Engel olunamayacak şekilde bacakları hareket ettirme isteği, Willis-Ekbom hastalığı olarak da bilinen huzursuz bacak sendromunun (HBS) en önemli belirtisi kabul ediliyor. Çoğunlukla istirahat halinde ve uyurken ortaya çıkan bu durum, kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görülüyor. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Nilgül Yardımcı, kronikleşen ve tedavi edilmediğinde ilerleyen bu hastalığın karıncalanma ve huzursuzluk belirtilerle kendini gösterdiğini söylüyor.
İKİ TÜRÜ BULUNUYOR
Huzursuz bacak sendromunun primer (idyopatik) ve sekonder (ikincil) olarak iki türü bulunuyor. Kalıtsal geçiş olduğu düşünülen idyopatik huzursuz bacak sendromu, tüm vakaların yüzde 70'ini oluşturuyor. Sekonder huzursuz bacak sendromunda ise çeşitli klinik durumlar bu hastalığa yol açıyor. Demir eksikliği ve gebelik durumlarında görülüyor.
DİNLENİRKEN GÖRÜLÜR
Hastalık, bacaklarda engel olunamayan hareket ettirme isteği ve karıncalanma şeklinde çok ağrılı olmayan bulgular ortaya çıkıyor. Daha çok rahatsız edici bir his olarak tarif edilen bu belirtiler, dinlenirken ve gece uyumadan önce artıyor ve hastaların uykudan uyanmasına neden oluyor. Tanısı ise belirtilere, hasta öyküsüne, yapılan test ve muayene sonuçlarına göre konuluyor.
YAŞLA BİRLİKTE ARTAR
Semptomların birbirine benzemesi nedeniyle anksiyete, depresyon veya uyku bozukluğu ile karıştırılıyor. Orta ve ileri yaşta ortaya çıkıyor. Yaşın ilerlemesiyle şiddetleniyor.
ALINACAK TEDBİRLER
Uyumadan önce germe egzersizleri gibi hafif-orta dereceli fiziksel aktivitede bulunun.
Sıcak bir duş aşın.
İstirahat halinde bilgisayar oyunu, bulmaca gibi aktivitelerde bulunun.
Aynı saatte uyuyup, aynı saate uyanın.
Kafein, nikotin, alkol, antipsikotik ve antidepresanlardan kaçının.
Uzun süre istirahat gerektiren uçak yolculuğu veya sinema izlemek gibi hareketsiz kalacağınız aktiviteleri sabah saatlerinde, ev işi veya egzersiz gibi şikayetleri azaltan aktiviteleri ise günün geç saatlerinde yapın.
TEDAVİ DEĞİŞKEN
Huzursuz bacak sendromunun tedavisi ilaçlı ve ilaçsız tedavi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Hafif semptomları olan hastalarda ilaçsız tedavi yöntemleri işe yarıyor. Orta-ileri düzeyde şikayetleri olan hastalarda medikal tedaviye ihtiyaç duyuluyor. Nedene yönelik uygulanan tedaviler de semptomları azaltıyor.