Kanser, 'çağın vebası' olarak adlandırılıyor. Hayatı tehdit ediyor. Prostat kanseri ise 65 yaşından sonra erkeklerin kapısını çalıyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Kural, erken teşhisin ve tedavinin önemine dikkat çekiyor.
KİLO RİSKİ ARTIRIR
Prostat kanserinde riski artıran faktörler bulunuyor. Bunların başında genetik geliyor. Bunun yanı sıra fazla kilo da hastalık riskini artırıyor. Erken dönemde belirti vermeyen prostat kanseri ilerleyen evrede tümör idrar akışını engelliyor. İdrarda kan gelmesi gibi şikayetlere yol açıyor.
PSA DEĞERİNE BAKILMALI
Prostat kanseri riskini saptayan tarama testi için kan verilmesi yeterli oluyor. Bunun için PSA yani Prostat Spesifik Antijen denilen kan analizi yapılıyor. Yaşa özgü PSA değerinin yüksek bulunması veya yıllar içerisindeki artış hızı kanser şüphesi oluşturuyor. Uzmanlar, rektal muayene de yapıyor, muayenede sertlik bulunması PSA değerinden bağımsız olarak da kanser şüphesi için bir sinyal anlamına geliyor. Prostat kanseri teşhisinde Multiparametrik Prostat MR yöntemi uygulanıyor. Bu MR'da adeta prostatın yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafı çekiliyor. Kanser şüphesi olan bölgeyi gösterebildiği gibi hedefe yönelik biyopside istenilen yere ulaşabilmek için de kullanılıyor.
TEDAVi HAKKINDA
Prostat kanserinde her hasta için farklı tedavi uygulanıyor. Kanser ilerlemesi açısından riskli sayılmayan hastalar aralıklı PSA ölçümleri ve MR çekimleri ile takip ediliyor. Tümör saptanmış hastalarda eğer başka organlara sıçramamışsa, cerrahi yöntemler tercih ediliyor. İleri yaşlardaki hastalarda cerrahi yerine ışın tedavisi uygulanıyor.
İLTİHAP DA OLABİLİR
Her PSA yüksekliği prostat kanseri anlamına gelmiyor; çünkü prostat iltihabı da PSA'yı yükseltebiliyor. Bu nedenle şüphe oluşması halinde MRI'ın en az 8-10 hafta sonra çekilmesi gerekiyor.
KONTROL ŞART
Prostat kanserinde erken teşhis için 50 yaşından sonra kontrollerin yapılması gerekiyor. Ailede kanser öyküsü varsa kontrollere 40-45 yaşında başlanıyor.