Bartomeu, "Yönetim kurulunun iradesi hiçbir zaman kulüpte kendi yerini korumak olmamıştır. Şampiyonlar Ligi'nde (8-2'lik Bayern Münih maçı) elenmenin ardından istifa etmek kolaydı, ancak kulübün geleceğini eşi benzeri görülmemiş bir küresel krizin ortasında garanti etmeliydik. Kulübü, tek bir yöneticinin eline bırakamazdık. Kim teknik direktör ile veya futbolcularla sözleşme imzalayabilirdi? Kim Messi'nin devamlılığını sağlayabilir ya da maaşları ayarlayabilirdi? Bizim yönetim kurulu olarak bunları yapma zorunluluğumuz vardı." açıklamasında bulundu.
Barcelona'nın yönetmenliğe göre en kısa sürede başkanlık seçimi yapılacağını belirten Bartomeu, referandumla ilgili yaşanan yasal gelişmeler olmasaydı zaten mart ayında yapılması ilan edilen seçimler öncesinde istifa edip, kulüp yönetimini boş bırakmak için hiçbir sebepleri olmadığını ifade etti.
Hakaretlere ve tehditlere maruz kalan kendisinin ve yönetim kurulunun diğer üyeleri hakkında kulüpteki muhalif üyeler tarafından ortaya atılan iddiaların hepsinin "sahte" olduğunu kaydeden Bartomeu, 2010 yılından bu yana tüm spor branşlarında toplam 149 kupa kazanan Barcelona'ya hizmet etmekten gurur duyduğunu, bundan sonra hayatı boyunca kulübün bir üyesi olarak kalacağını söyledi.
Katalonya'daki bağımsızlık yanlısı girişimlere atıfta bulunan Bartomeu, "Kulübün ve Katalonya'nın en sarsıcı dönemlerinden birinde Barcelona'yı yönetmek bize nasip oldu. Kurumsal olarak ifade özgürlüğünün ve kendi geleceğine karar verme hakkının yanında olduk." dedi.
Barcelona'da Bartomeu'nun ardından yapılacak başkanlık seçiminde en güçlü adaylar Victor Font, Agusti Benedito, Lluis Fernandez ve Jordi Farre olarak gösteriliyor.