Son dakika haberi... Dışişleri Bakanı Mevllüt Çavuşoğlu, A Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Moskova'da gerçekleşecek 4'lü Suriye zirvesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Mayıs'ta Dışişleri Bakanları düzeyinde toplantı olacak." diyen Bakan Çavuşoğlu, "Mayıs'ta liderler zirvesinin hazırlığını yapacağız" ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından önemli bölümler şu şekilde:
MOSKOVA'DA 4'LÜ SURİYE ZİRVESİ
Aşama aşama yol haritası önceden planlanmıştı. İlk başta Savunma Bakanlıkları ve istihbarat bir araya geldi. Teknik görüşmeler oldu. Daha sonra bazı görüşmeler olmuştu ve en son muhtemel Dışişleri Bakanları toplantısı hazırlığını yapmak üzere Dışişleri Bakanlığı yardımcıları düzeyinde bir toplantı gerçekleştirildi. Diyaloğa devam etme konusunda vurgu yapıldı. Önümüzdeki süreçte 4'lü düzeyde Dışişleri Bakanları düzeyinde bir toplantı planlanıyor. Lavrov'un Türkiye ziyaretinde de bunu görüştük. Sayın Cumhurbaşkanımızın kabulünde de yine ele aldık. Mayıs ayı başı gibi bir dönemde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Ruslardan aldığımız ön bilgiye göre Moskova'da gerçekleşecek. Mayıs ayı gibi planlanıyor. Bu diyaloğun amacı birincisi bugüne kadar herhangi bir sonuç doğurmayan siyasi süreci tekrar canlandırmak. Astana formatında bazı adımlar atıldı anayasa komisyonu gibi. Henüz bir netice elde edemedik.
Suriye için kalıcı bir çözüm kalıcı bir barış hepimiz için önemli. Diğer önemli konu bizim operasyonlarımızda bir terör koridoru oluşamadı biz bunu engelledik. Gerek DEAŞ'a gerek YPG/PKK'ya karşı harekatlarımız bu koridoru engelledi. Ancak hem bize yönelik tehdit olan hem Suriye'yi bölmeye çalışan YPG/PKK terör örgütü Suriye'nin kuzey doğusunda faal. Dolayısıyla diğer taraftan terörle ortak bir mücadele yapmamız gerekiyor. Türkiye, Suriye, İran ve diğer katılacak ülkelerinde rahatsızlıkları var.
ESAD İLE GÖRÜŞME
Uluslararası medyada yer alan yorumlara karşı bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Esad'a sorulması gerekiyor. Ama seçim öncesi veya seçim sonrası rejimle Esad ile görüşmenin bize bir avantajı olmaz belki dezavantajı olur. Biz seçim hesabı yapmıyoruz. 11 yıldır devam eden bir krizin bu yolla da çözüme ulaşmadı. Ülkenin yeniden inşası için de kalıcı bir çözüm gerekiyor. İnsani yardımlar, tam ateşkes ya da barış olmadan atılabilecek bazı adımları Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlar gözden geçiriyor. Bu yol haritasında önce istihbarat, Savunma Bakanları, Dışişleri Bakanlığı bunun hazırlık toplantısı yapıldı en son liderlerin bir araya gelmesiydi.
Yol haritasında tabi önce biz bir araya gelelim bizim toplantı siyasi bir görüşme olsa da olası bir liderler görüşmesinin hazırlığı olacak. Tüm bu görüşmenin amacı siyasi süreci canlandırmak, kalıcı bir istiklal barış, terörle mücadele, Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğünü garanti altına alınması ve komşu ülkelerdeki Suriyeli göçmenlerin güvenli şekilde geri dönmesi.
