"YAPTIĞIMIZ EN BÜYÜK İŞ TEKNOFEST"
Bizim hikayemiz üzerinden anlatmak istiyorum. Küçük bir ekiple ülkemizin ilk milli güdümlü İHA ile yola çıktık, maket uçak denilecek boyuttaydı. Bayraktar TB2'yi geliştirdik. 6 tonluk Akıncı'yı ordumuza teslim ettik. KIZILELMA'yı uçurduk. Bu platformlar bizler için tarihe ve milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek adına iftihar meselesi oldu. Yaptığınız en büyük iş ne derseniz tek kelimeyle Teknofest derim.
Teknofest bu saydığım eserlerin nicelerini yapacak gençlerin yetiştiği bir iklim. Teknofest'in devam etmesi, her yıl daha da büyümesi bir tercih değil zorunluluktur.
"HALA TAKOZ KOYMAK İSTEYENLERLE KARŞILAŞIYORUZ"
Daha önce de anlatmıştım, en ileri teknolojiye sahip İHA ya da uçağı da yapsanız, önüne konulacak tahta plastik takoz uçmasına engel olur. SİHA'larımızı geliştirirken de kurduğumuz T3 Vakfı'nda çalışırken de takoz koymak isteyenlerle karşılaştık, hala da karşılaşmaya devam ediyor.
Dünya yaptığımız işleri takdir ederken içeriden köstek olmaya takoz koymaya niyetlenenler var. Ne dediler, dokunacaklarmış. Bir kez de buradan söyleyeyim, dokunacağız dediği tüm milli platformlarımıza sadece sizler dokunabilirsiniz.
Bu uçaklara yalnızca tam bağımsız Türkiye hayaliyle yanıp tutuşan o güzel çocuklar dokunabilir. O güzel çocuklar ki uçan kanatlarla ülkemizi semaların da ötesine taşıyacaklar.
Bu meydanın tek bir hedefi var, o da ülkemizin dost ve kardeş coğrafyalarımızın tam bağımsız ve müreffeh yarınları için milli teknoloji hamlesi vizyonunu gerçekleştirmektir. Bu meydan Türkiye'nin istikbalini yabancı şirketlerde değil Türk gençlerinde görenlerin meydanıdır.
Gerektiğinde milli teknoloji hamlesini Hz. Musa'nın annesinin bebeği nehre bırakması gibi küresel şer güçleri ve tuzaklarına karşı yerin göğün zamanın mekanın kaderin ve suyun akışının hakimine sonra da sizlere milletimize emanet etmeyi biliriz.
"BUNLARI SÖYLEYENLER BİZİ TANIMAMIŞ"
Ecdadımızın da yaptığı gibi kurtuluş için Ergenekon'da dağ eritmeyi, yeni çağ başlatmak için gemileri karadan yürütmeyi de biliriz. Eğer yol yoksa mücadelemizle azmimizle yol açmayı da iyi biliriz. Diyorlar ki yurt dışına gidecekmişiz, teknolojimizi yabancılara satacakmışız. Bunları söyleyenler bizi tanımamış, anlamamışlar. Bu topraklar öylesine yaşadığımız yer değil, Ulubatlı Hasan'ın emaneti bu topraklar.
"BU TOPRAKLARDA MİSAFİR DEĞİL EV SAHİBİYİZ"
Her bir karışı şehit karışı ile sulanmış, geldikleri gibi giderler sözündeki güvenin adresi bu topraklar. Biz buradan hiçbir yere bir adım dahi öteye gidecek değiliz. Biz bu topraklarda misafir değil ev sahibiyiz. Bu toprakların kapılarını bize kapatmaya niyetlenen varsa hatırlatalım, ev sahibinin üzerine kapıyı kapattığını zanneden kendisi dışarıda kalır. Biz buradayız, burada olacağız ay yıldızlı bayrağın altında mücadelemizi sürdüreceğiz.