Hoş geldin Ramazan | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu 11 ayın sultanı Ramazan'da Takvim okuyucularıyla bir araya geliyor. Hatipoğlu, bugünkü köşesinde "Hoş geldin Ramazan" başlıklı yazısıyla okurlarımızdan gelen soruları yanıtladı. İşte Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun 11 ayın sultanı Ramazan ile ilgili 24 Nisan tarihli yazısı...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :24 Nisan 2020
Hoş geldin Ramazan | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan

İÇİNDEKİLER



Şükürler olsun Ramazan-ı Şerif'e erdik. Hepimiz son yılların en sıkıntılı zamanlarını yaşarken ramazan bir rahmet gibi geldi. Rabbim hepimize bu bereketli aydan en güzel şekilde istifade edebilmeyi nasip etsin.

Bugün Ramazan'ın birinci günü... Edep, hayâ ve kulluk şuurunun her yerde hâkim olması gerekiyor. Tövbe etmeli, orucumuzu tam tutmalı, namazımızı tam kılmalıyız. Bu yıl evlerimizde kılmak zorunda olduğumuz Teravih'i ihmal etmemeli, vitir ve gece namazı kılmaya itina etmeliyiz. Bu ay bizlere sunulmuş büyük bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Belki bir daha bu fırsatı yakalayamayız. Geçen sene bu günleri yaşayıp bugün aramızda olmayanlar yok mu? Günahlardan pişman olarak kendimize yeni bir rota çizelim. Zira Ramazan ayındaki ibadetler Rahman'ın arşında karşılık bulacaktır. Hz. Peygamber (sav) ramazan ayını geçirirken sadece Rabb'in rızasına talip olan kişi için şöyle bir müjde veriyor: "Kim sevabını Allah'tan dileyerek gündüz oruç, gece ibadetle ramazanı geçirirse annesinden doğduğu gün gibi günahsız olur." Ramazan, ahiret için bir sermaye... Cennet için bir anahtar... Ramazan da ahirete ekin atmanın mevsimi... Birbirimize nefret nazarıyla bakmak yerine sevgiyle kucaklaşalım. Bir arada olalım. Kendimiz kadar başkalarını da düşünelim. Birbirimiz için dua edelim. Hangimizin duası kabul olur, onu yalnızca Allah bilir. Âminlerimiz meleklerin âminleriyle beraber semaya yükselirken inanıyorum ki musibetler, belalar savuşup gidecek ve ülkemizi, coğrafyamızı terk edecek.



ORUÇ ALLAH'A TESLİM OLMAKTIR
Oruç, sadece yemek yememek, su içmemek değildir. Bütün varlığıyla, organlarıyla, iç âlemiyle Allah'a teslim olmaktır. Sadece yemek yememek, su içmemek İmam Gazali'nin deyimiyle "Halkın orucudur." Kalbiyle, organlarıyla oruç tutmak ise özel insanların orucudur. Kendini Rabbe teslim etmiş, kullukta mesafe almış insanların orucu kalp orucudur. Hz. Peygamber (sav) "Siz oruçluyken biri size sataşırsa ben oruçluyum desin" buyuruyor. Sataşana, hakaret edene onun üslubuyla cevap vermeyin buyuruyor. Ne kadar zor değil mi? Egoyu, nefsani duyguları bastırmak hakikaten zordur. İşte biz bu günlerde bu zor olanı yapmaya gayret edeceğiz. Sövene dilsiz, vurana elsiz, kalp kırana karşılıksız kalmak lazım... Becerebilirsek.


TEHECCÜD NAMAZINI KILALIM
Sahur için kalktığınızda teheccüd namazını kılmaya gayret edin. Ebu Zür'a-Razi büyük bir hadis âlimiydi. İbni Mace'nin Sünen'ini tahkik etmiş, Buhari hakkında değerlendirmede bulunabilecek kadar büyük bir hadisçi. Hadis ilminde, 'Emirel Müminin' sayılabilecek bir hıfza sahipti. Vefat ettiğinde rüyada görülür. Kendisine "Allah sana nasıl muamele etti?" diye sorulduğunda; "Hadis ilmine hizmetim ve gece herkes uykudayken kıldığım (teheccüd) namazları beni kurtardı" demişti. Rüya bu. Ama ibret taşıyan özel rüyalardır bu tür rüyalar. Onun için sahur vakti teheccüd namazını ihmal etmeyelim.


