Sadettin Teksoy şimdilerde neler yapıyor? 90'lı yıllara 'Saçım benim' 'Sokarım' sözleriyle damga vuran Sadettin Teksoy'un son hali

90'lardan günümüze hafızalara kazınan isimlerden biri hiç kuşkusuz gazeteci Sadettin Teksoy'dur. Usta haberci, “Teksoy Görevde” programıyla birçok insan hikayesini ekrana taşıdı. Sarı ceketi ve farklı üslubuyla Teksoy, bir kült hatta marka isim haline geldi. "Girdim Keloğlan Mağarası'na gür çıkar saçım benim", 'Sokarım' gibi sözleriyle hafızalara kazınan  Netflix dizisi Stranger Things'in tanıtımlarında yer alan Sadettin Teksoy şimdilerde neler yapıyor? Sadettin Teksoy yıllar sonra kariyerine, özel hayatına dair açıklamalarda bulundu. İşte Sadettin Teksoy'un sosyal medyada çok konuşulan açıklamaları...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :18 Aralık 2020 , 14:03 Güncelleme Tarihi :18 Aralık 2020 , 14:37
Sadettin Teksoy şimdilerde neler yapıyor? 90’lı yıllara ’Saçım benim’ ’Sokarım’ sözleriyle damga vuran Sadettin Teksoy’un son hali

İÇİNDEKİLER

Sadettin Teksoy şimdilerde neler yapıyor? 90'lı yıllara 'Saçım benim' 'Sokarım' sözleriyle damga vuran Sadettin Teksoy'un son hali... Bir zamanlar adımdan sıklıkla bahsettiren gazeteci Saadettin Teksoy şimdilerde ekranlardan uzak. Son olarak Netflix dizisi Stranger Things'in tanıtımlarında kendine yer bulan Sadettin Teksoy şimdiler neler yapıyor? 68 yaşındaki gazeteci özel açıklamalarda bulundu. İşte Sadettin Teksoy'un sosyal medyada geniş yankı uyandıran o açıklamaları. (Hürriyet)

Karantina sizin için nasıl geçiyor? Tüm bu pandemi süreci zorlayıcı mıydı?

- Bomba gibiyim. Öncelikle bu, sizin zamanı nasıl değerlendirdiğinizle alakalı. Ben pandemi sürecini kendi açımdan verimli geçirdiğimi düşünüyorum. Kendi alanıma dair araştırmalarıma ve görüşmelerime devam ediyorum. Ayrıca dünyanın farklı ülkelerinden örnek vermek gerekirse; Amerikalı filozof Noam Chomsky ve Slavoj Zizek gibi düşünürlerin gündeme dair yorumlarını yakından takip ediyorum.

Günümüzde her ne kadar gelişmiş bir teknoloji dünyasında yaşasak da aslında bu gelişen teknoloji bizi sosyal yaşamdan daha da uzaklaştırdı. Medya gurusu olarak anılan Kanadalı iletişim kuramcısı Marshall McLuhan, "Global ya da Küresel Köy" diye adlandırdığı kuramında 21'inci yüzyılda iletişim, sosyal medya gibi teknolojinin ilerleyeceğini, herkesin oturduğu yerden her habere kolay yoldan ulaşabileceğini söylemişti. Bu olayın adeta dünyayı küçük bir toplulukmuşçasına "global bir sanal köy"de yaşatıyor izlenimi vereceği tezini ortaya atmıştı. Bugün yaşadığımız da tam olarak bu...

Başa dönersek habercilik hayatınıza nasıl girdi? İlk yaptığınız haberi hatırlıyor musunuz?

- Hürriyet Gazetesi'nin 1972 yılında açtığı sözlü ve yazılı sınava yaklaşık 3 bin kişi katılmıştı. Oldukça zor sınavı 3 kişi kazanmıştı. Biri Hürriyet Gazetesi eski Yazı İşleri Müdürü rahmetli Orhan Olcay, diğeri DHA eski Genel Müdürü Uğur Cebeci ve ben. Hürriyet istihbarat servisinde geçen tamı tamına 18 yıllık bir yazılı basın maceram var. Havalimanı, polis ve savaş muhabirliği yaptım. Çok sayıda yazı dizisi ve özel haberlerle hep ilklere imzamı attım. 1981 yılında Irak-İran Savaşı'nın en ateşli döneminde Irak eski lideri Saddam Hüseyin'le görüşmeyi başaran ilk gazeteci oldum. Gazete iki gün haberimi manşetten verdi. Ayrıca, 14 günlük ''Hümeyni'nin İran'ı'' adlı yazı dizim gazetede bir ilkti. Savaşı her iki cepheden de yıllarca izledim.

