Video paylaşım sitesi YouTube'da geçtiğimiz haftalarda çocuk istismarı içeren konularda içeriklere sahip hesaplar sosyal medyanın gündemine oturdu. Aile Bakanlığı duruma müdahale etti, savcılık söz konusu videolara erişimi engelledi. Ancak ufak bir araştırma yaptığımızda görülüyor ki çocukların ve gençlerin yoğun olarak kullandığı Youtube'da hâlâ çocuk istismarı içeren, pornografik yüzlerce içerik bulunuyor. Hürriyet'in haberine göre Anadolu Üniversitesi bünyesinde sosyal medya üzerine çalışan ve içerik analizi yapan Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Prof. Dr. Levent Eraslan sosyal medya ve video paylaşım sitelerinde çocukları bekleyen tehlikeleri anlattı:
"YouTube'da bu özelliklere sahip pek çok Türkçe ve yabancı kanal bulunduğunu biliyoruz. Bu kanallar, gerçek hikaye vurgusu ile ergen ve çocukların ilgisini çekiyor."
ÇARPIK İLİŞKİLER ÖZENDİRİLİYOR
'Siz de hikâyenizi yollayın video haline getirelim' duyuruları yapıyor. Cinsel istismar konulu hikâyeleri, aile bireyleri, arkadaş ve öğretmenlerle olan çarpık ilişkileri, madde bağımlılıklarını normalleştirmeye ve özendirmeye yönelik yayın yapıyor. Türkçe olan kanallarda 500 bin, yabancı kanallar 4 milyon abone sayılarına ulaşmış durumda. Her videoları milyonlarca izlenme ve beğeni alıyor. Yorumlar kısımlarında anlatılan hikayeleri normalleştiren ve kendilerinden örnek veren küçük yaşta kullanıcılar olduğu görülüyor. Bunların bir bölümü yabancı yapım şirketlerine ait ve farklı dillerde yayın yapan kanallar. Takipçi sayısı yüksek kanallarda profesyonel, takipçi sayısı düşük kanallarda amatör seslendirmeler yapılıyor.
YouTube ve benzer sosyal medya platformlarında paylaşılan içerikler dünyanın her yerindeki çocukların sınırsız ve büyük ölçüde denetimsiz kullanımına açık. Sosyal medya bireylerin benlik algısı, psiko-sosyal gelişimi ve bireysel şemalarında önemli etkiler oluşturuyor. Bu tip sakıncalı videolara erişim sağlayan çocuklar toplumsal düzen, ahlak ve değerler çerçevesine aykırı birçok söylem ve görüntüye maruz bırakılıyor. Videolarda yer alan görsel ve sözel ifadeler analiz edildiğinde bu aykırı davranış biçimlerinin özellikle güzelleme yöntemine başvurularak çocuklarda olumlu duygular oluşturmaya çalışılıyor.
SON ZAMANLARIN EN TEHLİKELİ AKIMI: İFŞA
Son zamanlarda ortaya çıkan oldukça tehlikeli akımlardan birinin de 'ifşa' olduğunu söyleyen Prof. Dr. Eraslan, "Görüntü ve mesajların ifşa edilmesi sosyal ağlarda sıklıkla karşılaşılan bir problem haline geldi. Kullanıcılar bunun yasal bir suç olduğunun farkında değil. Sosyal ağlardaki kötü niyetli kişiler, cinsel içerikli veya çıplaklık içeren ve 'nude' olarak adlandırılan fotoğrafları anonim hesaplar ile gençlerden ve çocuklardan isteyebiliyor. Bir kere elde edilen görüntüler veya mesajlar sonrasında ise tehdit ve şantaj süreci başlayarak para ya da farklı istekler talep ediliyor. Özellikle 18 yaşın altındaki sosyal medya kullanıcıları ifşa edilme korkusuyla veya ifşa edildiğinde büyük psikolojik sorunlar yaşayabiliyor, korku ile yanlış davranışlara devam edebiliyor, hatta bu durum intiharla sonuçlanabiliyor. Ülkemizde ve dünyada bu durumdan kaynaklanan pek çok olay yaşandı" dedi.
AİLELER BU DURUM KARŞISINDA NELER YAPMALI?
Bu istismarı önlemek için ailelere öneriler veren Prof. Dr. Eraslan, şöyle konuştu:
"Öncelikle çocukların kriminal saat dilimlerinde çevrimiçi olmadıklarından emin olunmalı. Bu saatler çocuklar açısından en tehlikeli saatlerken aileler tarafından denetim ve tespitlerin daha az olduğu saatlerdir. Aileler çocuklarının YouTube ve diğer platformlarda ne tür içerikleri izlediklerini gösteren geçmiş kayıtlarını incelemelidir. Ayrıca çocuklarının abone oldukları kanalları mutlaka kontrol etmeli hatta o kanallara kendileri de abone olmalı. Bu sayede aileler her yüklenen içeriği çocuklardan önce izleyerek müdahale edebilir.
Bazı içerikler çok profesyonelce ve kurallara aykırı değilmiş gibi şekilde hazırlanabiliyor. Denetim mekanizmaları bu noktada yetersiz kalabiliyor. Bu yüzden ailelerin sürekli takip etmeleri ve içerikleri inceleyerek istismar gibi durumların olmadığına emin olmaları önemli. Çocukların geçmiş kayıtlarında ve abone oldukları kanallarda uygunsuz içeriklere rastlanıyorsa bu içeriklerin zararlarından bahsedilmelidir. Eğer süreç devam ediyorsa ve sonuç alınamıyorsa bir uzman eşliğinde duruma müdahale edilmeli. Aileler çocuklarının YouTube ve diğer hesaplarında doğum yılının doğru olup olmadığını kontrol etmeli. Çünkü doğum yılı daha yüksek yaş olacak şekilde girildiğinde bazı filtreler devre dışı kalabilir.