Emanet’in Çiçek’i Beren Akın: "Ekranda sahte şeyler izleyebiliyoruz"
Emanet adlı dizide Çiçek karakterine hayat veren oyuncu ve şarkıcı Beren Akın, Bi’ Başka YouTube kanalına konuk oldu. Akın, günümüzde oyunculuktan ziyade görselin daha önemli olduğunu söyleyerek “Duyguları geçiremeyen oyuncular oluyor. Ekranda sahte şeyler izleyebiliyoruz. Ama bu konuda olumsuz düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü herkesin bir kaderi var ve onun hakkıymış demek ki” dedi.
takvim.com.tr
Giriş Tarihi :24 Ocak 2022 , 17:07Güncelleme Tarihi :24 Ocak 2022 , 17:12
YouTube'un sevilen kanallarından Bi' Başka'ya konuk olan Beren Akın, müzisyenlikten oyunculuğa geçiş sürecini de anlattı. Liseye kadar Mimar Sinan'da müzik eğitimi alan oyuncunun, bir tiyatro oyununun orkestrasına şans eseri katılması sonucu hedefleri değişti ve oyunculuk okumaya karar verdi.
Nasılsın? Hayat nasıl gidiyor?
Güzel gidiyor. Sete gidip geliyorum. Onun dışında evdeyim.
Emanet'ten, Çiçek'ten bahsederek başlamak istiyorum. Bu rol sana nasıl geldi?
Proje bana Ağustosta geldi. Çiçek'in gidişatı başta belli değildi. Birkaç seçenek vardı. Kafamda soru işaretlerim vardı. Aslında Çiçek'i bulmakta zorlandım. Ben kötü bir karakterin yandaşı olarak girdim diziye. Ama yine de çok kötü bir profil çizmedim. İkilemdeydik. Şimdi karakterimin gidişatından memnunum. Çok seviyorum Çiçek'i oynamayı.
Set ortamı nasıl?
Günlük dizi çektiğimiz için çok yoruluyoruz. Bu yoğunluk hepimizi yorabiliyor. Ama her zaman herkesin birbirine çok saygısı ve sevgisi var. Çok keyifli geçiyor set günlerimiz. Böyle olunca da yorgunluğumuz tatlı bir yorgunluğa dönüşüyor.
"Tempoya alışamamaktan korktum"
Dediğin gibi günlük dizide oynamak çok yorucu olsa gerek. Nasıl göğüslüyorsun bunu?
Ben sakin bir insanım. Pozitif biriyim. Çok fazla yorulmam. Daha önce böyle günlük yayınlanan bir işte bulunmamıştım. Başta biraz zorlandım açıkçası. Tempoya alışamamaktan korktum. Sonrasında rutinimi oturttum. Boş günlerimi programlarımı ayarladım. Bu yüzden başlardaki gibi yormuyor beni bu durum.
Aslında müzikle ilgileniyorsun diye biliyorum. Çıkardığın şarkılar var. Müzikle ilgilenirken seni oyunculuğa iten ne oldu?
11 yaşındayken konservatuvar sınavlarına girip müzik bölümünde okumaya başladım Mimar Sinan'da. Klasik gitar okudum. 12 yaşında beste yapmaya başladım. Liseye gelene dek müzikle devam edeceğimi düşünüyordum. Okulda üniversite öğrencileriyle beraber okuyorduk, tiyatrocuları görüyorduk. Onlara özenmeye başlamıştım. Meltem Cumbul, Mustafa Alabora gibi isimler gelirdi sürekli okula. Onlarla büyüdük. Bir üst sınıfımda gitarist bir ablam vardı. O '3 Kuruşluk Opera' adlı oyunda gitar çalıyordu. Sonra o hastalanınca bana oyunda yer almam için teklifte bulundu. Kabul ettim. Tiyatro oyununun orkestrasına girdim. Bu da benim dönüm noktam oldu oyunculuğa başlamam konusunda. O dönem karar verdim liseyi bitirdikten sonra üniversitede tiyatro eğitimi alacağıma. Ve böylece serüvenim başlamış oldu. Müzik benim için daha hobi gibi bir uğraş. Ruhumun gıdası, beni besliyor.