IRAK'TA DÜŞEN PKK HELİKOPTERİ
Her şeyden önce PKK/YPG'ye başta ABD olmak üzere bazı batı ülkelerinin her türlü desteği verdiğini sürekli söylüyoruz. Cumhurbaşkanımızda özellikle Bıden ile görüşmesinde söyledi. Sayılarıyla söylüyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre teröristlerin kullandığı helikopterleri Süleymaniye yönetimi daha doğrusu Talabani'nin partisi ve Süleymaniye yönetimi. Bildiğiniz gibi Erbil yönetimi ve Süleymaniye yönetimi var. Aralarında ciddi çekişmeler gerginlikler oluyor. Biz onların iç işlerine karışacak değiliz. Gerginliğin herkese olumsuz etkisi olur. Sonuçta burada Talabani'nin partisi Fransa'dan alıyor bu helikopterleri ve teröristlerin kullanımına tahsis ediyor. Hava sahasının kontrolü ABD'de. Dolayısıyla bu uçuşlardan ABD'nin haberi var. Olayın özeti bu.
Helikopterler PKK'ya ait değil onlar tahsis ediyor. Ellerinde bir uçak olduğuna dair bir bilgi yok. İstihbarata da sorduk onların elinde de böyle bir bilgi yok. Sonuçta kullandıkları havaalanı neresi Süleymaniye havalimanı. Uluslararası bir havalimanı. Sivil havalanını kullanıyor. PKK buraya kadar nüfus etmiş. Artık PKK Süleymaniye'de herkesin Talabani'nin partisini kontrol altına almış. Sadece parti değil yönetim değil stratejik yerlere sızmış sızıyor. Erbil'e giremediler. Erbil'i zayıflatmak içinde sürekli farklı yöntemleri izliyorlar. O nedenle biz havaalanını kapattık ve sivil uçuşları da askıya aldık. Talabani'nin yöneticileriyle görüştüğümüz zaman hep inkar ediyorlar.
OPERASYONLARIMIZ DEVAM EDECEK
Bizim operasyonlarımız devam ediyor. Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik operasyonlarımız sonuna kadar devam edecek. Aynı şekilde Suriye'de de devam edecek. Sonuna kadar devam edecek. Nasıl Türkiye'de temizlenene kadar devam etti. Şimdi yok denilecek kadar azaldı. Orada da devam edecek. Irak yönetimine de söylüyoruz gelin beraber yapalım. Sincar anlaşmasını uygulayamadılar.
ABD'DEN F-16 TEDARİKİ
ABD ile anlaşmazlık konuları devam ediyor. YPG/PKK'ya verdikleri destek anlaşmazlık konularından bir tanesidir ciddi bir konu. Yine FETO meselesi ve yaptırımlar. Yaptırımlar tabi F-35 programından askıya alınmamıza sebep oldu. Kat sayı yaptırımları. Bu sorunlar çözülmüş değil. Biden'ın teklifiyle stratejik komite kurduk. En son görüşmemizde mutabık kaldık. Bunun amacı var olan sorunları çözmek var pozitif gündeme odaklanmak. Ama bir taraftan da ABD'nin Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimine destek veriyor.
Biden yönetiminin F-16 tedariki konusunda gayret sarf ettiğini gördük. Dışişleri de bir bildiri yayımladı. Ama senatoda kabul edilmedi. Birkaç tane senatör var onların ikna edilmesi gerekiyor.
YUNANİSTAN İLE İLİŞKİLER NE DURUMDA?
Bilkent'te özel öğrenci olarak doktora yapıyordum ticaret yapıyordum. Hatta Time magazine okuyucu mektubu gönderdim. O zamanki dayanışmayı kapak yapmıştı Time dergisi. Bende Bu yakınlaşma iyi güzel ama sorunları çözmek için deprem veya afeti beklemememiz gerektiğini söylemiştim şimdi de aynısı. Sıcak bir ortam var ama nereye kadar sürecek? Pozitif atmosferin kalıcı olması için yıllardır çözülemeyen karmaşık olayların çözümü için adım atmak gerekiyor. Pozitif atmosferin devam etmesi için Ege'de özelikle gerginliklerden vazgeçmek gerekiyor. İhlallerden vazgeçmek lazım. Doğu Akdeniz'de işbirliği yapmak lazım. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok ama kendi ve KKTC'nin haklarını koruyacağız diyoruz."
