Aşırı susama, çok sık idrara çıkma, yorgunluk, halsizlik ve sık acıkma... Tüm bunlar, dünyada görülme sıklığı hızla artan Tip-2 diyabetin belirtileri arasında yer alıyor. Yaşam tarzında yapılacak iyileşmeler, diyabeti önleyebiliyor. Ancak bu hastalıkla ilgili doğru bilinen yanlışlar hastalığın tanı ve tedavisini zorlaştırıyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter, diyabetle ilgili doğru sanılan yanlışları sıralıyor.
YANLIŞ: Açlık şekeri normalse diyabet yoktur
DOĞRUSU: Diyabet tanısı, açlık şekerinin 125 mg/dl üzerinde olması veya tokluk şekerinin 200 mg/dl üzerinde olmasıyla konur. Bilinenin aksine açlık şekeri yükselmemiş olan birçok kişinin tokluk şekeri anormal düzeylerde, hatta diyabet seviyesinde olabiliyor.
YANLIŞ: Şeker yükleme testi yaptırmak zararlıdır
DOĞRUSU: Bu test glukoz intoleransı ve gizli diyabetlilerin ortaya çıkarılmasında önemli rol oynar. Zararlı olan tek şey mevcut şekeri yüksek olan kişilere ekstradan şeker verilmesidir. Bunu önlemek için de her testin başlangıcında açlık şekeri ölçülür ve 125 mg/dl üzerindeyse diyabet tanısı konarak test iptal edilir.
YANLIŞ: Tip-2 diyabet daha çok yaşlılarda görülür
DOĞRUSU: Tip-2 diyabet bugün daha genç hastalarda görülmeye başlandı. Bundan 40 yıl önce 'çocuklarda görülmez' denen Tip-2 diyabete artık obez çocuklarda görülebiliyor.
YANLIŞ: Diyabet hastalığı engellenemez
DOĞRUSU: Sağlıklı beslenme ve günlük egzersiz ile diyabet gelişimi geciktirilebilir. Hatta engellenebilir.
YANLIŞ: Diyabet hastası kesinlikle egzersiz yapmamalı
DOĞRUSU: Düzenli egzersiz insülin direncini azaltır ve kan şekerini düşürüyor. Bu sayede diyabetin kontrolüne katkıda bulunur.
YANLIŞ: Diyabet hastaları meyve yememeli
DOĞRUSU: Meyveler aşırı tüketildiklerinde kan şekerini yükseltebilir. Bu sebeple diyabetik diyette günlük meyve vardır ama miktarı kısıtlıdır.
BAL YERKEN DİKKAT EDİN
Toplumda balın diyabetli hastalara dokunmadığı düşünülüyor. Ancak içerisinde her türlü şekeri barındıran bal, kan şekerini yükselterek hastaların rahatsızlanmasına yol açıyor.