AŞURE PİŞİRMENİN PÜF NOKTALARI
İnsanlık tarihi kadar eski bir tatlı aşure. Hem Muharrem ayının onuncu gününe tevafuk etmiş birçok olayı anmak ve kutlamak maksadıyla pişirildiği, hem de paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesi olduğu için aşure asla yalnızca bir tatlı değil. Rivayete göre gemisini kendisine inananlarla birlikte karaya oturtan Nuh Aleyhisselam'ın kalan yiyecekleri bir araya toplayıp pişirmesi sonucu ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden yoruma açık, her elde farklı marifet bulan bir tatlı aşure. Kuvvetli muhtemel o gün o gemide bulunanlar, günümüzde pişirilen aşureyi görse bir hayli şaşırırdı. Öyle ya içine katılan temel malzemeleri bir yana bırakırsak herkes damak tadına göre pişiriyor ve göz zevkine göre süslüyor aşureyi. Bu yüzden aşure nasıl yapılır sorusunun tek bir cevabı yok. En az yedi malzeme konularak ve en az yedi kapıya dağıtılması gerektiği geleneğinden hareket ettik. Yedi farklı yemek yazarı ve şefe aşureyi sorduk.
Pişirenler gayet iyi bilir, başarılı bir aşure kıvamı yerinde, rengi berrak, malzemesi bol olmalı. Ancak böyle bir sonucu elde edebilmek sanıldığı kadar kolay değil. Yapımına dair birçok püf noktası bulunuyor. İşte aşurenin herkesçe kabul görmüş püf noktaları:
Bakliyatlar ayrı ayrı ve soğuk suyla akşamdan ıslatılmalı, ertesi gün yine ayrı ayrı haşlanıp (pişme süreleri farklı olduğu için), suları süzüldükten ve kabukları ayıklandıktan sonra tencereye katılmalı. Bakliyatların sularının süzülerek tencereye katılması aşurenin renginin berrak olmasında büyük önem arz ediyor. Ancak yemek yazarı Ebru Omurcalı aşureyi karartma pahasına besin değeri açısından haşlama sularının atılmaması gerektiği kanısında. Haşlama sularının aşurede kullanılması yalnızca tatlının rengini bulanıklaştırmıyor, şişkinliğe de neden oluyor. Ayşe Tüter'in ise bu konudaki tavsiyesi bakliyatlar haşlanırken içine bir adet kimyon çubuğu ya da bir bütün soğan konulması.
Aşurenin kararmaması için incir ve ceviz gibi malzemeler yalnızca süslemede, o da aşure soğuduktan sonra eklenmeli.
Tüter, inciri illa ki aşurenin içinde sevenlere ayrı bir kapta haşlayıp, doğradıktan sonra kâselerin dibine paylaştırmalarını ve sonrasında sıcak aşurenin kâselere dökülmesini öneriyor. Karanfil ve gül suyu aşureyi ocaktan indirmeye yakın ya da hemen akabinde katılmalı.
Şeker sona bırakılmalı ve ilave edildikten sonra sürekli karıştırılmalı. Aksi takdirde kısa süre içinde dibi tutabilir. Bu da aşurede yanık kokusunun oluşmasına neden olur. Elif Korkmazel, bu noktaya güzel yorumda bulunarak değiniyor: "Ocakta aşureyle birlikte pişmek, o teri dökmek lazım." Omurcalı da şeker sonlara doğru konulmazsa aşurenin yalnızca dibinin tutmayacağı, buğdayın da sertleşmesine neden olacağı bilgisini paylaşıyor.
AŞURE İÇİN BİR GÜN ÖNCE YAPILACAKLAR
- Buğdayı, nohutu ve fasulyeleri birkaç su yıkayıp suyunu süzelim
- Aşurelik buğdayı kaynar su ile akşamdan ıslatalım
- Ayrı kaplarda nohut ve kurufasulyeyi de soğuk su ile akşamdan ıslatalım
BU MALZEMELERİ YAVAŞ YAVAŞ EKLEYİN
- Haşlanan buğday, nohut ve fasulyeleri bir tencereye alalım
- Üzerlerine yetecek sıcak su ilave edelim (Bakliyatlara piştikten sonra soğuk su ilave ederseniz çok zor pişer)
- İçine şekeri, tavla zarı iriliğinde doğranmış portakal kabuğunu, havucu, kayısı ve kuru üzümü ilave ederek ağır ateşte aşure özleşip kıvamlanana dek arada bir karıştırarak kaynatalım (Bu arada suyu veya şekeri az gelirse azar azar sıcak su ve şeker ilave edelim)
SON YAPILACAK İŞLEMLER
- Aşureyi ateşten almadan 5 dk önce 1-2 çorba kaşığı nişastayı 1/2 su bardağı su ile ezerek ilave edelim
- Elmayı ve portakalı soyup küçük küpler halinde doğrayarak küçük doğranmış incirleri ilave edelim
AŞURENİN ÜZERİNE KONAN MALZEMELER
-Aşureyi sürekli karıştırarak bir taşım daha kaynatıp ateşten alalım
İçine fıstıkları ilave ederek aşureyi kâselere boşaltalım
-Üzerine fındık, tarçın, nar taneleri serpip arzuya göre gül suyu gezdirerek soğuk veya sıcak servis yapalım.
AŞURE GÜNÜNÜN ÖNEMİ NEDİR
Aşure günü 10 defa şu duâ okunur: Sübhânallâhi mil'el mîzân. Ve müntehe'l-ilmi ve meblağa'r-rızâ ve zinete'l-Arş. Muharrem ayının onuncu günü Aşûre günüdür. Muharrem ayı, Kur'an-ı Kerim'de, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.[Müslim]
EMİNE BEDER KİMDİR?
Emine Beder, 2 Ağustos 1960 tarihinde dünyaya gelmiştir. Annesi, I. Dünya Savaşı sonrasında Selanik'ten Akşehir'e göçmüş Rumeli Türklerinin ikinci kuşağındandır. Beder yemek yapmayı Akşehir'in yerlilerinden olan babasından öğrendiğini söylemiştir.
Meslek yüksekokulu elektrik bölümü mezunu olan Emine S. Beder'in 1980 yılında yaptığı evlilikten iki çocuğu vardır.
1994 yılında yurt çapında üç yemek yarışmasını kazanan Emine Beder, aynı yıl Sabah gazetesinin Melodi ekinde yazmaya başlamıştır.
Uzun yıllar bu gazetede yazarlık yaptıktan sonra, 1 Numara Yayıncılık'ın çıkarttığı Sofra dergisinde yemek danışmanı ve baş yazar olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı dönemde Sabah gazetesi ile birlikte verilen onlarca yemek kitapçığında imzası bulunan Emine Beder, çeşitli televizyon kanallarında ve radyolarda yemek programları sunmuştur.
Emine S. Beder'in İnkılap Yayınevi'nden piyasaya çıkan, altı ciltlik kategorili yemek kitabı ve iki adet de toplu yemek kitabı vardır.