Prostat kanseri günümüzde erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser olarak gösteriliyor. Dünyada her yıl 1.1 milyon insana prostat kanseri teşhisi koyuluyor. Bahçeşehir Üniversitesi Medical Park Göztepe Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Kaan Gökçen, bu hastalıkla ilgili Takvim okurlarını bilgilendiriyor:
"Prostat bezi erkek üreme sisteminin bir kısmını oluşturmakta ve semen (meni) üretimine yardımcı olmaktadır. Mesanenin hemen çıkışında yer alan prostat, idrar kanalının etrafını sarmaktadır.
OBEZİTE TETİKLİYOR:
Genetik yatkınlık, diğer tüm kanserlerde olduğu gibi prostat kanserinde de en önemli risk faktörlerindendir. Ailesinde ve yakın akrabalarında prostat kanseri bulunması kişiyi risk grubuna sokar. Diğer risk faktörleri ise aşırı alkol alımı, kontrolsüz hipertansiyon, uygun olmayan beslenme, bel çevresinin yüz santimetreden fazla olması, aşırı kilo ya da obezitedir.
İDRARDA YANMAYA DİKKAT:
Belirtiler sıklıkla kansere özgü bulgular olmayıp prostat büyümesi nedeni ile ortaya çıkan işeme güçlüğü, gündüz-gece sık idrara çıkma, idrar kaçırma, idrarda yanma gibi şikayetlerdir. Bunun yanı sıra, idrarda kanama, menide kan görülmesi ve renk değişikliği, boşalma sırasında ağrı ve yanmadır. Daha çok kanserin ileri dönemlerinde kemik metastazları nedeniyle özellikle bel ve kalça bölgesinde görülen kemik ağrıları ile lenf bezlerinin tutularak tıkanması ile birlikte ayak ve bacaklarda oluşabilecek şişlikler diğer bulgulardır. Prostat kanserinin mevcudiyeti sanılanın aksine hastalarda direk olarak cinsel yaşamı etkilememektedir. Ancak cerrahi tedavi ya da hormon tedavisi nedeniyle cinsel problemlerle karşılaşılabilmektedir.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ:
Erken teşhis için özellikle ailesinde prostat kanseri bulunan 45 yaş üzeri, aile öyküsü olmayanlarda ise 50 yaş üzeri ve hastalığa özgü belirtileri bulunan erkekler mutlaka üroloji hekimine başvurmalıdır.
YAŞLILARDA DAHA RİSKLİ
Özellikle 65 yaş üzerinde hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Prostat kanserine bağlı gerçekleşen ölümlerin yüzde 70'ine yakını 75 yaş sonrası görülmektedir. Bu sebeple 50 yaş sonrası itibari ile erkeklerin şikayetlerinin olmasını beklemeden mutlaka tarama yaptırması gerekiyor.
ÜROLOJİK HASTALIKLARIN ÇARESİ 9
DOÇ. DR. KAAN GÖKÇEN
HAZIRLAYAN: SİNEM UYSAL
YARIN: BAKLAGİLLE BARIŞIN