Atiye 3. sezon olacak mı, ne zaman yayınlanacak? Atiye 3. sezon tarihi belli oldu mu?

İlk sezonu ilgiyle izlenen popüler dizi Atiye’nin yakın zamanda ikinci sezon bölümleri de yayınlandı ve yine büyük ilgi gördü. Şimdi ise çekimlerin başladığı duyurulan Atiye dizisinin üçüncü yeni sezonuna gözler çevrildi. Peki Netflix’in başarılı dizisi, konusu ve oyuncu kadrosuyla dikkatleri üzerine çeken Atiye 3. sezon olacak mı, ne zaman yayınlanacak? Atiye 3. sezon tarihi belli oldu mu?

Giriş Tarihi :01 Ekim 2020 , 14:07 Güncelleme Tarihi :01 Ekim 2020 , 14:07
Atiye 3. sezon olacak mı, ne zaman yayınlanacak? Atiye 3. sezon tarihi belli oldu mu?

Başrollerinde Beren Saat ve Mehmet Günsur gibi güçlü isimlerin yer aldığı Atiye dizisinin ilk iki sezonu bir çırpıda izlendi ve çok beğenildi. Netflix'in sevilen dizisi Atiye'nin yeni sezonu için nefesler tutuldu ve heyecanla beklenmeye başlandı. Corona virüs nedeniyle ertelenen çekimlere yeniden başlandı. Peki Atiye 3. sezon ne zaman yayınlanacak, konuya dair açıklama yapıldı mı?

ATİYE 3. SEZON NE ZAMAN?

Atiye'nin 3. sezon çekimleri koronavirüs salgını nedeniyle durdurulmuştu. Alınan tedbirler doğrultusunda 3. sezon çekimleri yeniden başladı. Dizinin 3. sezonuyla final yapması bekleniyor. Atiye 3. sezon tarihi henüz belli olmadı. Yeni sezon tarihi açıklandığında haberimizin içeriğinde yer alacak.

ATİYE DİZİSİNİN KONUSU NEDİR?

İsmini baş karakter olan Atiye'den alan dizide kadın bir ressamın dünyanın tarihini değiştiren Göbeklitepe'ye karşı hissettiği sebebi bilinmeyen yakınlığı ve bu gizemi çözme çabasını konu alıyor.

Kazı çalışmasını yürüten arkeolog Erhan ile yolu kesişen Atiye, karşılaştığı tüm engellere rağmen Anadolu'daki evrensel sırları ve bu alanın kendi geçmişiyle ilişkisini ortaya çıkarıyor.

GÖBEKLİTEPE NEREDE?

Göbekli Tepe, Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık olarak 22 km kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında yer almaktadır. Tepede ziyaret edilen bir yatır bulunması dolayısıyla yerel olarak ''Göbekli Tepe Ziyareti'' olarak bilinen yükselti, yaklaşık 1 km uzunluğundaki bir kireç taşı plato üzerinde, 300x300 metrelik bir alanı kaplayan 15 metre yükseklikte bir tepedir. Platoda kült yapılarının yanı sıra taş ocakları ve işlikleri bulunmaktadır.

Buluntuların ortaya çıkarıldığı alan, batısında sarp kenarlı bir sel yatağı bulunan, kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan, aralarında hafif çökmeler bulunan, çapı 150 metre kadar olan kırmızı toprak yükseltiler grubudur. En yüksek iki tepecikteki mezarlar ortaya çıkarılmıştır.

Tepe üzerinden kuzey ve doğuya bakıldığında Toros Dağları ve Karaca Dağ etekleri, batıya bakıldığında Şanlıurfa platosu ile Fırat ovasını ayıran dağ silsilesi, güneye bakıldığında ise Suriye sınırına kadar Harran Ovası görülmektedir.

GÖBEKLİTEPE TARİHİ

Bbilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Bu yapıların ortak özelliği, T biçimindeki 10-12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları taş duvarla örülmüştür. Bu yapının merkezinde daha yüksek boyda iki dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartılarak veya oyularak betimlenmiştir. Söz konusu motifler yer yer bir süsleme olamayacak kadar yoğun olarak kullanılmıştır. Bu kompozisyonun bir öykü, bir anlatım veya bir mesaj ifade ettiği düşünülmektedir. Hayvan motiflerinde boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba en sık görülen motiflerdir. Bir yerleşim yeri değil, kült merkezi olarak tanımlanmaktadır. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına -tarım ve hayvancılığa- yakın olan son avcı grupları tarafından inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer anlatımla Göbekli Tepe, çevredeki oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış bir inanç sistemine sahip olan avcı-toplayıcı gruplar açısından önemli bir kült merkezidir. Bu durumda bölgenin en erken kullanımının Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'ın (PPN, Pre-Pottery Neolithic) A evresine (MÖ 9.600-7.300), yani günümüzden en azından 11.600 yıl öncesine dayandığı ileri sürülmektedir. Bununla birlikte Göbekli Tepe'deki en eski faaliyetleri tarihlendirme olanağı şimdilik yok, fakat bu anıtsal yapılara bakıldığında Paleolitik Çağ'a kadar uzanan, birkaç binyıl daha eskiye, epipaleolitike kadar giden bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Göbekli Tepe'nin bir kült merkezi olarak kullanımının MÖ 8 bin dolaylarına kadar devam ettiği, ve bu tarihlerden sonra terk edildiği, başka veya benzer amaçlarla kullanılmadığı anlaşılmaktadır.

Bütün bunlar ve kazılarda ortaya çıkarılan anıtsal mimari, Göbekli Tepe'yi eşsiz ve özel yapmaktadır. Bu bağlamda UNESCO tarafından 2011'de Dünya Mirası geçici listesine alındı ve 2018'de kalıcı listeye girdi.

Söz konusu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanmaktadır. Özellikle D yapısı merkez dikilitaşlarının gövdesinde bulunan insan el ve kol motifleri, bu konudaki her türlü şüpheyi ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla "dikilitaş" kavramı, işlev belirtmeyen yardımcı bir kavram olarak kullanılmaktadır. Esasen bu "dikilitaş"lar, insan vücudunu üç boyutlu olarak betimleyen stilize tarzda yontulardır.

Buradaki kazılarda çıkartılan bazı heykel ve taşlar Şanlıurfa Müzesi'nde sergilenmektedir.