HÜCRELERİ KORUR
Selenyum, E vitamini ile işbirliği halinde çalışıp hücre ve dokuları kalkan gibi korur kansere karşı. Bunu iki yolla başarır, birincisi, bazı enzimlerin yapısına girip toksik oksijen kalıntılarını yakalar ve etkisiz hale getirir ki; bunlar hücre genetiğinde bozukluk yapıp kansere neden olan maddelerdir. İkincisi, bağışıklık sistemimizde bulunup da kanser hücrelerini yutup yok etme özelliği olan 'doğal öldürücü' adı verilen akyuvar türü hücrelerimizi güçlendirir.
MİDE VE BAĞIRSAK DOSTU
Son yıllarda yapılan pek çok bilimsel çalışmada selenyumun özellikle mide ve barsak kanserlerine karşı yüksek düzeyde koruyucu etkisinin olduğu saptanmıştır. Bu kanserlerin yaygın görüldüğü coğrafi bölgelerin çoğunun diyetleri incelendiğinde selenyum fakirliği dikkat çekmiştir.
Hayvanların diyetlerinde de selenyum yetersiz olduğu zaman gıdalarda bulunan küf toksinlerinin mide, barsak ve karaciğer kanseri yapıcı etkilerinin arttığı belirlenmiştir.
LEZZETİ DE CEZBEDİCİ
Bu bilgi, pratik yaşamda şöyle bir önem taşır; bugün bilimsel olarak gıdalardaki küf toksini olan 'aflatoksin'in mide, barsak ve karaciğer kanseri yaptığı kanıtlanmıştır ve küflü peynirlerden bayat ekmek, salça ve çerezlere kadar pek çok besinde bu küfler mevcuttur.
En azından üzeri yeşillenmiş eski İsviçre peyniri meraklılarının bu lezzetin yanında selenyumdan zengin bir gıda almaları bir ölçüde kanser olmalarını önler.
Virüslerin neden olduğu kanser türlerinde de selenyum oldukça koruyucudur.
SELENYUM VE E VİTAMİNİ
Birçoğumuzun hayatında en azından bir kere tanışmış olduğu pek çok virüs türünün pek çok kanser türüne sebep olduğu bilimsel bir gerçektir. Selenyum/prostat kanseri ilişkisi ise Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından araştırılmaya başlanmış ve 12 yıllık 32 bin erkeğin incelendiği bir çalışmada selenyum ve E vitamininin prostat kanserine karşı koruyucu olduğu lehine veriler alınmıştır.
HANGİ GIDALARDA VAR?
Şimdi gelelim selenyum zengini gıdalara. Bu element toprakta bulunur, ancak her toprağın selenyum miktarı aynı değildir. Bir de endüstriyel işlem gören gıdalarda selenyum oranı çok düşer, yani dönüp dolanıp doğal, işlenmemiş gıdalara geliyoruz yine. Örneğin buğday ve pirinç çok zengin selenyum kaynakları iken, işlenip de beyaz un ve beyaz pirinç haline geldiklerinde içerdikleri selenyum miktarı neredeyse yok oluyor. Selenyum içeren gıdaların başında balıklar ve karides geliyor. En yüksek selenyum ise Ringa balığında mevcut, onu dil balığı izliyor.
İLAÇTAN UZAK DURUN
Kuruyemişler, özellikle de Brezilya fındığı, Hindistan cevizi, yumurta, baklagiller, susam, soya, mısır, yulaf, soğan, sarımsak, brokoli, karnabahar, lahana ve süt diğer zengin kaynakları. Kanser hastalarına benim önerim, ilaç şeklinde sunulan selenyum yerine bu gıdalardan alabildikleri kadar almaları, doğa bu konuda çok cömert davranmış, ülkemiz de bu cömertlikten nasibini oldukça iyi almış, sağlıkla kalın, kendinizi iyi koruyun.