Camilerde sakalı Şerif küçük şişeler içinde ve örtülere sarılarak muhafaza edilirdi. Muhafaza edildiğe yer de minberlerin üst sahanlığı idi. Bilindiği gibi minberler, Cuma namazlarında imamların hutbe okudukları merdivenli bir bölüm olup, camilerin sağ tarafında bulunur. Örtülere sarılmış Sakal-ı Şerif şişesi, bu minberin en üstündeki küçük sahanlığa konulur, hiç dokunulmaz, sadece Kadir Gecesi, Teravi namazından sonra tekbirler getirilerek yerinden alınır, imamların namaz kıldığı mihraba getirilir ve buraya konulmuş bir iskemlenin üzerine bırakılır, örtüsü açılır sonra cemaat birer birer önünden geçerek yüzlerini şişeye sürerlerdi. Büyük bir huşu ve zevkle yapılan Sakal-ı Şerif ziyareti bittikten sonra hatim duaları başlar, vaizler Kadir Gecesi'nin fazileti üzerine konuşmalar yaparlar, arzu edenler de caminin köşelerinde namaz kılarlardı. Şüphesiz bu kadar kalabalığı camiler almaz, çok kişi dışarıda kalırdı.
Kış Ramazanlarında bile camilerin avlu ve bahçeleri dolar hatta sokaklara kadar taşardı. Kadir Gecesi'nin gelmiş olması aynı zamanda, o yılın Ramazanı'nın da artık sona erdiğini bildirir. Bunun için Müslümanlar bir taraftan Kadir Gecesi'nin nail olacakları sevabına sevinirlerken, bir taraftan da Ramazan'ın sona ermek üzere olduğunu düşünerek üzülürlerdi.