ŞUKRİ BU HAFTA ANKARA'YA GELECEK
Çavuşoğlu, Kahire ziyaretinde Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile yaptıkları basın toplantısında Mısır'la karşılıklı büyükelçilerin atanması konusunda çalışmalara başladıklarını söylediklerini anımsatarak, "Cumhurbaşkanlarının bir araya gelmesi seçim sonrasına kalırsa, belki Samih Şukri'nin Ankara ziyaretinde bunu (büyükelçi atamasını) açıklayabiliriz. Bu hafta inşallah kendisini bekliyoruz. Arkadaşlar üzerinde çalışıyorlar, çarşamba günü açıklama yapabiliriz." ifadelerini kullandı.
Şukri'nin deprem sonrasında Adana ve Mersin'e geldiğine, Hatay bölgesinde inceleme yaptığına değinen Çavuşoğlu, kendisinin Kahire ziyaretinin de pozitif ve sonuç odaklı geçtiğini belirterek, somut adım atma zamanının geldiğini dile getirdi.
"MESCİD-İ AKSA KONUSUNDA UYARDIK"
İsrail'deki istikrarsızlığa ilişkin Çavuşoğlu, "Bu İsrail'in iç işleri, o konuda çok yorum yapmak istemeyiz. Bir ülkede, bölgede yaşanan her türlü gerginliğinin yansıması da oluyor. İsrail'in, İsrail kuvvetlerinin Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statüsünü ihlal edecek adımları rahatsız ediyor. Hem de ramazanın tam ortasında. Kendilerini bu konuda uyardık, taahhütte de bulundular." dedi.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önceki görüşmelerde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetlerini ve endişelerini aktardığını söyledi.
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in de depremden sonra Türkiye'ye geldiğini ve destek verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Biz o görüşmelerde teşekkür ettikten sonra ramazan yaklaşıyor ve ramazanda özellikle, Yahudilerin Hamursuzlar Bayramı'na da denk geliyor. Burada gerginlik olabilir, her türlü tedbiri almalarını ve Mescid-i Aksa'ya Müslüman olmayanların girmemesini söylemiştik. Geçen sene de bir gerginlik oldu. Son 10 günde, önceki hükümet, Müslüman olmayanları Mescid-i Aksa'ya almama kararı almıştı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, hükümet koalisyonunun içinde aşırı ırkçı ve faşist partiler olduğunu belirterek, gerekli tepkiyi gösterdiklerini, İsrail Dışişleri Bakanı Cohen ile de telefonda konuştuklarını, Türkiye'nin bu konudaki rahatsızlığını, daha önceki uyarı ve endişelerini hatırlattıklarını dile getirdi.
Cohen'in orada provokasyonlar olduğunu ve video göndereceklerini ifade ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Görüntüler ortada. Cami içinde ibadet eden insanların nesi provokasyon? Hangi hareketi provokasyon? Namaza duran insanları ittirerek, daha sonra çıkmak istemeyenlere nasıl insanlık dışı şiddet uyguladıklarını gördük. Bu tür şeylerin herhangi bir gerekçesi olamayacağını da söyledik. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. İsrail'le başlatılan diyalog, bizim hassasiyetlerimizi hiçbir zaman etkilemez. Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa konusundaki hassasiyetlerimiz değişmez. Bunu, İsrail'in kendisine de söyledik." dedi.
ERMENİSTAN İLE YENİ DÖNEM
Ermenistan ile sınırın açılması ve karşılıklı büyükelçi atanması konusunda gelişmelere ilişkin Çavuşoğlu, "Yakın bir dönemde olmayabilir önce diğer adımları atmak lazım." dedi.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sürecin de önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, burada kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanması için Türkiye'nin elinden gelen desteği sağladığını vurguladı.
