BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR?
Üzerine Bayram Namazı vacib olan mükellef; önce kalp ile niyet ederek; "Allahû Teâla (cc)'nın rızası için Bayram Namazı kılmaya niyyet ettim. Uydum hazır olan imama" der ve imam ile birlikte iftitah tekbirini alır. Hem imam, hem de cemaat tarafından gizli olarak "Sübhaneke" okunur. Sonra imam; ellerini kulakları hizasına kaldırarak yüksek sesle "Allahû ekber" der!..
Bu tekbir sayısı üçtür. Tekbirler arasında eller bağlanmaz, salıverilir. Üçüncü tekbirden sonra eller yeniden göbek altında bağlanır. İmam gizli olarak (Eûzü-besmele) istiaze yapar, sonra sesli olarak Fatiha Sûresi'ni ve buna ilave olarak herhangi bir sûreyi okur. Cemaat ise hiçbir şey okumadan imamı dinler. Sonra imam birinci rek'atın rükûunu ve secdesini edâ ederek ikinci rek'at için doğrulur. Cemaatte imamla birlikte rükû ve secdeleri, tesbihleri ile birlikte edâ eder.
İmam ikinci rek'atta ellerini bağlayıp gizli olarak "istiaze" yapar. Sonra sesli olarak Fatiha Sûresi'ni ve buna ilave olarak herhangi bir sûreyi okur. Bu kıraat tamamlandıktan sonra rükua varmadan önce, imam yine ellerini kulakları hizasına kaldırarak "Allahû Ekber" der ve ellerini salıverir. Bu şekilde tekbirler üçe tamamlanır. Dördüncü defa alınan tekbirde rükua gidilir ve rükû tesbihleri edâ edilir. Ondan sonra "Secde'ler" yapılarak, tahiyyatta oturulur. İmamla birlikte selam verilmek suretiyle; iki rek'atlık Bayram Namazı eda edilmiş olur.
Böylece ziyade tekbir sayısı "altı" olmuş olur. Bunların üçü birinci rek'atte, üçü de ikinci rek'attedir. Bayram Namazları'nda üç de aslî tekbir vardır. Bunlardan biri iftitah tekbiri, ikisi de rükû tekbirleridir. Bu durumda iki rek'atlık Bayram Namazı'nda "dokuz tekbir" alınmış olmaktadır.
İKİ HUTBE ARASI OTURMAK ESASTIR
Bayram Namazı'ndan sonra; iki hutbe okunur. Zira Resûl-i Ekrem (sav) böyle yapmıştır. İki hutbe arasında az bir miktar oturmak esastır. Ancak Hanefi Fûkahası'na göre; hutbeye ilk çıktığında oturmaz. Hutbenin başında tekbir almak, ikinci hutbede ise yedi defa tekbir getirmek müstehabtır. Zahidi'de de böyledir. Ramazan Bayramı "Hutbe"sinde; Sadaka-i Fıtr'ın mahiyetini, kimlere vacib olduğunu ve kimlere verilmesi gerektiğini ve neden vacib olduğunu izah eder. Kurban Bayramı "Hutbe"sinde; kurbanın mahiyetini, nasıl kesileceğini ve teşrik tekbirlerinin hükümlerini beyan eder.
BAYRAM NAMAZI KAZA EDİLİR Mİ?
Molla Hüsrev: "İmam, Bayram Namazı'nı cemaat ile birlikte edâ etse ve bazı insanlar namazı kaçırsa; o namaz ne vaktinde, ne vaktinden sonra kaza edilemez. Zira Bayram Namazı'nın şartları sadece edâ eden mükellefle tamam değildir" hükmünü zikreder.
İmam-ı Merginani: "Bayram Namazı, edâ edecek kimseyle tamamlanmayan birtakım şartlarla bilinir. Ancak "Hilal" hava bulutlu olduğu için her yerde görülemez ve insanlar; "Ulû'lemr" katında, zeval vaktinden sonra hilali gördüklerine dair şehadette bulunurlarsa, ertesi gün Bayram Namazı edâ edilir. Zira bu meşru bir özürle te'hir etmek hükmündedir. Ayrıca bu hususta da Hadis-i Şerif varid olmuştur. İkinci günde; "Bayram Namazı'nı" men eden meşru bir özür ortaya çıkarsa, ondan sonra (Yani üçüncü gün) o namazı kılamazlar. Zira "Bayram Namazı'nda" asıl olan; tıpkı Cum'a Namazı gibi kaza olunamamasıdır" buyurmaktadır.
Feteva-ı Hindiyye'de de: "Ramazan Bayramı Namazı'nı, özürsüz olarak ikinci güne te'hir etmek caiz değildir. Tebyin'de de böyledir. Kurban Bayramı Namazı'nı birinci gün eda etmeye mani bir özür bulunursa; imam ve cemaat tarafından ikinci veya üçüncü günde de kılınabilir. Bundan sonra kılınamaz. Hiçbir özür yokken, ertesi güne bırakılmış olsa edası yine caizdir. Ancak bu kötü bir iştir. Bayramın ikinci gününde de, Bayram Namazı'nın vakti, aynen birinci günündeki vakti gibidir. Tatarhaniye'de de böyle zikredilmiştir" hükmü kayıtlıdır.
Dikkat edilirse; Ramazan Bayramı Namazı; meşru bir özür olduğu zaman ikinci günü de edâ edilebilir. Üçüncü gün caiz olmaz. Kurban Bayramı namazı ise; meşru özür olduğu zaman; ikinci ve üçüncü günde de edâ olunabilir. Daha sonra edâ etmek mümkün değildir. Şurası da bilinmelidir ki; "Bayram Namazları" ferdi olarak (Yani tek başına) edâ da olunamaz, kaza da edilemez. Ancak edâsının şartlarına riayet edilerek cemaatle kılınabilir.
BAYRAM NAMAZI KİMLERE VACİBTİR?
İmam-ı Merginani: "Bayram Namazı, üzerine Cum'a namazı farz olan her mükellefe vaciptir" hükmünü beyan etmektedir. Dolayısıyle bir kimsenin üzerine "Bayram Namazı'nın" vacib olması için:
1) Hür olmalıdır: Köle ve esir olan mü'minlere vacib değildir.
2) Erkek olmalıdır.
3) Mûkim olmalıdır.
4) Sıhhatli olmalı ve yürümeye gücü yetmelidir. Kötürüm, felçli ve âmâ olan kimselere vacip değildir.
654 Bayram Namazı'nın edâ edilebilmesi için; mükellefin dışında aranan şartlar da şunlardır:
1) Şehirde mûkim olmak: Köylerde bayram namazı kılmak tahrimen mekruhtur.(546)
2) Ulû'lemr'in bizzat kendisi veya görevlendirdiği bir kimse bulunmalıdır ve bayram namazı için izin vermelidir.
3) Vaktinde edâ edilmelidir.
4) İzn-i âmm.
5) Cemaattir.