Sapan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Antalya merkezdeki Zeytinköy semtinin, uyuşturucu baronlarının hüküm sürdüğü teneke mahalleleri andırdığını söyledi. Söz konusu bölgeye polisin dahi giremediğini ileri süren Sapan, uyuşturucu üzerinden dönen paranın 5 milyon liraya ulaştığını ifade etti. Sapan, Antalya'da uyuşturucu madde kullanım yaşının 8'e kadar düştüğünü, bu yaştaki bir çocuğun uyuşturucu tedavisi aldığını iddia etti.
Bölgedeki uyuşturucu ticaretini yerinde görmek için tebdili kıyafetle, Zeytinköy'de araştırma yaptığını ve bu araştırmayı kamerayla gizli bir şekilde görüntülediğini anlatan Sapan, söz konusu semte girdiğinde önce uyuşturucu satıcıları tarafından potansiyel müşteri olarak fark edildiğini söyledi. Kısa süre içinde uyuşturucu satma teklifleri ile karşılaştığını belirten Sapan, ''Bana, 'Peynir mi taş mı?' diye soran çok sayıda satıcı oldu. Peynirin 'eroin', taşın 'kokain' olduğunu kısa sürede öğrendim. Satıcılar, yakalanma korkusu olmadan, pervasızca işlerini yapıyorlardı. Hangi evlerde eroin, kokain bulunduğunu söyleyecek kadar pervasızlardı'' diye konuştu.
Sapan, Zeytinköy'de, bir kullanımlık olarak 50 lira karşılığında kokain, 20 lira karşılığında eroin aldığını, 50 lira da satıcılara, ''komisyon'' verdiğini anlattı. Aldığı kokain ve eroini gösteren Sapan, uyuşturucu alışverişi sırasında gizlice kaydettiği görüntüleri de bilgisayar üzerinden basın mensuplarına izletti.
Bu uyuşturucuya çocukların da çok kolay bir şekilde ulaştığını ve bağımlı hale geldiğini ifade eden Sapan, amacının, uyuşturucu maddeye ulaşımın ne kadar kolay olduğuna dikkati çekmek olduğunu vurguladı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sapan, söz konusu uyuşturucu maddeyi satın almanın ve Meclise getirmenin bir suç teşkil edebileceği, bu konuda hakkında fezleke düzenlenebileceği yönündeki soru üzerine, 'Evet olabilir. Ama bu toplumsal bir yaradır. Bu duruma dikkati çekmek istiyorum'' yanıtını verdi.
Sapan, basın toplantısının ardından eroin ve kokaini tutanakla Meclis polisine teslim etti. Yıldıray Sapan, bu durumun suç teşkil edip etmeyeceğine yönelik sorunun yinelenmesi üzerine, ''Ben yanmasam, sen yanmasan nasıl çıkar karınlıklar aydınlığa'' dedi.