Etkin olarak insan kaynağının kullanılması, büyükşehirlerdeki yığılmanın dağılması da olabilir. Hayat şartlarının getirdiği stresle beraber performanslarının düşebileceğini düşünüyorum. Türkiye'nin uzun vadeli teknoloji yolculuğunda çok faydalı olacaktır.
F-16 MODERNİZASYONUNDA SON DURUM NE?
Yapısal sistemler TUSAŞ'ın büyük yetkinliği olan modernizasyon süreciydi. Bizim için çok önemli olan aviyonik sistemler ve bilgisayarın yerleştirilmesi diyelim. Görev bilgisayarından bahsediyorum. Kendi silahlarınızın entegre olmuş sistemler anlamına geliyor. F16 Block 30'larda uygulanmaya başlandı. Nihayet başarılı 2 prototip çıkarıldı. 40-50'lere uygulanacak sistemi ortaya çıkarmış durumdayız. Radar ve diğer sistemlerin modernize edilmesiyle birlikte viper dediğimiz onlardan daha iyi özellik taşıyacak. Kendi silahlarımızı sorgusuz sualsiz kullanabileceğimiz konfigürasyon.
Yetenek kadar uygulama açısından kendi milli sistemlerimizin üzerinde rahatça kullanılabilir olması bir adım daha öteye geçiyor olacak. Hazır alınana sistemlerde uygulama zorlukları taşıyabilirsiniz. Kendi geliştirdiğiniz modernizasyonda özgür olabilirsiniz. Bu 30'larda bu başarıldı, 40-50'lerde devam edecek bir süreç. 2029'u bulacak bir süreç.
Aslında şu anda hepimiz aynı konudayız. Yönetim tarafından destek var. Kongrede çatlak sesler çıkma ihtimali var. Sizler ve bizler aynı bilgiye sahibiz, bakalım. SSB olarak ilgi alanım milli teknoloji geliştirmek. Biz kendi işimize bakıyoruz. İkna edilmek istenen bir taraf yok karşınızda. Burada suyu bulandırma meselesi. Suyun yukarı aşağı tarafı nasıl bulanıyor kestirip atmak gibi bir şey.
İNGİLTERE TARAFINDA GÜÇLÜ İRADE VAR
Bizim tekrar söyleyeyim, bizim gündemimiz teknoloji geliştirmek. Belki Türkiye'nin alternatifsiz olmadığı bir gerçek olarak masaya konmalı. Tempest'e gelince şu anda gündemimizde yok. O kendi içinde bayağı bir proje. Biz MMU projesine ilk başladığımız günlerde daha böyle bir proje masada yokken AB'de yeni bir savaş uçağı projesi olmadığını, bu projenin ortak proje olabileceğini söylediler, ilgi duymadıklarını söylediler. Bu da bizim açımızdan samimiyetti, o testten kaldılar.
Belki samimiyet testi firma bazında kalmış gibi görülüyor. İngiltere tarafında güçlü irade var. Gerek motorlar olsun gerek MMU safhalarında olsun, iş birliği iradesi mevcut. Samimi şekilde gösteriliyor. Kendi parametrelerimizi millilik ve yerlilik projeleri için iş birliğinden yanayız. Karşı taraftan da irade söz konusu. Kapıyı kapatmadığımız, sürekli konuşulmasından rahatsızlık duymadığımız konular.
Bizim çalışma yöntemimiz şöyle, herhangi bir ihtiyaç olur mu olmaz mı meselesinde değerlendirme kullanıcılara ait. Hava kuvvetleri değerlendirir, yeni ihtiyaç olduğunu düşünürse gündeme getirebilir. Şu anda mevcut uçaklarımız yeterli ve kullanılıyor. Biz de devamlı çalışırız. Gündemde böyle bir konu yok, olur olabilir biz karışmıyoruz.
