Öykü Baştaş Instagram'da keşfedildi, Gucci defilesine çıktı

Manken Öykü Baştaş moda devlerinin birbiriyle yarıştığı Milano Moda Haftası’nda podyuma çıkan tek Türk oldu. Baştaş'ın Instagram'da keşfedilmesi ise durumu daha da ilginçleştirdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :30 Eylül 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :30 Eylül 2017 , 12:12
Öykü Baştaş Instagram’da keşfedildi, Gucci defilesine çıktı

İstanbul'da düzenlenen moda haftalarında kulislerde hep "Uluslararası standartlarda manken yetiştiremiyoruz, mecburen yabancı mankenlerle çalışıyoruz" sözlerini duyarız. Oysa Türkiye'de yetişmiş öyle bir manken var ki reklamsız, PR'sız dünyanın önde gelen modaevlerinin defilelerine çıkıyor.

Geçen hafta Milano Moda Haftası'nda Gucci ve MSGM için podyuma çıkan Öykü Baştaş göğsümüzü kabarttı... 1997 İstanbul doğumlu Baştaş, Bilgi Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi alıyor. Genç manken bize podyumlardaki bu başarısını ve bugünlere nasıl hazırlandığını anlattı...

- Nasıl oldu podyumlarla yolunuz kesişti?
- Aslında tamamen kader. ABD'de bağlı bulunduğum ajans beni Instagram'da keşfetti. Fotoğraflarımı gördükten sonra New York'a davet ettiler ve Ford Models ajansıyla çalışmaya başladım. Paris ve Milano'da da ajanslarım var, yakında Londra'da da bir ajansla anlaşma imzalayacağım.

- Podyumlarda olma hayaliniz hep var mıydı?
- Aklımda vardı. Etrafımdaki insanlar da bu işte başarılı olabileceğimi söylüyorlardı. Fakat ben kendime güvenmediğim için bu hayalimi gizli tutuyordum. Bhumika Arora benim ilham kaynağım. Kendisi Hintli bir model. Bhumika'ya kadar pek tanınmış Hintli model yok. Üniversiteye kadar modellik yapamıyor sonra ailesinden zorla izin alarak New York'a şansını denemeye gidiyor ve ilk sezonunda büyük şovlar alyor. Bhumika'dan sonra başka Hintli mankenler de sektörde tercih edilmeye başlıyor. Kadının baskı altında olduğu üçüncü dünya ülkelerindeki mankenler için büyük bir ilham kaynağı Bhumika.

- Manken doğulur mu, olunur mu?
- Hem her ikisi, hem her ikisi de değil. İyi bir fiziğe sahip olmak manken olabileceğiniz anlamına gelmiyor. Ama manken olabilmek için de fiziksel özellikleriniz çok önemli. Ayrıca profesyonel bir iş olarak baktığınız zaman mankenlik herkesin kaldırabileceği bir şey değil. Dışardan basit ve eğlenceli gibi görünse de uzun çalışma saatleri, belirsiz program ve yoğun stres altında çalışıyorsunuz. Onlarca seçmeye gidip günde üç dört kez reddedilip hayal kırıklıkları yaşadıktan sonra, aldığınız iyi bir şov inanın kalbinizi onaramıyor. Öte yandan çok fazla seyahat etmek ve yeni insanlarla tanışmak başlarda çekici gibi görünse de bir süre sonra yorucu olabiliyor.

- Gelelim Milano Moda Haftası'na. Oraya nasıl seçildiniz?
- Sadece Milano için değil tüm moda haftalarından yaklaşık bir hafta kadar önce seçmeler başlıyor. Yüzlerce manken dünyanın farklı yerlerinden seçmeler için geliyor. Ekipler markalara uygun mankenleri seçiyor. Ardından tasarımcıyla birlikte kıyafetleri deneme kısmı başlıyor.

- Gucci defilesinde podyuma çıkan ilk Türksünüz... Biliyor muydu diğer mankenler Türk olduğunuzu, herhangi bir yorum yapan oldu mu?
- Türk olduğumu biliyorlardı. Gucci'nin defilesi için cast çalışması yapan yöneticisiyle Paris'te tanışma şansım oldu, ajansımın ayarladığı bir görüşmeydi. Kapıda onlarca kızın beklediği sıradan seçmelerden daha farklıydı. Yürüyüşüme bakıp fotoğraf çektikten sonra beni tanımak için sorular sordu. Bir sonraki hafta da Gucci beni Milano'ya davet etti. Sonra da podyuma çıktım.

- Neler yaptınız moda haftasında? Gucci defilesine çıkan bir manken için nasıl geçiyor o süreç?
- İnanılmaz yoğun geçiyor. Her saniye bir defile, parti ve yan etkinlik var. Gucci'nin benim için ayırdığı bir otelde kaldım. Moda haftası sırasında vakit kalırsa diğer defileleri takip etmeyi seviyorum.

- Şu an Paris'tesiniz ancak sonra İstanbul'a döneceksiniz. Neler yapıyorsunuz İstanbul'da?
- Ailemle yaşıyorum. Okul dışında kalan zamanımı kedilerimle ve köpeğimle geçirmeyi seviyorum. Ayrıca çağdaş sanata meraklıyım.

- İstanbul'da düzenlenen moda haftası için neler düşünüyorsunuz?
- Büyük markaların defilelerini yaptığı ve sektördeki payın çoğuna sahip olan dört büyük şehir var. New York, Paris, Milano ve Londra. Maalesef İstanbul bunlardan biri değil. Umarım daha iyi olur.

Kaynak: Sabah/İdil Demirel