BİR HADİS
"Rabbiniz buyuruyor ki; Her iyiliğe 10 katından başlayarak 700 katına kadar sevap yazılır. Oruç ise böyle bir değerlendirmeye tabi olmayıp onun mükâfatı bana ait olup onu ben mükâfatlandıracağım. Oruç ateşe karşı koruyucu kalkandır. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Bilgisiz biri oruçlu iken sataşırsa ben oruçluyum desin başka cevap vermesin." (Buhârî, Savm: 2; Müslim, Sıyam: 30)

BİR AYET
(O
sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bakara-185)


BİR SEVAP
"La Havle vela kuvvete illa billah" demek Kim 'La Havle vela kuvvete illa billah' (Bütün güç ve kuvvet en yüce ve en büyük olan Allah'ın yardımıyla elde edilir) derse kendisi için cennette bir hurma ağacı dikilir. Hz Peygamber (sav) bir sahabeye "Sana cennetin hazinelerinden bir hazine vereyim mi" buyurdular. Elbette denince O da "La Havle vela kuvvete illa billah" dedi.

BİR DUA - VEYSEL KARANİ'NİN DUASI
Allah'ım
, sen Rabbim'sin, ben kulunum. Sen Halik, ben mahlukum. Sen rızk veren, ben rızıklanan. Sen sahip, ben sahiplenen; sen şerefli, ben şerefsiz; sen zengin, ben fakirim. Sen diri, ben ölüyüm. Sen Bâki, ben fâniyim. Sen kerem sahibi, ben keremsizim. Sen iyilik yapan, ben kötülük yapanım. Sen bağışlayan, ben günah işleyenim. Sen büyük, ben küçüğüm. Sen kuvvetli, ben zayıfım. Sen veren, ben dilenenim. Sen emniyetli, ben emniyetsizim. Sen cömert, ben ise miskinim. Sen kabul eden, ben duâ edenim. Günahlarımı bağışla, beni azarlama, beni rahmetine ulaştır, ey merhamet edicilerin en merhametlisi...


SORU - CEVAP
- Kötü söz söylemek, gıybet, küfür etmek orucu bozar mı?

Bu sayılanların hepsi kötü ahlakın çeşitleridir. Oruçlu olana veya olmayana haram kılınmıştır. Peygamberimiz 'Gıybeti ve yalanı bırakmayan kişinin orucuna Allah'ın ihtiyacı yoktur' buyurur. Bütün bunlarla beraber saydıklarınızın hiçbiri orucu bozmaz. Küfredenin, hakaret edenin oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır.

- Namaz kılmayan bir kişi oruç tutabilir mi?
Namaz ve oruç ayrı iki farzdır. Elbette ki müslümanın beş vakit namazını kılması ve orucunu tutması gerekir. Ancak namaz kılmayan veya kılamayan bir kişiye "Oruç tutamazsın" deme hakkına sahip değiliz. Kişi neyi yapabilirse o onun için iyidir.


- Nazardan korunmak için "Maşallah" demek yeterli olur mu?
Maşallah ifadesi "Allah'ın dilediği olur" anlamına gelir. Bu söz, güzel ve beğenilen şeyler karşısında Allah'ın büyüklüğünü hatırlamak ve hayranlık belirtmek için kullanılan bir ifadedir. Bu nedenle de toplumda nazar değmemesi için kullanılıyor. Hz. Peygamber (sav) nazar, göz değmesine karşı Ayet-el Kürsi, İhlas, Felak ve Nas surelerini öğütlemiştir.


PROF
. DR. NİHAT HATİPOĞLU İLE 11 AYIN SULTANI RAMAZAN