Şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık... Tüm bunlar, baş ağrısının temelinde yatan sinsi hastalıklardan migrenin belirtileri arasında yer alıyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Tülay Alışkan Oral, migrenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna değiniyor. Bilinmesi gerekenleri açıklıyor...
RİSK YAŞLA AZALIR
Baş ağrısı, toplumun yüzde 90'ında görülen yaygın bir şikayet olarak ortaya çıkıyor. Primer baş ağrıları arasında yer alan migren herhangi bir yaş döneminde başlayabiliyor ve ilerleyen yaşlarda sıklığı azalıyor, sürekli ya da tekrarlama eğilimi gösterebiliyor. Her 20 erkekten birinde ve her 5 kadından birinde görülen bu hastalık sosyal yaşamı olumsuz etkiliyor. Çocukluk çağı başlangıçlı olabilse de çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. 35-39 yaş aralığından itibaren migrenin görülme sıklığında bir azalıyor. Migren postmenopozal (menopoz sonrası) dönemde bulunan kadınlarda da daha az ortaya çıkıyor.
UYKUSUZLUĞA DİKKAT
Çevresel faktörler de migreni tetikleyebiliyor. Bunun başında, açlık ve uykusuzluk geliyor. Bu durum, atakları tetikleyebiliyor. Ataklar sık değil ise, takip eden doktorunun gözetiminde bazı zorlayıcı şartlara karar verilmesi gerekiyor. Migren atakları bazen birkaç saat, bazen de günlerce sürebiliyor. Kişinin hissettiği ağrı ve sonrasındaki bulantı, halsizlik, duygusal değişimler, saçlı deride yanma gibi eşlik eden belirtiler; 4 ila 72 saat kadar devam edebiliyor. Ancak nadiren bazı hastalarda kriz bir haftayı geçebiliyor. O zaman bu duruma 'uzamış migren krizi' ya da 'migren fırtınası' deniyor. Bu durum, oldukça zorlu bir süreçle tedavi edilebiliyor.