Süleyman Seba
Beşiktaşlı taraftarların gözünde sadece "Efsane Başkan" değildir. O aynı zamanda takımın hızı ve sert şutlarıyla hatırlanan eski sağ açığıdır da… Ama en çok da maddi ve sportif başarı açısından dibe vurmuş kulübü, eski günlerine döndüren ve bunu da yaparken "Beşiktaşlılık duruşu"ndan taviz vermeden yapan kişidir. "Efendi Beşiktaş"ın ete kemiğe büründüğü, sembol ismidir. Efsane Başkan 5 Nisan 1926'da
Sakarya'ya bağlı Hendek'in Soğuksu köyünde doğdu. 1867'de Abhazya'dan gelenlerin kurduğu ve Cigerya adını verdikleri köye yerleşenlere bakınca
Süleyman Seba'nın Sıba ailesinden geldiğini anlıyoruz.
1943'TE GENÇ TAKIMDA
İlkokulu memleketinde okuduktan sonra
Beşiktaş'in Akaretler semtine taşındılar. Babası Galatasaray Lisesi'nde okumasını istiyordu ama o evlerine yakın olduğu için
Kabataş Lisesi'ne gitti. Kabataş Lisesi takımında oynarken Beşiktaş yöneticileri tarafından beğenilip 1943 yılında genç takıma seçildi. Burada sergilediği
futbolla önce kaptan yapıldı, 19 yaşında da A Takıma alındı. Hem futbol oynuyor hem de üniversitede Fransızca okuyordu. Ne var ki Beşiktaş'ın 1 ay süren ABD seyahatine katılmak için eğitimine ara vermek zorunda kaldı, bir daha da okula geri dönmedi.
İLK GOLÜNÜ FENER'E ATTI
Benim arşivlerden saptayabildiğim kadarıyla
Süleyman Seba'nın Temmuz 1946'dan itibaren
Beşiktaş'ın ilk 11'inde yer aldığıdır. Ondan önce sağ açık oynayan Sabri'nin arkasındaki genç olarak ilk sezonunda yedek kaldığı, daha sonra efsane sol açık Şükrü Gülesin'le birlikte zaman zaman kanat değiştirerek takıma yerleştiğini görüyoruz. Ekim 1946'da Beşiktaş'ın hakem hatasıyla Fenerbahçe'ye 4-3 yenildiği- maçta siyah-beyazlı formayla ilk golünü attı. İnönü Stadyumu'nun 27 Kasım 1947'de yapılan açılış töreni sonrası oynanan ilk maçta Beşiktaş, İsveç'in AIK takımını 3-2 yenerken ilk golünü de Süleyman Seba attı. Bu gol aynı zamanda İnönü'de atılan ilk gol olarak tarihe geçti. Seba, Beşiktaş'ta 8 sezon oynadı ve 44 gol attı. 1954'te Henüz 28 yaşındayken menüsküs nedeniyle
futbolu bıraktı. 1957'de bu kez üye olarak kulübe dönüş yaptı. Milli İstihbarat Teşkilatı'nda yöneticiliğe kadar yükselen Seba'nın yönetici olarak kamuoyu önüne çıktığı günlere kadar ne yaptığı bilinmiyor. Seba zaten MİT'teki göreviyle ilgili olarak hiç konuşmadı. Futbolu bırakmasına rağmen iyileşmeyen menüsküsü nedeniyle 1959'da kulüp tarafından ameliyat olması için İtalya'ya gönderildi. 1960'da
Hakkı Yetene'e yani Baba Hakkıûa karşı başkan adayı Ziya Kalkavan'ın listesinden aday oldu. 1963'te Başkan seçilen Selahattin Akel'in yönetim kurulunda yer alarak ilk kez yönetici oldu. 1964'te Hakkı Yeten, 1968'de Talat Asal, 1970'de Agasi Şen ve 1977'de Gazi Akınal'ın başkanlıkları döneminde yönetici olarak devam etti. 1979'da Genel Kaptan olunca kulüpte daha önemli bir rol oynamaya başladı.