Acı, kan ve gözyaşının hakim olduğu o ortamları anlatmaya ne sözler ne de kelimeler yeter. Korkunç bir deneyim. Savaşın merkezine gitmemde en büyük etken 1979 yılında gösterime giren Coppola'nın "Apocalypse Now" filmi olmuştu. Tabii, genç oluşum, heyecan ve de macerayı sevmemi de eklemek gerekir. Ünlü Billur Tuz cinayetinin katilini polisten önce ben buldum. Suudi Prens kılığına girip yanımda kara çarşaflara bürünmüş sözde eşimle İstanbul'da Arapların yaşadığı sorunları dile getirdim.

Her yayınlandığında izlenme rekorları kırdı

◊ İkonik program "Teksoy Görevde"nin başlangıcı nasıldı?

- 1992 yılında televizyona özel haber muhabiri olarak transfer oldum. Yaptığım haberler ana haberde 3 ila 5 dakika arasında yer alıyordu. O dönem RTÜK olmadığından haberlerimin arasına reklam giriyordu. Program teklifi geldi ve 1994'de "Teksoy Görevde" yayına girdi.

◊ Programda sizi en çok etkileyen haber hangisiydi?
- Ekranlarda her yayınlandığında izlenme rekorları kıran, televizyon tarihinin unutulmazları arasında gösterilen programlara imza attım. Halen yaptığım işlerin taklit ve benzerlerini ısıtıp ısıtıp sunuyor. Yaptığım her iş kendine ait bir özgünlüğe sahip olan düşünce ve emek ürünüydü. Artık bir klasik haline gelen "Gizemli Antik Mısır", "Soğuğun Kalbine Yolculuk" adlı Kutuplar belgeseli ve Afrika'nın tehlikeli ormanlarındaki Pigme kabileleriyle yaptığım belgeseller benim için büyük bir öneme sahiptir.

◊ Sarı ceketiniz, beden dilini kullanış biçiminiz, programın başında ve sonundaki konuşmanız... Nasıl çıktı bu üslup?

- Televizyon dünyasında izleyicilerin akıllarına kazınan bir üslup oluşturmak her babayiğidin harcı değil. Bu konuda mütevazı olamayacağım, kusura bakmayın. İnsanların zihnine sadece anlattığınız konularla girmek ve hafızalarda kalmak imkânsızdır. Bunu yapabilmek için kendine has üslubu olan bir sembole ya da bir imaja ihtiyacınız vardır. Bu yapıyı kurmak için de sırtınızı bilgiye dayamalısınız. Edebiyatın demir leblebisi olarak anılan isimlerin kitaplarına başvurdum. Elbette bir de en önemlisi ve bu işin olmazsa olmazı, bir Sadettin Teksoy'a ihtiyaç var.

Uğur Dündar aklınca benimle dalga geçti

Van Gölü'nde yaptığınız programlardan dolayı size "Canavar Uzmanı" denmişti...

- Aslında konuşmaya bile değmez... Madem merak ettiniz anlatayım. Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de çekememezlik vardır. Bunlardan biri de Uğur Dündar'dır. Bir dönem gündem "Van Gölü Canavarı"ydı. İlk görüntüleyen de "Teksoy Görevde" ekibiydi. Günlerce konuşuldu, TBMM'de araştırma komisyonu bile kuruldu. Van meydanına canavarın heykeli dikildi. Görgü tanıkları yaratığın nasıl bir şey olduğunu anlattı.

Uğur Dündar bu haberi atlamıştı. Kendisi benden canlı yayına çıkmamı istedi. İstanbul dışında olduğumu belirtince, en azından telefonla ana habere bağlanmamı rica etti. Ben de eski dostluğumuza binaen kırmayıp bağlandım. Ekranda ismimin altına yazdıkları yazıyı görmem mümkün değildi. Benim konuyla ilgili anlatımım sırasında akıllarınca "Canavar Uzmanı" yazarak dalga geçmiş, benim bir numara olmamı çekemeyerek kendini avutmuştu. İşin aslı bu. Bu olaydan çıkarılacak sonuç: Altın çamura düşmekle bakır ya da teneke olmaz!

Her gün spor yapıp yoğurt tüketirim

◊ Şu an nasıl bir hayatınız var?

- Bedenen İstanbul, Çatalca'da doğayla iç içe siyaset bilimci, sosyolog eşim Müge Teksoy ve sinema yazarı, film eleştirmeni oğlum Efe Teksoy'la birlikte çiftliğimizde zaman zaman yurtdışında; ruhen ise ben sevenlerimin, onlar da benim gönlümde yaşayıp gidiyoruz.

