TÜBİTAK'tan 'balon balığı' uyarısı

TÜBİTAK, Kızıldeniz'den gelen deniz canlıları arasında tehlikeli ve zehirli olanların Akdeniz'de önemli bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek, ''Bu tür özellikle Antalya kıyılarında, kıyıdan denize girenler için tehlike oluşturuyor'' uyarısında bulundu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :26 Haziran 2012 , 00:00 Güncelleme Tarihi :26 Haziran 2012 , 17:15
TÜBİTAK’tan ’balon balığı’ uyarısı
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Kızıldeniz'den gelen deniz canlıları arasında tehlikeli ve zehirli olanların Akdeniz'de önemli bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek, ''Balon balıkları zehir taşıdığından yendiği zaman ciddi tehlikeye yol açabiliyor. Bunun yanı sıra denize girenler için tehlikeli olabilecek omurgasız türlerden zehirli denizanasının sayısı yaz aylarında zaman zaman patlama yaparak artıyor ve insanlar için tehlike oluşturuyor. Diğer bir zehirli tür uzun dikenli deniz kestanesi. Bu tür özellikle Antalya kıyılarında, kıyıdan denize girenler için tehlike oluşturuyor'' uyarısında bulundu.

TÜBİTAK'tan yapılan açıklamada, Süveyş Kanalı'nın açıldığı 1869 yılından bugüne 400'den fazla deniz canlısının Kızıldeniz'den Akdeniz'e geçiş yaptığı bildirildi.

Aralarında taş balığı gibi zehirli türlerin de olduğu deniz canlılarının Türkiye kıyılarında tehdit oluşturduğu kaydedilen açıklamada, Akdeniz ile Kızıldeniz arasında oluşturulan kanalın Kızıldeniz'den gelen yeni balık türlerinin Akdeniz'de yayılmasına neden olduğu belirtildi. İlk kez 1902 yılında gümüş balığı türü 'atherinomorus lacunosus'un Akdeniz'deki ilk Kızıldenizli olarak literatüre geçtiği hatırlatılan açıklamada, ''Konuyla ilgili sürekli güncel araştırmalar yayınlayan Uluslararası Akdeniz Bilimsel Araştırmalar Komisyonu'na (CIESM) göre 116 balık, 70 kabuklu, 137 yumuşakça ve 110 deniz bitkisinin Akdeniz'e geçtiği biliniyor. Bu sayı devamlı artarken, çoğu deniz canlısı henüz ülkemizde yaşamıyor' ifadeleri kullanıldı.

Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla yaşanan deniz göçünün Akdeniz'deki canlı yapısını yavaş yavaş tropik denizlerinkine benzettiği belirtilen açıklamada, ''Bugün kıyı kesimlerinde yapılan herhangi bir dalışta bir zamanlar Kızıldeniz'de yaşayan türlerle karşılaşmak çok olağan. Sokar balıkları, trompet balıkları, balon balığı, deniz tavşanı bunlardan bazıları. Göç nedeniyle Akdeniz, özellikle Doğu Akdeniz, dinamik bir ekosistem yapısına bürünmüş durumda. Akdeniz'de yaşayan bazı balık türlerini tehdit eden Kızıldeniz balıkları, özellikle kıyı ekosisteminde yer buluyor'' denildi.

Açıklamada, Kızıldeniz'den gelen deniz canlıları arasında tehlikeli ve zehirli olanların Akdeniz'de önemli bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekilerek, üzgün balığının vücudunda bulunan dikenlerden dolayı balık ağlarına zarar verebildikleri ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Balon balıkları zehir taşıdığından yendiği zaman ciddi tehlikeye yol açabiliyor. Bunun yanı sıra denize girenler için tehlikeli olabilecek omurgasız türlerden zehirli denizanasının sayısı yaz aylarında zaman zaman patlama yaparak artıyor ve insanlar için tehlike oluşturuyor. Diğer bir zehirli tür uzun dikenli deniz kestanesi. Bu tür özellikle Antalya kıyılarında, kıyıdan denize girenler için tehlike oluşturuyor.''

Türkiye'de Kasım 2011'de İskenderun'da görülen en son ziyaretçinin ise taşbalığı olduğu kaydedilen açıklamada, taş balığının Türkiye'de ilk, Akdeniz'de ikinci defa görüldüğü belirtildi.