SIÇRAMA YAPIYOR
Böbrek kanserinin tedavi edilmediği taktirde çevre doku ve organlara yayılabildiğini anlatan Prof. Dr. Can Öbek, "Erken evrede tanı alınması tedavinin başarılı olması ve iyileşme şansının yükselmesinde de etkili oluyor" şeklinde konuşuyor.
YAKINLARA BAKIN!
Sigara tüketimi, obezite ve yüksek tansiyonun böbrek kanserine yol açtığı saptanmış üç çevresel faktör olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öbek, birinci dereceden yakınında böbrek kanseri hikayesi olmasının da etkili bir risk faktörü olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Can Öbek, bu nedenle, böbrek kanserinden korunma adına atılacak en önemli adımın sigara kullanmamak ve obeziteye karşı önlem almak olduğunu söylüyor. Böbreklerde ortaya çıkan tümörler benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) olmak üzere iki şekilde görülüyor. Ancak günümüzdeki radyolojik görüntüleme yöntemleri ile tümörün 'iyi huylu' ya da 'kötü huylu' ayrımını yapabilmenin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Can Öbek, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tümör kitlesinin çapı küçüldükçe, iyi huylu olma olasılığının arttığını biliyoruz. Çapı dört santimin altında olan kitlelerin iyi huylu olma oranı ise yaklaşık yüzde 30 civarındadır."
ERKEN EVREDE BELİRTİ VERMİYOR
ÇOK nadir erken belirti veren böbrek kanserinde dikkat edilmesi gerekenleri Prof. Dr. Can Öbek, şöyle anlattı: "İleri evrelerde, idrarda kanama, bel bölgesinde ağrı ve/veya şişlik belirtileri gözlenebiliyor. Ancak hastalık bazen vücutta yüksek tansiyon, kilo kaybı, ateş, kansızlık veya kan sayımında yükseklik, kan kalsiyum seviyesi yükselmesi gibi bazı bulgulara da yol açabilir. Her ne kadar bu bulgular birçok hastalıkta gözlenebilse de özellikle risk faktörlerine sahip kişilerin daha uyanık olmasında yarar vardır."
TÜMÖRLER TESADÜFEN SAPTANIYOR
Böbrek kanserinin çoğu başka nedenlerle yapılan ultrasonografi, tomografi veya MR gibi görüntülemelerde tesadüfen saptanıyor. Prof. Dr. Can Öbek, şans eseri tespit edilen tümörlerin genellikle erken evrede olduğunu ve tedavisinin de daha kolay gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
CERRAHİ TEDAVİ YAPILIYOR
Böbrek kanserinde cerrahi tedaviye başvurulduğunu söyleyen Prof. Can Öbek, "Cerrahide amaç, hastanın durumuna göre, mümkün olduğunca kitlenin çıkarılıp böbrek dokusunun korunmasını sağlamaktır. Bu sayede kişinin kalp hastalıkları riski de azaltılmaktadır" dedi. Robot ve kapalı cerrahi yöntemleriyle de ameliyat yapıldığını ifade etti.
BİYOPSİ YAPILMASI ŞART DEĞİL
Tanı koymak için bilgisayarlı tomografi kullanıldığını ve ayrıca MR da çekildiğini belirten Prof. Can Öbek, biyopsinin standart bir uygulama olmadığını vurguladı.
KORUNMADA BESİNLERE DİKKAT!
Adaçayı: Bir miktar kurutulup 1 litre suda kaynatılarak içildiğinde, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir.
Su: Böbreklerdeki zehirli maddelerin vücuttan atılımı için günde en az 2 litre su içilmeli.
Yoğurt: Mayalanmış süt ürünleri probiyotik olmaları açısından böbrek sağlığı için çok yararlıdır.
Zerdeçal: Antiseptik özelliği taşıdığı için birçok ilacın da içinde bulunur.
Zencefil: Kanı temizleme ve böbrekleri toksinlerden arındırma özelliği vardır.
Isırgan otu: Isırgan otu çayı içilirse, böbreklerin çalışması hızlanır.
Kırkkilit otu: Mesane ve böbrek rahatsızlıklarında, taş ve kum rahatsızlıklarında çok faydalıdır.
Maydanoz: İdrar söktürücü ve böbrek taşlarının bir numaralı düşmanıdır. Ayrıca böbrekleri temizler.
Kabak çekirdeği: Böbrekleri serbest zararlı radikallerden korur.
Ayrık otu: Önemli bir idrar söktürücüdür. Böbrek iltihaplarını kurutmada, kum ve taşlarını düşürmede de etkilidir.