◊ Şimdi ne yapıyorsunuz ve neden ekrandan uzaksınız?

- Herkesin bildiği bir gerçek var; ekran kirliliği... Bir günde dört mevsimi yaşadığımız bu ortamda ben nasıl program yapabilirim?

◊ Bir korku filmi yazıyordunuz...

- Oğlumla korku, komedi, bilimkurgu ve esrarengiz olayları konu alan çok sayıda film senaryoları yazdık, yazıyoruz da... Ayrıca Hz. Muhammed'in vefatından önceki son 10 gününde neler yaşandığını anlatan uzun metrajlı film senaryosu yazdım. Bu projem Mustafa Akkad'ın yönettiği "Çağrı" filminin devamı niteliğinde. Bilinmeyenlerle dolu olan bu çalışmamla ilgili görüşmeler sürüyor.

◊ Fitsiniz de... Mesela spor yapar mısınız?

- Benim de kendime göre sırlarım, zamanında gençlik pınarlarına girmişliğimiz, sularını içmişliğimiz var. Bunun dışında yılın 365 günü yaz-kış 5 kilometre yürüyor, spor yapıyor, bol yoğurt tüketiyor ve gıdama dikkat ediyorum.

"Keloğlan Mağarası"nı turizme kazandırdım

◊ Esprili de bir yanınız var. Programlarda "Bu kadar da olmaz" deyip güldüğünüz anlar oluyor muydu?

- Denizli'nin Acıpayam ilçesi'ndeki Dodurgalar Mağarası'nın saç çıkarttığına dair bir haber aldım. James George Frazer, "Altın Dal" adlı kitabında saç buklesini bereket sembolü olarak yorumlar. Ben de Frazer'ın bu görüşünden yola çıktım. Elimdeki ilginç hikâyeyi mizahi bir dille harmanlayıp "Saçım benim, saçım benim" diye bir tekerlemeyle izleyiciye ulaştırmayı amaçladım. Bugün baktığımızda amacıma ulaştığım söylenebilir. Çünkü 'Keloğlan Mağarası' turizme kazandırılmış ve yılda binlerce kişinin ziyaret ettiği bir bereket sembolüne dönüşmüş durumda.

◊ Sizi gördüklerinde nasıl tepkiler veriyorlar?

- Özlediklerini, tekrar programa başlamamı belirtiyorlar. Bu da benim için paha biçilemez bir duygu. Kelimeler yetersiz kalıyor. Beni ben yapan; sevenlerim.

Sokak sanatçıları yıldızlı şefler ilgi alanım

"Sadece gazetecileri değil sanatçıları da takip ederim. Gizemli sokak sanatçısı Banksy'nin eserlerini ya da daha başka konuları da... Michelin yıldızlı Fransız şef Alain Ducasse'ın yemek ve tatlı tarifleri ilgi alanlarım arasında. Moda dünyasındaki gelişmeler de ilgimi çeker şöyle ki; 2019 yılında düzenlenen Met Gala'nın teması entelektüellikte bir ikon haline gelen Susan Sontag'ın 'Camp Üzerine Notlar' (Notes on Camp) makalesiydi."

Gençler sadece popülerlik peşinde

"Gençler sadece popüler olmanın peşinde. Sosyal medyada bir günde gündeme oturanlar var. Ancak hiçbirini yolda görsek tanımıyoruz. Neden, çünkü amaçları yalnızca 'Nasıl olursa olsun!' popüler bir ikon haline gelmek. Ancak bu işin bu kadar kolay olmadığı ortada. Çünkü aradan geçen zamanla silinip gidiyorlar. Gündem yine dönüp dolaşıp eski güçlü isimlere geliyor. Andy Warhol'un dediği gibi 'Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır'"

Ünlü haberci, 1997 yılında Amerika'da NASA'yı ziyaret edip orada astronotlarla röportaj gerçekleştirmişti.

Teksoy, 1998 yılında Derya Taşkıran adlı UFO temasçısı olduğunu iddia eden kişiyle uzaylıları araştırırken.

Ünlü haberci, 1997 yılında "Van Gölü Canavarı" haberiyle aylarca çok konuşuldu ve canlı yayınlara katıldı.

Sadettin Teksoy, 2017 yılında dünyaca ünlü "Stranger Things" dizisinin Hollywood'daki çekimlerine dahil olup Türkiye tanıtımında yer aldı.

Ünlü haberci, 1981 yılında Hürriyet Gazetesi adına Irak eski lideri Saddam Hüseyin ile röportaj gerçekleştirdi.