2022 Hicri Yılbaşı, aşure ayı ne zaman? Hicri Takvim başlangıcı ne zaman, hangi gün? Muharrem ayı başladı mı?

Hicri Takvim'in, başlangıç günü olan Hicri Yılbaşı geldi çattı. Müslümanlar için oldukça önemli bir gün olan Hicri Yılbaşı aynı zamanda, çok önemli bir ayında başlangıcı. Peki, Hicri Takvim başlangıcı ne zaman, hangi gün? 2022 Hicri Yılbaşı, aşure ayı ne zaman? Muharrem ayı başladı mı? İşte Muharrem Ayı ve Hicri Yılbaşı'na dair tüm detaylar...

Giriş Tarihi :29 Temmuz 2022 , 23:45 Güncelleme Tarihi :29 Temmuz 2022 , 23:46
2022 Hicri Yılbaşı, aşure ayı ne zaman? Hicri Takvim başlangıcı ne zaman, hangi gün? Muharrem ayı başladı mı?

Kutsal aylardan biri olarak nitelendirilen Muharrem Ayı, Hicri Yılbaşı ile birlikte başlıyor. Pek çok kişinin aklında 2022 Hicri Yılbaşı nedir, ne zaman başlıyor gibi sorular var. Diğer bir merak edilen ise Aşure günü hangi güne denk geliyor sorusunun yanıtı. Hicri Takvim'de önemli bir yer tutan, Hicri Yılbaşı ve Muharrem ayı ne zaman denk geliyor? Peki Muharrem Ayı'nda hangi ibadetlerin yapılması gerekir? İşte merak edilenler!

HİCRİ TAKVİM BAŞLANGICI NE ZAMAN?

Hicri 1444 yılı, 30 Temmuz Cumartesi günü akşam namazı vaktinin girmesiyle başlayacak.

2022 Muharrem ayı: 30 Temmuz Cumartesi Hicri Yılbaşı ile başlayacak.

2022 Aşure günü: 8 Ağustos Pazartesi

MUHARREM AYI ORUCU NE ZAMAN BAŞLIYOR?

İslam peygamberi Hz. Muhammed (S.A.S.), Muharrem ayının 9-10. veya 10-11. günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Ancak Muharrem ayının sadece 10. gününü oruçlu geçirmek mekruhtur.

Yalnızca Aşure günü oruç tutulması Yahudilere benzeme endişesi ile mekruh görülmüş, Muharrem ayının 10. günü ile birlikte 9. veya 11. günününü de oruçlu geçirmek tavsiye edilmiştir. Hz. Muhammed (S.A.S.) Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmamıştır (Tirmizî, "Savm", 50) ve "Muharremin 9. ve 10. günü oruç tutunuz. Yahudilere muhalefet ediniz" buyurmuştur.

Hz. Muhammed (S.A.V) Muharrem ayı orucuyla ilgili şöyle buyurmuştur;

"Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah'ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…" (Müslim, "Sıyâm", 202)

"Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah'tan umarım." (Tirmizî, "Savm", 48)

Hazreti Aişe (r.ah) İslâm öncesinde, Mekke halkının oruç tutmakta olduğu aşure gününde peygamberimizin de oruç tuttuğunu bildirmekte... Allah Rasulü Medine'ye hicret ettikten sonra da bu orucu tutmuş ve müminlere de onuncu günü ile birlikte, bir gün öncesi veya sonrası ile oruçlu olmalarını tavsiye etmiş... (Ahmed b. Hanbel, VI, 244)

MUHARREM AYINDA YAPILMASI GEREKENLER

* Muharrem ayı ve Aşûre günü oruç tutmak sünnettir.

* Sıla-i rahim yapmalı. Yani salih akrabayı ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini almalı.

* Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud Dağı kadar sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir'a)

* Çok selam vermeli. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir'a)

* Çoluk çocuğunu sevindirmeli! Hadis-i şerifte, (Aşûre günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur) buyuruldu. (Beyhekî)

* Gusletmeli. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) buyuruldu. (Şir'a) [Bu sevaplar, itikadı düzgün olan, namaz kılan ve haramlardan kaçan mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, defalarca gusletse, günahları affolmaz.]

* İlim öğrenmeli! Hadis-i şerifte, (Aşure günü, ilim öğrenilen veya Allahü teâlâyı zikredilen bir yerde, biraz oturan, Cennete girer) buyuruldu. Bu gece ilim olarak, ehl-i sünnete uygun bir kitap, okumalıdır. Ayrıca Kur'an-ı kerim okumalı, kazası olan kaza namazı kılmalı. (Şir'a)

* Muharrem ayının ilk gecesi şu şekilde niyet ederek bir Tesbih Namazı kılınır:

"Yâ Rabbî, bu yeni senede beni mağfiret-! ilâhîne, rızâ-i ilâhîne ve hidâyet-i ilâhîne mazhar eyle. Yeni açılan amel defterimi rızâ-i ilâhîne muvâfık amel ile doldurmayı bana nasip eyle. Beni gadab-ı ilâhîne dûçâr edecek amellerden
muhâfaza buyur."

Tesbih namazında şunlar okunur:

1. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Âyetü'l-Kürsî,
2. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Âmene'r-Rasûlü... (Sûre-i Âl-i İmrân'ın ilk 2
âyeti de ilâve edilerek)
3. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Hüvellâhüllezî...
4. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 ihlâs-ı Şerîf.
Namazdan sonra istiğfâr edilir, salavât-ı şerife getirilir ve arkasından duâ yapılır.

AŞURE GÜNÜ MEYDANA GELEN ÖNEMLİ OLAYLAR

Muharremin 10. günü yani Aşure Günü tarihte bir çok olayın meydana geldiği gün olarak rivayet edilir.

- Hz. Âdem'in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi,
- Hz. İdris'in diri olarak göğe yükseltilmesi,
- Hz. Nuh'un gemisinin tufandan kurtulması,
- Hz. İbrahim'in ateşte yanmaması,

- Hz. Yakup'un oğlu Yusuf'a kavuşması,
- Hz. Eyyub'un hastalıklarının iyileşmesi,
- Hz. Musa'nın Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı firavun'dan kurtarması,
- Hz. Yunus'un balığın karnından çıkması,
- Hz. İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi...
- Hz. Muahmmed'in Mekke'den Medine'ye hicreti...

AŞURE GÜNÜ ÖNEMİ VE FAZİLETİ NEDİR?

Aşure gecesi ihyası müstehab olan gecelerdendir. Nitekim Ebû Hüreyre'den (R.A.) rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: "Her kim o günde oruç tutarsa, kırk seneye keffâret olur (o kadar günahı da olsa silinir). Aşure gecesini ihyâ edip de o günde oruçlu sabahlayan kimse, (çok kolay öleceği için) öldüğünde nasıl öldüğünü bilmez."

Hazreti Ali'den (R.A.) rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: "Her kim aşure gecesini (ibâdetle, zikirle, namaz ve duâlarla geçirerek) ihya ederse, Allâh-u Te'âlâ da onu dilediğince ihyâ eder."

Allâh-u Te'âlâ'nın meşîeti (dilemesi) sonsuz olduğuna göre, bu geceyi ihyâ edenin iki cihanda nihâyetsiz sûrette ihyâ olacağı, âbâd olacağı, her türlü murâdına nâil olup, her korkusundan emin olacağı âşikârdır. Bu müjde sınırlı kılınmayıp Allâh-u Te'âlâ'nın sonsuz dilemesine havâle edilirse artık onun sınırını kim çizebilir?!

Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim âşûrâ gecesini (ibâdetle, zikirle, namaz ve duâlarla geçirerek) ihyâ ederse, sanki o kişi Allâh-u Te'âlâ'ya semâvât ehlinin ibâdeti kadar ibâdet etmiş gibi olur."