Dr. Kan, "Tiroid boynun ön kısmında bulunduğu için elle muayenede tiroidin yapısı hakkında fikir sahibi oluruz. Belli bir büyüklüğü geçmedikçe fizik muayenede nodüllerin tespit edilmesi zordur. Tiroid nodüllerinin teşhisinde altın standart yöntem tiroid ultrasonudur. Ultrason ile hem muayenede tespit edemediğimiz nodüller görülür hem de nodülün yapısı ve karakteri hakkında fikir ediniriz. Tiroid patalojisi düşünülen her hastaya tiroid ultrasonunun yapılması gerekmektedir" diye konuştu.
"TİROİD KANSERİNDEN EN ETKİLİ KORUNMA YÖNTEMİ DÜZENLİ TAKİPTİR"
Tiroid kanserlerinin genellikle nodül olarak karşımıza çıktığını belirten Dr. Kan, "Nodüllerin önemli bir kısmı iyi huylu olsa da bazı durumlarda yakın takip edilmesi gerekir. Bunlar; nodülün sert olması, hızlı büyümesi, boyunda lenf bezlerinde şişme olması, ultrasonda koyu görülmesi (hipoekoik), düzensiz sınırlı olması, kanlanmanın artması ve mikrokalsifikasyon gibi durumlarda yakın takip edilmesi gerekir. Bu hastalarda nodülden ince iğne aspirasyon biopsisi yapılarak nodülde kanser olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Tiroid nodülleri; bası semptomlarına sebep olmuyorsa, hormon üretmiyorsa ve kanser değilse genellikle tedavisiz takip edilir. Bası semptomlarına sebep olacak kadar büyükse (genellikle 4 cm üzeri) ve kanser ise tedavisi ameliyattır. Toksik nodül dediğimiz hormon üreten nodüllerde ameliyat veya radyoaktif iyot tedavisi uygulanabilir" açıklamalarında bulundu.
Tiroid nodüllerinin önemli bir kısmının iyi huylu olduğunun altını çizen Dr. Kan, "Ancak her nodül düzenli takip gerektirir. Bu nedenle bu hastaları ilaçsız ve cerrahiye gerek olmadan takip etmekteyiz. Bu hastaları tanı anından itibaren 6 ay ara ile ultrason ve tiroid hormon değerlerine bakarak takip ederiz. Takipte nodül boyutunda, fonksiyonunda ve karakterinde değişiklik olmadıkça müdahaleye gerek yoktur" dedi.