Kardeşlerim’in Emir’i Enes Demirkapı: Restoranda çalışırken keşfedildim!

ATV’nin sevilen dizisi Kardeşlerim’de Emir karakterini canlandıran oyuncu Enes Demirkapı, Bi’ Başka YouTube kanalında İrem Erbaş’ın konuğu oldu. Demirkapı, Kardeşlerim serüveninden geçmiş projelerine, hayallerinden günlük yaşamına kadar birçok farklı konuda samimi açıklamalarda bulundu. Genç oyuncu, keşfedilme hikâyesini de anlattı: Nişantaşı’nda arkadaşımın müdürlük yaptığı bir restoranda çalışıyordum. Bir gün Özgür Çakıt ve Melisa Sözen ile tanıştım. Bana “Oyunculuk yapıyor musun? Yapmayı düşünüyor musun?” dediler. İçimden “Aha, beklediğim soru! Buldunuz beni” dedim.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :30 Mayıs 2022 , 16:02 Güncelleme Tarihi :30 Mayıs 2022 , 16:02
Kardeşlerim’in Emir’i Enes Demirkapı: Restoranda çalışırken keşfedildim!

İÇİNDEKİLER

YouTube'un sevilen kanallarından Bi' Başka'ya konuk olan Enes Demirkapı, birlikte rol almak istediği isimleri sıralayarak "Kıvanç Tatlıtuğ'a küçüklüğümden beri benzetilirim. 'Yaparsın, olursun' diye pohpohlamışlardır beni. Onunla, Yiğit Özşener ve Haluk Bilginer ile birlikte rol almayı çok isterim" dedi.

Hayat nasıl gidiyor Enes?

Güzel gidiyor. Heyecanlı, yoğun. Gayet tatlı bir tempom var. Keyif alıyorum.

Kardeşlerim'e giriş hikâyenle başlayalım mı? Emir karakteri sana nasıl geldi? Karakterin gidişatından memnun musun?

Çok hızlı oldu. Telefon geldi, yarım saat içinde olumlu dönüş oldu. İlk sahnemi okuduğumda çok etkilenmiştim. Karakterin birçok rengini gösterebileceğim bir sahne yazılmıştı. Uzun da bir sahneydi. İyi çalışırsam iyi şeyler çıkacağını düşündüm. Sete başlayacakken Covid vakası çıkınca iptal oldu, bana 2 haftalık bir süre doğdu. Çalıştım ve diziye başladım.

"Tatlı bir psikopatlığı var"

Emir karakterinde seni çeken ne oldu? 'İlk sahneyi okuduğumda etkilendim' diyorsun ya…

Tatlı bir psikopatlığı vardı. Değişik tripleri olabileceğini düşündüm. Beslendiği yerleri kurgulamıştım kafamda. Ailesini, kendi güvenli alanını korumak isteyen bir karakterdi. Tehlike gördüğünde de çirkinleşebilen bir karakterdi. Bunlar beni etkiledi.

Dizide sürekli bir karakter sirkülasyonu var. Dinamizm mi katıyor sence senaryoya, yoksa biraz çorba mı oluyor her şey?

Bence çok ince bir çizgi bu. Benim tecrübe ettiğim kadarıyla yeni karakterlerle diziler bambaşka bir yöne doğru gidebiliyor, evrimleşebiliyor. Elde malzeme varken yeni bir şey aranmamalı. Ama eldeki malzeme bitince tabii ki bir arayışa girilmeli.

"Gençlik enerjisi işin püf noktalarından biri"

Dizinin genç bir kadrosu var. Sence bu yüzden mi çok izleniyor? Yoksa senaryo, ekip, hikâye hepsi bir bütün mü?

Hepsi bir bütün. Ama geçmişe de dönüp baktığımızda lise işleri hep tutmuştur. Çünkü herkesin lise döneminde yaşadığı değerli, unutulmaz anıları vardır. Bu projelerde de kendinden bir şeyler bulur seyirci. Gençlik enerjisi de işin püf noktalarından biri tabii.

Sonradan dâhil olduğun için sen çabuk adapte olabildin mi ekibe?

Hem yaşadım hem yaşamadım. 35. bölümde dâhil oldum ekibe. Diziye yeni dâhil olan 3 kişiden biriydim. Yaren ve Ilgaz ile birlikte yeni bir grubumuz oldu. Oraya ısınmamızı hızlandırdı. Çok zor olmadı. Tatlı bir geçiş sağladı.

"Yalnızlığı seviyorum"

Nasıl gidiyor set günleri? Neler yapıyorsunuz?

Kalabalığız. Karavanda 3-4 kişiyiz. Bazen uyumak istiyorsun ama olmuyor :) Ben yalnızlığı da severim. Yeni sahnelere hazırlanıyorum rahat bir ortam yaratıp. Bunun dışında diğer karavanlara geçip arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Ama yoğun bir günümse biraz kendime çekiliyorum.

"Gülperi'ye 2-3 bölüm diye girdim, son bölümün final sahnesine kadar oynadım"

Önceki projelerinden de kısa kısa bahsetmek istiyorum. Oyunculuk kariyerine Gülperi gibi sağlam oyuncu kadrosuna sahip bir ekiple başladın. Ardından çok konuşulan, çok izlenen Masumlar Apartmanı'nda rol aldın. Nasıl deneyimlerdi senin için?

