Chronical adlı dergide Aralık 2010 tarihinde yayınlanan haber için konuşan Balanlı, "İftiralarla dolu yazı içinde yayınlanan bir resimde benim ve eşimin Cumhuriyet mitinglerine katıldığımız ileri sürülüyordu. Bu yalan ve iftiradır. Umuyorum komplocular ve işbirlikçileri biraz utanma duyguları varsa utanmışlardır. Genelkurmay Başkanı'nın fotoğrafını kanıt dahi olsa bir mahkemede kullanmayı uygun görmemiştim. Ne de olsa bir Genelkurmay Başkanı. Ama şu an itibariyle uygun görüyorum." diye konuştu.
Savunma tarafından talep edilen tanıkların dinlenmediğini, TSK, adli bilişim kurumlarının hazırladığı bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığının altını çizen Balanlı, şunları söyledi: "Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili hükümleri ihlal edilerek savunma hakkımın engellendiğini ve avukatsız olarak savunma yapmaya zorlandığımı değerlendiriyorum. Bu hukuksuzluklar nedeniyle savunma yapma imkanım bulunmamaktadır. Adil yargılanma şartlarının sağlanması ve taleplerimin karşılanmasından sonra avukatımın da katılımı ile savunma yapacağım."
Ahmet Zeki Üçok'un savunmasında ise mahkeme heyetini eleştiren ifadeler kullanması üzerine Başkan Diken, kimseyi rencide edecek davranışlarda bulunmadıklarını belirtti. Duruşmalarda bazı sanıkların mahkemeye hakarete varan ifadeler kullandığını vurgulayan Diken, "Biz duruşmalarda nezaket çerçevesinde davrandık. Ancak bazı sanıklardan nezaketsiz tutumlar ile karşılaştık. Duruşmadan sanık attığımız zaman mutlu olmuyoruz. Ancak duruşma nizamını da sağlamak zorundayız. İnsani durumlara özellikle dikkat ediyoruz. Şimdi nöbet usulüne geçtik, ama bir sanığın yakını vefat ettiğinde ben arkadaşları arayıp hemen karar hazırlattırıp izin veriyorduk. Bugüne kadar her birinize isim, soyisimle veya adınızla hitap ettim ve bey takısını kullandım. Ancak bazen sinirler geriliyor. Bir sanığı birçok kez uyarmama rağmen mahkemeye karşı çok çirkin bir oturuş tarzı vardı. O gün ağzımdan o kelime (kıçını dönüp oturuyorsunuz) çıktı. Ben de çok hoşnut değilim. Sizlere hakaret etmek rencide etmek gibi bir niyetimiz olmadı." şeklinde konuştu. Diken bu sözlerinden sonra yargılamanın bu periyodunun bittiğini söyledi. Kısa bir aradan sonra tekrar yargılamaya başlayacaklarını belirten Diken, "Duruşma tutanaklarının hazırlanma süreci var. Ayrıca verdiğiniz dilekçeler incelenecek. Dosyanın da biraz toparlanması lazım. Son savunmasını sağlık gerekçesiyle vermeyen sanıklar da bir sonraki periyotta verecekler." dedi.
Kısa aradan sonra toplanan mahkeme heyeti, ara kararlarını açıklayarak mahkemede son savunmasını yapmayan tutuklu sanıkların ölümcül hastalığı dışında tamamının duruşmada hazır edilmelerine karar verdi. Sanıkların tutuklu bulunduğu cezaevlerine yazı yazılmasına hükmeden mahkeme, revire veya hastaneye gidecek sanıkların duruşma gününden önce ve duruşma saatleri dışında sevkinin yapılmasını istedi. Sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde karar alan heyet, duruşmayı 20 Eylül 2012 tarihine erteledi.