Çavuşoğlu, Ermenistan ile hava sahasının açıldığına işaret ederek, "Kara sınırında bu deprem (6 Şubat) sebebiyle açılmıştı bir de 99 depreminde açılmıştı. Daha önce de Ermenistan'da yine bir deprem olduğu zaman biz de Ermenistan'a destek olmak için o kapıyı kullanmışız. Öncelikle bu kapının açılabilmesi için siyasi şartlarla beraber, bu kapıya hizmet eden yolların ve köprülerin de sağlamlaştırılması ve tamir edilmesi gerekiyor. Yıllardır kullanılmadığı için. Ayrıca bir tarihi ipek yolu köprüsü var. 900 yıl önce yapılmış. Bir ayağı Ermenistan tarafında bir ayağı Türkiye tarafında. Bu köprünün de yeniden inşa edilmesiyle ilgili bir mutabakata vardık." diye konuştu.
Her aşamada Azerbaycan ile istişare edildiğini ve Ermenistan'a da bunu yadırgamaması gerektiğini söylediklerini aktaran Çavuşoğlu, "Bu kapıların diplomatik pasaport sahiplerine ya da üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik açılabilmesi önce fiziki şartların da oluşturulması gerekiyor. Bu yönde teknik çalışmalar devam ediyor." dedi.
KILIÇDAROĞLU'NUN AB İLE VİZE SERBESTİSİ VAADİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidara gelirse 3 ay gibi bir sürede Türklerin vizesiz Avrupa Birliği (AB) ülkelerine girebileceği açıklamasını değerlendiren Çavuşoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun kendisi tek taraflı karar mı alacakmış? Bu yönde AB'nin karar alması lazım. AB son iki yıldır bu kalan 6 kriterin müzakereleri için üst düzey toplantıya bile maalesef yanaşmıyor. Dolayısıyla AB bir seçim vaadinde mi bulundu Kılıçdaroğlu'na? Kılıçdaroğlu'nun önce bunları açıklaması lazım." ifadelerini kullandı.
AB ile vize serbestisi için atılması gereken adımlar olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi terörle mücadele. Terörle mücadele yasasında değişiklik istiyorlar. Yani bu PKK'nın, YPG'nin, FETÖ'cülerin istediği bazı değişiklikler mi yapacaklar? Ne yapacaklar bilelim de millete böyle boş vaatlerde bulunuyorlar. Ya da doğruysa da nasıl yapacaklarını söylesinler. Sonuçta bu AB'nin alacağı bir karardır, Kılıçdaroğlu'nun tek taraflı alacağı bir karar değildir. 'Sana Söz' demekle de bu işler olmaz. Bunun nasıl olacağını da içini de doldurması lazım. Boş vaatlerde bulunmaması lazım."
Çavuşoğlu, vize serbestisi konusunda çaba sarf ettiklerini de vurgulayarak, "Ama bunun bir yolu var yöntemi var, yapılacak ortak çalışmalar var ve AB'nin yanaşmaması var. AB, 'Biz şimdi AK Parti iktidarı, Erdoğan varken buna yanaşmıyoruz, siz gelirseniz bunu sizinle yaparız' dediyse bunu da bilmemiz lazım. Çünkü dış politikayla ilgili konuşulan her şeyin devletin arşivlerine kayıtlı olması lazım." dedi.