"3 yaşında 'İnleyen Nağmeler' söylüyordum"
Henüz konuşmadan, emeklemeden şarkılara ritim tutuyormuşsun.
Babaannemle her zaman çok yakındık. Evde sürekli Türk Sanat Müziği dinlerdi, mırıldanırdı. 3-4 yaş videolarımı izlediğimde 'İnleyen Nağmeler' söylerken buldum kendimi. Babaannemin etkisi çoktur üzerimde. Konservatuvar sınavlarına da beni kendisi sokmuştur zaten.
Mesleğinde ulaşmak istediğin en top nokta neresi? Neler yapmak istiyorsun?
Uluslararası mecralarda bulunmayı isterim. Dijital mecralarda daha özgürce işler yapmak isterim. Yabancı bir karakteri canlandırmak isterim. Mümkün olduğunca evrenselleştirmek istiyorum mesleğimi.
Hangi karakterleri oynamak istersin? Zorlanmak ister misin?
Zorlanmak isterim. Bir şizofren hastasını oynamak isterim mesela.
Yeni nesil oyunculardan kimleri beğenerek takip ediyorsun?
Neslihan Atagül'ü, Serenay Sarıkaya'yı ve Öykü Karayel'i çok beğeniyorum. Öykü Karayel'in doğallığı beni çok etkiliyor.
"Öykü Karayel ile birlikte oynamak isterim"
Hangi isimle aynı projede yer almak istersin?
Öykü Karayel ile yine kıymetli oyuncularımızdan Nazan Kesal var. Kendisiyle 'Daire' filminde birlikte rol almıştık. Kızını oynamıştım. Tüylerimi diken diken etmişti. Oyunculuğuyla, hocalığıyla benim için harika bir deneyimdi. Onunla da yine aynı projede yer almak isterim.
Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın isme Nazan Kesal diyebiliriz o zaman?
Kesinlikle. Ufacık bir zaman diliminde ondan çok şey öğrendim.
Bir projeye başlarken en çok neden çekinirsin?
Çekingen değilimdir. Ama başta çekimser ve sakin dururum yanlış anlaşılmaktan korktuğum için. Ama sonradan açılırım.
Özel hayatında nasıl biridir Beren?
Pandemi beni eve bağladı. Önceden daha sık konsere, sinemaya giderdim. Şimdilerde biraz azalttım etkinliklerimi. Evde kedilerimle ilgilenirim genelde, kahvemi içerim. Daha dingin ve sakin bir hayatım var. Pandemi sürecinden sonra çok değiştim diyebilirim.
"Ekranda sahte şeyler izleyebiliyoruz"
'Yok artık böyle oyunculuk mu olur?' dediğin oyunculuklar izliyor musun?
İzliyorum. Günümüzde oyunculuktan ziyade görsel de çok önemli. Bu yüzden duyguları geçiremeyen oyuncular oluyor. Ekranda sahte şeyler izleyebiliyoruz. Ama bu konuda olumsuz düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü herkesin bir kaderi var ve onun hakkıymış demek ki.
"İlk konserimde yere düştüm"
Hayatta en utandığın anı paylaşabilir misiniz bizimle?
Grubumla ilk konserim Pera Müzesi'ndeydi. Kendime güzel bir elbise seçtim. Altına da spor ayakkabı giyecektim. Ama annem dolgu topuk giymem konusunda ısrar etti. Ben ilk konserim olduğu için heyecanlıydım. Giyemeyeceğimi söyledim ama çok ısrar edince tamam dedim. Konser öncesi sürekli düşeceğimi söyledim. Sahneye çıktık. Daha ikinci şarkımda direkt düştüm. Videosu da var. Orada çok utandım. Özgüvenim yerle bir oldu. Ama anında toparlayıp ayakkabılarımı kenara fırlattım. Mikrofona da "Anne ben sana dedim bana bunları giydirme diye. İstemiyorum ya çıplak ayak devam edeceğim" dedim.