27 Mayıs 1960 darbesinden sadece 8 gün sonra bir gazeteye röportaj veren Köprülü, 6-7 Eylül Olayları ile ilgili, dönemin Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu ve Başbakan Adnan Menderes'i suçlayarak, "Bu müessif hadisenin baş tertipçisi ve müsebbibi bizzat Menderes'ti. Kıbrıs'ı fethetmek için bu şekilde bir yol takip etmeyi doğru bulmuştur." ifadelerini kullandı.
Atatürk'ün evinin bombalanması hadisesinin de bir tertip olduğunu ileri süren Köprülü, "Bizzat tertipçisi Menderes'tir. Kendisine bu aklı yine Kıbrıs fatihlerinden Zorlu vermiştir." iddiasında bulundu. Bu iddialar üzerine, darbeden sonra Yassıada'da alelacele bir 6-7 Eylül Olayları davası açılmış ve Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu, altışar yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
DP'nin kurucularından ve Dışişleri Bakanı olan Fuad Köprülü ile hayli uzun süren bir çekişme içine giren Zorlu, 1957 seçimlerinden sonra 25 Kasım 1957'de Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Fuad Köprülü'nün kişisel husumeti nedeniyle böyle bir röportaj verdiği ve Zorlu'nun mahkum edilmesini istediği iddia edilmişti.
9 SUBAY OLAYI
DP, 1957 seçimlerinde oy kaybetmiş olmasına rağmen 424 sandalye kazanmayı başardı. Seçimlerden kısa süre sonra yaşanan "9 Subay Olayı", ordu içinde bir grup subayın hükümete komplo hazırlamak suçundan tutuklanıp yargılanmaları şeklinde gerçekleşti. DP'nin iktidara gelmesinin ardından bir grup subayın ordu içinde kurduğu örgüt, 1950'li yılların ikinci yarısında genişlemeye başladı.
Hükümete yapılan ihbar neticesinde ortaya çıkan grup, DP iktidarına karşı darbe düzenlemek amacıyla kurulmuştu. 9 Subay Olayı, yaklaşık 3 yıl İstanbul'da etkinlik gösteren, ordu içindeki gizli örgütün kısa dönemde zayıflamasıyla son buldu.
İSTANBUL VE ANKARA'DA SIKIYÖNETİM
Türkiye'de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından, 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı.
DP iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendini gösterdi. Muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı İsmet İnönü'nün bazı yurt gezilerinin engellendiği ve saldırıya uğradığı iddiaları ortaya atıldı.
Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı'nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, seken bir kurşunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Emeksiz'in "polis kurşunuyla hayatını kaybettiği" yönündeki haberler dolayısıyla olaylar daha da şiddetlendi.
Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.