Bizim çalışmalarımız Cumhurbaşkanlığına bağlı birim olarak devam ediliyor. Proje üretimi yapan bir birim gibi düşünülebilir. Bence bu fonksiyonu devam edebilir. Daha başka çerçeve oluşursa devlet büyüklerinin kararıdır. Kendi fonksiyonunu görecek boyutta.
İŞBİRLİĞİ OLURSA YOLCULUK HIZLANIR
Üst düzeyde estirilen olumlu hava diğer firmalar bazında harekete dönüşmesini beklersiniz. Bu pek olmadı. Geçmişteki görüşmelerimizde Eurosem ortaklığı tarafından kapı sık sık çalınırdı. Belli bir çerçeve projesi yaptık. Ondan sonra hareket yok. Teknolojide daha üst birim olarak kavramdaydılar. Teknolojilerimizin üstüne koya koya gidiyoruz. Gidip bize şunu verin diye bir teşebbüsümüz yok. Öyle bir projemiz de yok. Ortak ürün çıkarılmasına yönelik kapımız açık görüşebiliriz.
İyi niyetli iş birliği bizim süreçlerimizi hızlandırır. Bu bir yolculuk, katman katman giden hava savunma sistemi kuruyoruz. Yüksek irtifa sistemi oluşturmak için daha vaktimiz var. Katman katman giden bir yolculuk, yolculuk bir menzile varmadı. Bilinen teknolojilerin seviyesine gelmek için 5-6 yıl daha yolculuğumuz devam edecek. Yolculuğumuz oraya doğru, adım adım gidiyoruz. İşbirliği olursa yolculuk hızlanır.
11 MİLYAR DOLAR CİRODAN BAHSEDİYORUZ
Deniz piyadelerinin güç aktarma süreçlerini kullanacakları sistemler. Bunun bir benzerini komşumuz bir ülkeden 260 milyon Dolar vererek almak. Biz bunları kendimiz yapıyoruz. Kimseye ihtiyacımız yok. Biz kendimiz çok rahatlıkla yapıp üstün kabiliyetlerle donatabiliyoruz. Silah sistemleri bir yere getiriyor.
Ürünler kabiliyetler kendinizin teker teker üzerine koyduğunuz kabiliyetler oluyor. Bu da önemli bir çarpan olarak yüzen ve karada giden araç olarak envantere giriyor olacak. Sizin olan sisteminiz oluyor. Pazarlar var. Kara araçları ihracatta iddialı olduğumuz kalemlerden birisi. Önemli bir pazarı olacak.
Şu andaki toplam 11 milyar dolar cirodan bahsediyoruz. İhracatımız 4,2 milyar doları aştı. Önümüzdeki yıllarda bunun çok daha hızlı gelişeceğini umuyoruz, platformlarımız yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. İhracat olarak rakamları olacak ve algıyı değiştirecek. Kara ve deniz sistemlerimize önemli ilgi var. İHA'lar Türkiye'nin markası oldu. İHA ve SİHA'lar önde gelen kalemlerden birisi. Silahlarımızın çeşitlendirilmesi, kabiliyetlerinin artması burada önemli bir ilgi alanı oluşturacak.
"BU YIL İÇİNDE TB3'Ü UÇARKEN GÖRECEĞİZ"
TB3'ün çalışmaları hızla devam ediyor. Üretimde yapılacak bazı değişiklikler var. Onların yapıldığını söyleyebilirim. Entegrasyon ve uçuş testleri başlayacak. Bu yıl içinde TB3'ü göreceğiz. Benim bildiğim kadarıyla uçak gemisine uçaklar inip kalkıyor. SİHA indirip kaldıran ilk ülke Türkiye olacak.
Türkiye'nin uzak bölgelerdeki operasyonlarında Libya'da gördünüz. SİHA'lar etkili oldu mu? Oldu. Elinizin uzandığı her yere SİHA gönderdiğinizde etkinsiniz. Bir jet uçağının havada kalma süresini düşünün aynı mesafeyi SİHA ile gidebilirsiniz. Jet uçağının yapacağı muharebeden farkı olmaz.