Hastalıklar, bağışıklık sisteminin zayıfladığı anı bekliyor. Buna, kronik hastalıklar da eklenince tablo vahimleşiyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'nden Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Dr. Özgür Şamilgil, hazır gıda tüketimi, gereksiz antibiyotik kullanımı ve hareketsizlik gibi nedenlerle ortaya çıkan insülin direncine değiniyor. Kalp ve damar sistemini etkileyen insülin direnci, pek çok rahatsızlığa davetiye çıkartıyor.
NEDİR BU İNSÜLİN DİRENCİ?
Karbonhidratlar, sindirim yoluyla emilip kana geçiyor ve karaciğerde şekere dönüşüyor. Oradan kana salınıp ortamda 'insülin' denen hormon hücrelere girebiliyor. Bazen metabolizma bozukluğu gibi durumlarda hücreler insülini içeri almıyor. Şekerin içeri alınabilmesi için daha fazla insülinin gerekiyor. İşte bu durum insülin direnci olarak adlandırılıyor. İnsülin direncinde bel ölçüsü erkeklerde 94 santim, kadınlarda 80 santimi geçiyor. Kilo artışı, kilo vermede güçlük, sık tatlı yeme isteği, ani şeker düşmesi ve yorgunluk görülüyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
İNSÜLİN direnci, ilaçla tedavi ediliyor. Ayrıca kişinin, yaşam tarzını ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi gerekiyor. Dr. Özgür Şamilgil, şunları öneriyor:
KALBİ TEHDİT EDER ANTİBİYOTİK RİSKLİ
YAĞ depolatan insülin hormonu, kiloları katlıyor. Kilolarla birlikte vücut hücre sayısı da arttığından pankreas bu nüfusa yetecek insülin üretemiyor. Pankreas erken yaşlandığından insülin üretimi azalmaya başlıyor ve şeker hastalığı yani diyabet ortaya çıkıyor. Bu noktaya kadar geçen sürede, damar sertliği ortaya çıkıyor ve buna bağlı kalp krizi riski de artıyor.
MUCİZE BESİNLER
YARIN: HİJYENİ ÖNEMSEYİN
DR. ÖZGÜR ŞAMİLGİL - SAĞLIKLI HAYATIN ŞİFRESİ