Türkiye 'Yüzyılın felaketi' olarak tanımlanabilecek bir depremlerle karşı karşıya kaldı. Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6'lık depremler Hatay ve Gaziantep ile birlikte toplamda 10 ilde yıkıma neden oldu.
KÜRESEL TETİKÇİ THE ECONOMİST YİNE ALGI PEŞİNDE
Türkiye'de devlet ve millet el ele vererek seferberlik halinde çalışmalarını sürdürürken algı ve yalanlarla siyaset devşirmeye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi küresel çetenin kaos tetikçisi The Economist de algı operasyonu çekmeye çalıştı.
Sansasyonel manşet kapaklarıyla gündem belirleme çabasına girişen küresel kaos tetikçisi The Economist her fırsatta yaptığı gibi deprem üzerinden de Türkiye'yi ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı.
DEPREMİ SEÇİMLERE BAĞLADILAR
"Türkiye ve Suriye'deki yıkıcı depremler siyaseti de alt üst edebilir" başlığını kullanan dergi "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mayıs ayında zorlu bir seçimle karşı karşıya" ifadeleriyle algı dolu bir makale yayımladı.
Haberin girişinde depremin büyüklüğünden bahseden The Economist depremin Suriye ve Türkiye'de büyük bir yıkıma sebep olduğunu, yardım çalışamlarının devam ettiğini belirterek daha sonra meseleyi siyasete bağladı.
Algı dolu makalede deprem üzerinden anlamsız bir şekilde Türkiye'nin ekonomi politikası da eleştirilirken "Türkiye'yi yirmi yıldır yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bocalayan ekonomi ve aptalca para politikalarının %50'nin üzerine çıkardığı enflasyon oranıyla kendisi için zaten zor olacak bir seçimle karşı karşıya." şeklinde skandal ifadeler kullanıldı.
Erdoğan'a duyduğu nefreti yazıya döken küresel tetikçi The Economist, CHP yandaşları Merdan Yanardağ ve Enver Aysever'in deprem sonrası kullandığı skandal ifadeleri görmezden gelerek açılan soruşturmayı eleştirdi.
"Hükümet savcıları, devletin tepkisini eleştirdikleri için iki gazeteci hakkında soruşturma başlattı bile." ifadeleriyle "Türkiye'de demokrasi yok" algısını işlemeye çalıştı.
99 DEPREMİ VE 2001 KRİZİNE BAĞLANTI KURDULAR
Dünyaca ünlü bilim insanları tarafından da Yüzyılın felaketi olarak tanımlanan depremi 1999 depremi ile karşılaştırarak meseleyi yine siyasete çeken The Economist, 2001'deki ekonomik kriz sonrası AK Parti'nin 2002'de iktirada gelişini hatırlatarak, "Şimdi Sayın Erdoğan da benzer koşullarla karşı karşıya; Bir ekonomik kriz, bir de insani kriz." denildi.
Çöken binaların çoğunun Erdoğan göreve gelmeden önce inşa edildiğine dikkat çekilse de, "Türkiye'nin dünyanın en aktif fay hatlarından birinin üzerinde oturduğu bir sır değil." ifadeleriyle uyarıların umursanmadığı iddia edildi.
Seçimlerin Haziran'dan Mayıs'a çekildiği belirtilen yazıda mulafetin adayını belirleyememesine de dikkat çekildi.
OHAL'İ DE SEÇİME BAĞLADILAR
Afet bölgesinde ilan edilen OHAL'i de seçime bağlayan The Economist, "Erdoğan'ın, eleştiri veya muhalefet faaliyetini durdurmasını da kolaylaştırabilir" ifadeleriyle algı sürdürüldü.
Söz konusu yazı, "Türkiye zaten zor bir döneme giriyordu. Levha tektoniği onu daha da tehlikeli hale getirdi." ifadeleriyle bitirildi.
THE ECONOMIST SEÇİM TARİHİ BELLİ OLUNCA OPERASYON ÇEKMİŞTİ
The Economist dergisi geçtiğimiz haftalarda Başkan Erdoğan'ın seçim tarihi için 14 Mayıs'ı işaret etmes üzerine yine skandal bir habere imza atmıştı.
"TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞÜN EŞİĞİNDE OLABİLİR"
Türk bayrağı üzerinde Başkan Erdoğan'ın gölgesinin yer vererek manşetine taşıyan gazete haberinin başlığında "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde olabilir" ifadeleriyle Başkan Erdoğan'ı ve Türk demokrasisini hedef aldı.
Sosyal medyadan paylaşılan haberde, "Kusurlu bir demokrasi, tam gelişmiş bir otokrasiye dönüşebilir. Türkiye, giderek istikrarsızlaşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde felaketin eşiğinde" şeklinde Başkan Erdoğan'ı hedef alan ifadelere yer verildi.
Söz konusu skandal büyük tepki çekmişti.
BAŞKAN ERDOĞAN: TÜRKİYE'NİN KADERİNİ İNGİLİZ DERGİSİ TAYİN EDEMEZ
Başkan Erdoğan The Economist'in söz konusu haberine tepki göstermiş ve şu ifadeleri kullanmıştı;
"Bir Türk medyası olarak, Türk medya mensubu olarak The Economist'in yorumuna sizler evet diyor musunuz? Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim tayin ediyor. Benim milletim ne derse Türkiye'de o olur. Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez."