Toplantıya Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ın yanı sıra, YTB Başkanı Kemal Yurtnaç, Türk Keneşi Genel Sekreteri Halil Akıncı, Azerbaycan Diaspora İşleri Bakan Yardımcısı Valeh Hacıyev, Dünya Kazakları Birliği Birinci Başkan Yardımcısı Talgat Mamaşev ve Kırgız yetkililer de katıldı.
Bozdağ, toplantıda yaptığı konuşmada Türk dünyasının sahip olduğu potansiyelle dünya siyasetinde ve her alanda güçlü bir yere sahip olduğunu belirterek, "Diasporalar esasında ülkelerimiz dışında birlikte hareket edebilme ve birlikte çalışabilme ve pek çok konuyu birlikte aşabilme konusunda bize büyük güç verecektir" diye konuştu.
Türkiye'nin de Türk dünyasındaki diğer ülkelerinde yurt dışında yaşayan soydaş ve vatandaşlarına dönük çalışmaları olduğunu hatırlatan Bozdağ, "Esasında bu çalışmaları farklılıktan ziyade birliğe doğru dönüştürmek ortak çalışmalara dönüştürmek yurt dışında birlikte hareket edebilme iradesini ortaya koyabilmek hepimiz için son derece anlamlı ve önemli bir durumdur" ifadesini kullandı.
Dünya genelinde birçok ülkede soydaşların bulunduğunu anlatan Bozdağ, bu soydaşların birlikte hareket ederek, ortak projeler etrafında buluşabilmesinin Türk dünyasına ilişkin uluslararası planda daha etkin bir lobicilik ve sonuçlar doğurmada fayda sağlayacağını kaydetti.
ABD'de gerçekleştirilen Türk Günü yürüyüşünde Türk ülkelerinin vatandaşlarının bir araya geldiğini dile getiren Bozdağ, Amerika'da bir araya gelmiş bu yapının kurumsallaşması ve birlikte hareket edebilme kabiliyetini geliştirmesi gerektiğini bildirdi.
Türk dünyasını oluşturan ülkelerin öncelikle kendi aralarındaki ilişkileri ileri bir noktaya taşımasının önemli olduğunu vurgulayan Bozdağ, TÜRKSOY, Türk Akademisi gibi kurumların Türk dünyası arasındaki ortaklıkları görünür hale getirmeye çok büyük katkı sağladıklarını söyledi. Bozdağ, şöyle devam etti:
"Baktığınızda bizim her şeyimiz ortak, aynı kaynaktan geliyoruz, aynı kaynaktan besleniyoruz. Dolayısıyla bu ortak şeyleri görünür hale, bilinir hale getirmemiz lazım. O yüzden parlamentolar arası ilişkilerimiz ne kadar kuvvetli olursa yasama konusunda ne kadar işbirliği yapabilirsek ileride kanunlarımız arasındaki ortaklıklar, benzerlikler o kadar çoğalacaktır. Akademi ne kadar sağlıklı çalışırsa Türk tarihine, kültürüne, medeniyetine ilişkin eserler ne kadar ortak araştırmacılar tarafından ortak bir şekilde ortaya koyulabilirse, kullandığımız ortak kelimeleri bugünkünden daha ileri bir noktaya taşıyabilir ve aramızdaki anlaşma tercümansız bir noktaya doğru pekala gidebilir."
Bozdağ, ekonomi konusunda da her ülkenin ayrı özellikleri olduğunu, ülkelerin kendi menfaatleri dikkate alınarak bu alanlardaki işbirliğini de ileri taşıyan ciddi adımlar atılması halinde her bir Türk ülkesi için bunun ayrı bir fayda sağlayacağını belirtti.
Ülke olarak Türkçe konuşan ülkelerle ilişkileri azami pozitif noktaya taşıma konusunda kararlı olduklarını dile getiren Bozdağ, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kazakistan'da aynı karşılığı görmüş olmanın da kendilerini mutlu ettiğini bildirdi.
Bozdağ, görüşleri şöyle dile getirdi:
"Ülkelerimizin cumhurbaşkanları, devlet başkanları, başbakanları, meclis başkanları, bakanları bu konuda samimi, ortak gayretlerin içerisinde. Ben bunu Türk dünyasının geleceği açısından son derece tarihi, önemli görüyorum. Umarım ki her geçen yıl bizim aramızdaki birliktelikleri, ortaklıkları çoğaltacak konuşacağımız kelimelerden anlayacaklarımızı çoğaltacak, her alanda bizleri daha güçlü bir noktaya taşıyacaktır."
İmzalanacak strateji belgesinin de bundan sonra ortak bir stratejinin takip edilecek olması bakımından önemli olduğunu vurgulayan Bozdağ, kardeş ülkelerle atılan ortak adımların dışında Türkiye'nin Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını (YTB)kurduğunu ve bu kurumun adı konulmamış bir "Diaspora Bakanlığı" olduğunu söyledi.
Yunus Emre Vakfının da 2007 yılında kurulduğunu hatırlatan Bozdağ, Türk dilini ve kültürünü öğretme konusunda çalışan vakıfla birlikte Türkiye açısından tarihi bir kurumun hayata geçirildiğini bildirdi.
Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinin 35 ülkede faaliyete geçirildiğini hatırlatan Bozdağ, zaman içerisinde çoğaltmayı ve bütün ülkelere yaymayı istediklerini ifade etti.
Türk Dünyası Belediyeler Birliğini 2005 yılında kurduklarını hatırlatan Bozdağ, bunun da şehir kültürü ve medeniyetini ortaklaştırma noktasında çok büyük bir faaliyeti icra ettiğini söyledi.
Üniversiteler arasındaki işbirliğinin de büyük önem ifade ettiğini dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye'de Hoca Ahmet Yesevi belki Kazakistan'dakilerden daha çok bilinir ve o toprakların Orta Asya'nın her yerindeki şairler, bilim insanları, sanat insanları Ankaralı bir şair, Ankaralı bir bilim insanı, Ankaralı bir sanat insanı gibi Türkiye'nin 81 ilinde insanımız tarafından hem bilinir hem sevilir hem de oradan beslenilir. Bizim hepimiz onların ürettikleri ilim deryasından, onların ortaya koydukları medeniyet anlayışından beslenir. Esasında Türk Cumhuriyetlerinin tamamı aynı çeşmeden su içen, aynı fırından ekmek yiyen insanlar gibi. Bizi besleyen her şey aynı. Biz bu noktadaki farkındalığı çoğalttığımızda aramızdaki farklılıkların zaman içerisinde çok da azalacağına inanıyorum."
Azerbaycan'da gerçekleştirilecek Türk Dünyası Diaspora Toplantısı'nın başarılı geçmesini temenni ettiğini dile getiren Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konudaki her türlü çalışmaya destek vereceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Türklerle alakalı, Türk dünyasıyla, tarihiyle, diliyle, sanatıyla alakalı ve hasılı bizle alakalı ne varsa Türkiye tereddütsüz bu gibi her konuda işin içinde olmaya her zaman vardır. Her zaman kardeşleriyle beraber hareket ettiği gibi bundan sonra da beraber hareket etmeye takati yettiği kadar devam edecektir."
Bozdağ'ın konuşmasının ardından "Türk Dildeş Diaspora Ortak Faaliyet Stratejisi" ülke temsilcileri ve genel sekreterler tarafından imzalandı.