tolgahan Erdoğan: Şöyle tabii partide birçok Aday adayı olan kişilerle dostluklarımız var. Daha önce belediye başkan adaylığı yapmış ama şu anda aday olamamış isimler var. Evet yeri geldi kimi belediye başkanlarının iddiaları var. "Ben şu kadar milyon dolar verdim, aday oldum" diyen var. Ama tam tersi kendisine çok yakın hissettiği için sonrasında oluşabilecek bir rantı paylaşmak için kendi adamlarını getirdikleri yerler var. Ama baktığınız zaman, şimdi bugün diyorlar ki "Cumhurbaşkanı adaylığını ön seçimle belirleyelim." Peki aynı CHP neden o dönemde bir ön seçim yapmadı? İstanbul'da o dönem 14 tane belediye başkanı vardı. Bunun 9 tanesi Kemal Bey'le hareket etmiş, bir tanesi dahi aday olamadı. Niye? Çünkü o rant paylaşımının içerisinde olmayacakları için. Yani bu dediğim yabana atılmasın, gerçekten çok önemli bir konu.
Birçok Cumhuriyet Halk Partili biliyor ki burada da bir borsa vardı. Yani belediye başkan adayı ilçelerde, illerde, büyük şehirlerde, bu işte olacaksanız ya ekipten olmanız gerekiyordu ya da bir parasal ilişki içerisinde olmanız gerekiyordu. Bunu çok net Cumhuriyet Halk Partisi'nde herkes biliyor.