Alman Zanaatkarlar Birliği Başkanı Hans Peter Wollseifer ise yasanın önemine vurgu yaparak vize alma süreci de dahil olmak üzere çalışmaların "hızlı ve bürokratik olmayan" bir biçimde uygulanması çağrısında bulundu. Wollseifer, "Şu anda sektörde kalifiye çalışan olmadığı için 250 bin kişilik boş pozisyon doldurulamıyor" dedi.
Başbakan Angela Merkel de yaptığı son açıklamada AB dışı ülkelerden kalifiye işgücü göçüne mecbur olduklarını vurgulamıştı. Çalışma Bakanı Hubertus Heil ise zirve öncesinde iş dünyasına yeni bir istihdam stratejisi benimseme çağrısı yapmıştı. Heil, "İş dünyası devlete hangi alanlarda iş gücü istihdam etmek istediğini söylemeli" demişti.
Almanya daha önce hemşire ve nitelikli sağlık çalışanlarının istihdamı için Meksika ile anlaşma sağlamıştı.
Yasanın yürürlüğe girmesi arefesinde nitelikli işgücünün Almanca öğrenmesi, vize işlemlerinin hızlandırılması ve diğer bürokratik işlemlerin azaltılması amacıyla Almanya dışında işçilerin geleceği ülkelerin sınırları içerisinde de bazı çalışmalar yapılması bekleniyor. Alman hükümetinin bu yolla işçiler ülkelerinden çıkmadan önce uyum sorununu en aza indirmeyi amaçladığı düşünülüyor.
Berlin'in Meksika ve Filipinler dışında Hindistan, Vietnam ve Brezilya gibi ülkelerden kalifiye işçi getirmek için ilgili hükümetlerle temas halinde olduğu belirtildi.
Almanya'da sağlık sektörü dışında özellikle internet teknolojileri (IT), metal ve ağır sanayi, aşçılık ve gastronomi ile inşaat alanında önemli işgücü açığı bulunuyor.
VASIFSIZ İŞÇİ DEĞİL UZMAN ARANIYOR
Dünyadaki ekonomik durgunluk ve resesyona rağmen, Almanya'da böyle bir tablonun ortaya çıkmasının nedeni ise hasta ve yaşlı bakım sektöründe çalışan ihtiyacının artması, hizmet sektörüne yoğun talep ile eğitim ve çocuk yetiştirme alanındaki gelişmeler olarak gösteriliyor.
Almanya, çeşitli alanlarda uzman işçilere ya da eğitimli, meslek sahibi çalışanlara ihtiyaç duyuyor. Bilgisayar uzmanları, program yazılımcıları, doktorlar, (takvim.com.tr) bilim adamları, dil bilen yüksek donanımlı insanlar ise bunların başında geliyor. Doğu Avrupa'dan gelen işgücü bu alanlardaki boşlukları doldurmaya yetmiyor. Bu nedenle örneğin Türkiye'den gelebilecek yüksek donanımlı çalışanlar, mesleklerine uygun iş bulduğu takdirde daha kolay oturma ve çalışma izni alabiliyor.