Çok kıymetliler benim için. Geriye baktığımda "iyi ki" diyorum. Çok güzel insanlarla çalıştım. İlk işlerimde bu kadar candan, samimi insanlarla karşılaşmak beni heyecanlandırdı. Set ortamına alışmak zorladı sadece başlarda. Gülperi'ye 2-3 bölümlük girmiştim. Ama son sezonun son bölümünün final sahnesinde bile vardım. Burak Dakak gibi bir arkadaş edindim. Çok güzel anılarım var. Kıymetli şeyler öğrendim. Sektörde yolumu nasıl çizeceğimi öğretti bana.

"Çok güzel insanlarla çalıştım" diyorsun ya sonraki projeler için korkun var mı büyü bozulur diye?

Hayır, hepsini heyecanla bekliyorum. Bu yola girdikten sonra karşılaşacağın her şeyden sorumlusun. Sorumluluk aldım bir kere. Onunla da baş etmenin bir yolunu bulmam gerekiyor. Kötü olacaksa da olur.

Bundan sonraki projelerin için hayallerini sorsam? Kafanda canlandırmak istediğin bir karakter tasarlıyor musun?

Aile duygularının yoğun yaşandığı hikâyeleri seviyorum. Derinliği hoşuma gidiyor. Tabii farklı bir şeyler de isterim. Kariyerimin henüz başındayım. Deneyimimle doğru orantılı gidecek. Ama çılgın, ters köşe bir karakteri canlandırmayı isterim.

"Restoranda çalışırken keşfedildim!"

Peki, hikâyenin başına dönecek olursak ne zaman oyuncu olmaya karar verdin ve bunun için ilk adımı ne zaman attın?

Lise zamanlarımda arka planda yavaş yavaş dönmeye başlamıştı. Masa başı iş benlik değil. Üniversite zamanlarımda da bu isteğim netleşmeye başladı. Ödev olarak kısa film çekeceğimiz zaman arkadaşlarım beni oynatıyordu projelerinde. Benim de hoşuma gidiyordu. Güzel tepkiler de alıyordum. Bölüm üzerinden düşündüğümde de kameramanlık yapabilirim diyordum kendi kendime. Ardından Kösem Sultan'da figüranlık yaptım, hem kamera arkasını hem kamera önünü gördüm. Seti gördüm. O dönem kararımı verdim. Kamera önünde olmak istiyordum. Radyo Televizyon Sinema bölümünü bitirdim. Ama konservatuvara başlamak benim için çok zor olacaktı ekonomik anlamda. 4 sene daha İstanbul'da öğrenci hayatı yaşamak çok zor olacaktı. Figüranlığa devam ederken restoranlarda garsonluk yapmaya başladım. Sonra bir gün hep hayalini kurduğum bir şey gerçekleşti. Nişantaşı'nda arkadaşımın müdürlük yaptığı bir restoranda çalışıyordum. Bir gün Özgür Çakıt ve Melisa Sözen ile tanıştım. Bana "Oyunculuk yapıyor musun? Yapmayı düşünüyor musun?" dediler. İçimden "Aha, beklediğim soru! Buldunuz beni" dedim. Sonra anlatmaya başladım neler yaptığımı. 2 gün sonra Özgür ile buluştuk, konuştuk. Çok sevdik birbirimizi. Nasıl bir yol çizeceğimizi konuştuk. Özgür bana çok yardımcı oldu. Hayatımdaki en büyük şanslarımdan biridir diyebilirim onun için. Yolumu açtı, beni çok güzel insanlarla tanıştırdı. İlk oyunculuk eğitimimi Bahar Kerimoğlu'ndan almamı sağladı.

"Küçüklüğümden beri Kıvanç Tatlıtuğ'a benzetilirim"

Birlikte karşı karşıya rol almayı en çok istediğin oyuncu kim?

Kıvanç Tatlıtuğ. Küçüklüğümden beri de benzetilirim. "Yaparsın, olursun" diye pohpohlamışlardır beni :) Ayrıca Yiğit Özşener, Haluk Bilginer ile de birlikte rol almayı çok isterim.

Peki, senin jenerasyonundan kimleri başarılı buluyorsun?

Burak Dakak, Aras Bulut İynemli, Selahattin Paşalı, Merve Dizdar. Merve'yi ağzı açık izliyorum. Müthiş bir oyunculuğu var.

Mesleğinde gelmek istediğin top nokta neresi? Neler yapmak istiyorsun? Neyi başardıktan ya da neye ulaştıktan sonra oh be dersin? Tik atarsın bazı şeylere kafanda?

Başarılı bir sinema filmi yapmak beni çok mutlu eder. Ama bu işin bir sonu yok gerçekten. Kendinin üstüne düştüğün sürece potansiyelini genişletirsin.

Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?

Burak Dakak.

Bir ilişkinin içindeyken en berbat özelliğin ne olur?

Çok deneyim sahibi olduğum konular değil. Eski huylarımdan birini söyleyeyim. Biraz fazla kırılganım.

Bugüne dek yaşadığın en büyük başarısızlığın neydi?

Merdivenleri çıkan bir Enes canlanıyor geriye baktığımda. Böyle hatırlayabileceğim, adlandırabileceğim bir başarısızlık olmadı.