Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra dere kenarında cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan babasının amcasının oğlu Mehmet Aydemir, çıkarıldığı mahkemece 'kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 3'ü erkek, 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı'nın ilk günü merkeze 15 kilometre uzaklıktaki 300 nüfuslu Bezirhane köyüne gitti. Aile, yakınlarıyla bayramlaştıktan sonra Nihat Aydemir'in babasının evine geldi. Aydemir çifti içeri girerken, Leyla, kapı önünde oynamaya başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra dışarı çıkan çift, kızlarını bulamadı. Günlerce AFAD, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma Özel Harekât (JÖH) ekipleri tarafından kadavra arama köpekleriyle aranan Leyla'nın 18 gün sonra cansız bedeni bulundu.
Köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde yüz üstü su içerisine atılan Leyla Aydemir'in açlıktan öldüğü belirlendi. Üzerinde sadece 'nazar boncuklu' kolyesi kalan minik Leyla'nın kıyafetleri de yine daha önce defalarca aranan cesedinin bulunduğu yerde bir hafta sonra tarla biçmeye giden köylüler tarafından bulundu.
'SOSYAL MEDYADAKİ İDDİALARI REDDETMİŞTİ'
Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturma kapsamında Leyla'nın kaybolduğu ve daha sonra cesedinin bulunduğu köyde aramalar ve gözaltına alınanlar oldu. Gözaltına alınanlardan, daha önceden sosyal medyada 'Leyla'nın katili amcası çıktı' haberlerinde adı geçen ve baba Nihat Aydemir'in amcasının oğlu olan Mehmet Aydemir, çıkarıldığı mahkemece 'kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Nihat Aydemir, sosyal medyada amcasının oğlu olan Mehmet Aydemir'in fotoğrafının yayınlanarak, 'Leyla'nın katili amcası çıktı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi' şeklindeki paylaşımlara isyan etmişti. Baba Nihat Aydemir, " Acılarının kendilerine yettiğini belirten baba Nihat Aydemir, "Mehmet ile ilgisi yok. Asılsız iddialarda bulunanlarla ilgili Mehmet suç duyurusunda bulunacak. Eğer öyle bir şey varsa ben, sen fark etmez, kim olsa devlet gerekeni yapar. Ama aslı olmadan paylaşmak saygısızlık. Ben de olabilirim, devlet beni götürsün, idam etsin, ona kimse karşı gelemez. Neticeyi öğrenmeden, bir şey öğrenmeden bunu yapmak çok ayıp" demişti.