"CİDDİ ÇATIŞMALAR BİZİ BEKLİYOR"
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda her iki tarafın da daha büyük taarruzlara hazırlandığını belirten Çavuşoğlu, "Her iki tarafın da çatışma bölgesine, ilave silah ve personel gönderdiğini görüyoruz. Ukrayna'ya tabii birçok ülke başta tanklar olmak üzere ağır silahlar da verdi. Dolayısıyla Ukrayna hazırlanıyor. Ukrayna kendi topraklarını geri almaya çalışıyor. Rusya 'Ben artık referandum yaptım, buralar artık benim' diyor. Dolayısıyla bu bölge için ciddi çatışmalar bizi bekliyor. Hazırlıklardan bunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin bir taraftan Ukrayna'nın sınır ve toprak bütünlüğünü desteklerken diğer taraftan her iki ülkeyle de görüşerek tahıl anlaşması dahil birçok alanda netice alındığına işaret etti.
Çavuşoğlu, "Tabii böyle bir çatışma ya da gerginliğin büyümesinin herkese olumsuz etkisi var. Bugüne kadar savaşın etkisi olduğu gibi bunun etkisini herkes hissedecek, bu kaçınılmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Geçen hafta NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldığını ve müttefikleri dinlediğini anımsatan Çavuşoğlu, "Müttefiklerin özellikle de Batı'daki müttefiklerin, kesinlikle savaşın taraflı olmaması yönünde kararlılığını bir kez daha gördük. Ukrayna'nın yan komşuları Baltık ülkeleri, Polonya gibi ülkelerin pozisyonları farklı olabilir ama tabii NATO'da her şey konsensus ile kararlaştırılır." diye konuştu.
Türkiye'nin bölgede gerginliğin tırmanmasını ya da savaşın alevlenmesini istemeyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "İki taraf da şu anda taarruza hazırlanıyor. Belki bunu gördükten sonra iki taraf da kazanamayacağını anlayabilir. Başından beri Cumhurbaşkanı'mız hep söylüyor, 'Savaşın kazananı olmayacak, zaten savaşın kazananı olmaz, barışın da kaybedeni olmaz' diyor. Ve müzakere masasına dönmek gerekiyor. Bazı Batı ülkelerinin de bu savaşın sonunda kazananın olmayacağını anlamaları bakımından da faydalı olabilir diye düşünüyorum. Müzakere yoluyla buradan netice alınmasını biz temenni ederiz." dedi.
PUTİN'İN PLANLANMIŞ ZİYARET YOK
Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Moskova'ya bir ziyaretinin planlanmadığına işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefon görüşmeleri yaptığını vurguladı.
Türkiye'nin topyekün diplomasi ile Rusya-Ukrayna Savaşı'nın çözümü için çalıştığını belirten Çavuşoğlu, bu konuda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere birçok kişi ve kuruluş yetkilisiyle temasta olduklarını kaydetti.
ÇAVUŞOĞLU'NDAN SEÇİM YORUMU
Çavuşoğlu, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, tekrar milletvekili adayı olarak gösterildiğini ve güzel bir kampanya süreci yürüteceklerini kaydetti.
Fırsat buldukça Türkiye'nin diğer illerinde de programlar yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayan Çavuşoğlu, yurt dışındaki vatandaşların da seçimleri heyecanla beklediğini belirtti.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Vatandaşlarımızın milletimizin teveccühüyle Sayın Cumhurbaşkanı'mız tekrar seçilecek. Milletimiz şunu görüyor bu dış politikadaki atılan adımlar, istikrar, dış politikada Türkiye'nin önemli, küresel bir aktör haline gelmesi. Maalesef bir deprem yaşadık, şehirlerimizin yeniden inşaası ve ihyası önemli. Ama esas ikinci asrımızın Türkiye Yüzyılı olabilmesi için ve dünyadaki bu güç savaşlarının olduğu bir dönemde ve paylaşımın olduğu bir dönemde Türkiye'nin istikrarının ve gücünün korunması gerekiyor. Milletimiz de bunu biliyor. Bunu Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın yapabileceğini başkasının da yapamayacağını milletimiz gayet iyi biliyor. 14 Mayıs'a kadar bir taraftan dış politika, bir taraftan da sahada kampanya çalışmaları ikisini birlikte götüreceğiz."