15 TEMMUZ'DA NELER YAŞANDI?
Biz o gün çalışmalarımızı yaptık ve akşam saatlerinde 9 bini köprüden geçtik ve o zaman bir şey yoktu. Aslında köprüden geçtiğimizde Avrupa yakasına gidişte faaliyet başlamış. Biz köprüden geçtikten sonra arkadaşlarımıza serbestsiniz dedik ve onlarda Kuzguncuk tarafında doğru evlerine gittiler. Onları durdurmuşlar ve arabada Başbakanlığın amblemini görüp harekete geçmişler. Bizim arabayı tekmeleyip arkadaşlarımızı darp etmişler. O çocuklar bizim koruma müdürüne telefon etti. Ben de orada Kozyatağı'nda otoyol gişelerindeyim. Bana köprünün tutulduğunu ve darbe olduğunu söylediler. Ben de şakanın zamanı mı dedim? Saat kaç ne darbesi? Benimle kafa mı buluyorsun diye söylendim. Arkadaşlarımızın dövüldüğünü biz böyle öğrendik.
Orada ben geri dönülmesi emrini verdim; Kim bu densizler? Ben geri dönmek için uğraşırken koruma müdürü oraya götürmeyeceğini oradaki şartları bilmediğini ve bizim açık hedef olduğumuzu söyledi. Oradaki durumu anlamandan beni götüremeyeceğini söyledi. Oradan Tuzla'ya eve gittik. Oradan İstanbul Valisini, 1. Ordu Komutanı'nı, Ankara Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürünü tek tek aradım. O arada tabi saat 10'unu geçiyor. O zaman Paralel Yapı diyoruz ve onların bir işi olduğunu söyledik ve biz de bu kanaat oluştu. Bunun emir-komuta sisteminde yapılan bir iş olmadığını anladık.
O zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradım kendisi o zaman Marmaris'teydi. Elde ettiğim bilgileri onunla paylaştım onun da yaptığı çalışmalar var. O da aynı kanaati benimle paylaştı. Biz o zaman bir karar da verdik; belki bunu daha önce söylememiş olabilirim bunlar bu arada saat 10.20'de yaşanıyor. Orada bir Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ortak bir karar aldık. Burada pabuç bırakmak yok. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ucunda ölüm bile olsa milletin emanetini bunlara teslim etmeyeceğimizi söyledik. Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan o zaman bu kararı aldık. O da Marmaris'ten gelmeye karar verdi. Gelmesi için gerekli tedbirler adına konuştuk ve kendisine Ankara'ya doğru gideceğimi söyledim. Bu alçaklara karşı yapılacakları konuştuk ve bu şekilde o gece anlaştık.
O zaman bir karar daha aldık; Paralel Yapı'nın işi olduğuna karar verdik ama bunu açıklamayalım dedik. Başlangıçta böyle bir yol izleme kararı verdik. Hatırlanırsanız 'bir grubun kalkışması üzerinde duruyoruz' dedik. Paralel Yapı olduğunu söylememe teklifini ben yaptım. Çünkü bunu biliyordunuz gibi dedikodular çıkaracaklardı. Benim ne kadar haklı olduğumda ortaya çıktı. Kontrollü darbe gibi saçma sapan laflarla muhatap olduk. Biz milletimize ve Allah'a güveniyoruz.